Bölüm şarkısı Sia ~ Big Girls CryGözlerim benim iznim olmadan yavaşça açıldı ve korkuyla etrafa baktım. Her yer karanlıktı. Göremiyordum.
Kalbim göğüs kafesimi parçalarcasına atıyordu. Elimi gözüme doğru yaklaştırdım, ağlıyordum.
Ancak ne görebiliyordum ne de hissedebiliyordum.
Sanki bu beden bana ait değilmiş gibiydi. Tanıdık his çok geçmeden geri geldi. Hiçbir ses duyamaz oldum. Bedenim ayağı kalktı ancak ruhum hala yataktaydı. Gözlerimin karaltısı bir anda geçti. Elimi gözlerime siper ettim, ışığa daha alışamamıştım.
Bedenim önümde bana sırıtıyordu. O beden benim değildi dedim içimden. Bağırarak ağlamak istiyordum. O beden bile bana ait değilse, benim dünyada bulunmam adaletsizlik değil miydi ?
'Bu beden senin, ancak yakında benim olacak. Bizim güçlerimiz aynı ama beni seçmediler. Küçük bir oyun oynadım ve sen küçükken senin bedenine girmeyi başardım. Ben seninle aynı yaştayım Mina. Ben seninle büyüdüm.
Sen beni bedeninden çıkarıncaya kadar ben senin bedeninde hakimiyet kuracağım. Ta ki sen kendi bedeninde gittikçe kaybolan bir ruh olana kadar.
Benden kimseye söz edemeyeceksin. Boğazındaki el izlerimi sadece sen görebileceksin, senden başka kimse benim varlığımı bilemeyecek. Ayrıca insan olarak da etrafında dolaşacağım ama sen beni asla bilemeyeceksin.
Senin yavaş yavaş delirdiğini düşünecekler. Tam o sırada ortaya ben çıkacağım. Herkes seni unutacak ve benden onları kurtarmamı isteyecekler.
Unutmadan, geleceği görebilenler kendine hakimiyet kurmalıdır yoksa birbirlerine dokunduklarında güçlerine hakimiyet kuramayan zehirlenir. Zehri seni boğarak dışarıya attım. Kendine dikkat etmelisin savunmasız grili kız.'
Uyandığımda elim istemsizce bedenimde dolaştı. Ayağa kalktım, dolaştım biraz, yüzümü ovaladım, daha sonra aynanın karşısına geçtim. Boğazımda dolaştı parmaklarım, el izi boğazımı kaplamıştı. Mosmordu.
Ancak kendimi iyi hissediyordum. Gözlerimden yaşlar akarken, benim olmayan bedenimi izledim. Gözyaşlarım yüzümden boynuma doğru bir yol çizdi sonra yere düştü. Tam o sırada kapı açıldı. Kızlar odayı doldurdu. Onların boğazımda ki morluğu sormalarını bekledim.
Ama sormadılar.
"Neden ağlıyorsun canım? Hem neden boynunu tutuyorsun çek bakayım o elini grili kızım," dedi Beryil.
Daha sonra elimi çekti ve boynuma bakındı. Hiçbir şey yokmuş gibiydi ancak aynaya baktığımda ben o el izlerini görebiliyordum. Delirecek gibiydim. Bu düşünceyle sarsıldım.
'Senin yavaş yavaş delirdiğini düşünecekler.'
Ondan ve boğazımdaki el izlerinden kimseye bahsetmemeliydim. İnsanların bana acıyan bakışlarını ne ben ne de bana ait olmayan bedenim kaldıramazdı.
"Hastayım ya ondandır," Dedim ve yatağa doğru ilerleyip oturdum. Gözlerim dolu doluydu. Ama tavana bakıp yere düşmeyi bekleyen gözyaşlarımı inatla geri gönderdim.
Etrafa baktığımda ağlama hissim geri giderdi bu yüzden bu yolu denedim. Duvarlara, yere, onların yüzüne bakmamak için aklıma esen her tarafa baktım. Ancak göz yaşlarım bana ihanet ediyor, onlara kötü olduğumu, kaybolduğumu benimle alay eder gibi gösteriyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CELPS GEZEGENİ
FantasyCelps Gezegeni'ne gitmeye hazır mısınız? Ya, Zekanus'un karanlık kapılar ardındaki merhametsizliğini görmeye? Bir genç kız düşünün: Geleceği görebilen bir genç kız. Yeni bir dünya düşünün: Gücü yüzünden o genç kızı içine çeken bir dünya. Bu savaş...