İKİNCİ ŞANS

742 42 6
                                    

Elsa'nın ağzından......

Dereye bir adım daha atsa düşecekti ve o adımı atacaktı.

-Hero!Sakın!Bana bir açıklama borçlusun!Bunu hakediyorum!

Bana döndü ama bakışları ne kadar buğulu olsada bir kaya kadar hissizdi.

-Açıklama yapmama ne gerek var?Önemli mi?

Dedi yaşından daha fazla olgun durarak.

Beni hep hayretler içinde bırakmıştı zaten bu kısacık zamanda.Onunla hiçbir zaman bir çocuk gibi konuşamadım.Buna izin vermedi.

Her zaman bilinçliydi.Her anını ve adımını düşünürdü.Merida'dan bile daha dikkatliydi kimi zaman Astrid'ten bile.

-Önemli olan neden kendine bu işkenceyi yaptığın?

Kaşları şaşırmışçasıma havalandı.Dediklerimi anlamaya çalışıyordu.

-İçinde yaramaz bir çocuk olduğuna eminim....

Devam edecek onun çaresiz ve acı dolu bağırışı bunu durdurdu.

-O çocuk öldü.Abisiyle birlikte,yapayalnız dört duvar arasında öldü o çocuk.Ben hiçbir zaman o çocuk olamayacağım artık.Sebebim yok.

İçinde neler yaşıyordu,neler kurguluyordu,verdiği bu iç savaş ne içindi hiç bir fikrim yok ama ona ağır gelmeye başladığı belliydi.

-Neden?İzin mi vermiyorsun o çocuğun oynamasına,yoksa koşullar gereği mi o çocuk içinde hala can çekişiyor?

Diye kararlıca konuşsamda içimde korku vardı ve ayağımı şu aptal kökten kurtarmaya çalışıyordum.

Sorumla birlikte Hero'nun bakışları derinleşti.Başka yerlere gitti.

-Her ikiside.

Diye çok kısık bir sesle cevap verirken arkasındaki sertçe akan su sebebiyle neredeyse onu duyamıyordum.

-Abin.O bunu ister miydi?

Gözleri büyüdü ve düşünmeye başladı.Bir kaç dakika öylece durduk.

-Hayır.İstemezdi.O her zaman benim iyi olmam için elinden geleni yapardı.

-İntahar etmek üzere olduğu görse ne yapardı?

Bunuda düşündü ve kendine verdiği cevap hoşuna gitmemiş olcakki başını yere eğdi.

Gözlerini göremiyordum.Sadece arada bir damlayan göz yaşlarını görüyordum.

-Ne istiyorsun?

-Konuşmak.Kimse sebepsiz yere bunu yapmaz.Kimse sebepsiz yere kötü olmaz,yada böyle olduğunu düşünmez.

Diye sıraladım düşüncelerimi.Ve artık bileğimi çıkarmaya uğraşmaktan sızlamaya ve yanmaya başladı.Sen oraya nasıl girdin lanet ayak.

-Normal bir gündü.Çarşıda her zamanki gibi dolanıyordum.Farklı bir şey yoktu ,er taraf bağırış çağırış bir şeyler satmaya uğraşan satıcılarla doluydu.Tek fark Loise'nin bana koşarak gelmesiydi.Koşmumuzdu kendisi.Tatlı ve iyi bir kızdır.Gelip bana bir adamın evimize zorla girdiğini söylemişti.Ondan sonra eve nasıl koştuğumu pek hatırlamıyorum.Korku o zaman damarlarımda dolaşan kandan bir ağırdı.Eve girdiğimdeyse hayatım,abimin kanlar içinde yere yığılışı kadar kısa bir sürede yok oldu.Daha sonra olan oldu kendimi kaybettim ve o adamı öldürdüm.Hayatımda ilk kez birini öldürsemde hiç pişmanlık veya acıma,hiç bir şey hissetmedim.Daha sonra daha acımı tam yaşayamadan öfke,kin,nefret ve intikam duygusuyla dolduruldum.

KARANLIĞIN BUZUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin