29. BÖLÜM

1K 81 31
                                    

Bölüm şarkısı;
Lady Antebellum ~ Need you now

Bugün Celps Gezegeni'nde 2 Kasım ve Tekan'ın doğum günü! Doğum günün kutlu olsun Tekan Kasra. Seni çok seviyorum.

Ayrıca dün Celps Gezegeni 1 yaşına girdi! Bu bölüm hiç aklımda yoktu, daha farklı şeyler olacaktı ancak tarihe bakıp Celps Gezegeni'nin 1 yaşında olduğunu görünce dedim ki bölüm erken gelsin. Hâlâ 1 yıl geçtiğine inanamıyorum. Size de çok teşekkür ederim benim yanımda olduğunuz için, hikayeye benimle birlikte ortak olduğunuz için! 💕

Kırık camları kanlı ellerimle toplamaya çalışırken camların kana bulanıp derime gömülmesini hissetmiyordum bile. Cam kırıkları ellerime batıp kalbimi parçalara bölerken umutsuzca ellerimi cam kırıklarından çekmeye çalışıyordum.

Bunu ben yapıyordum.

Kendimi parçalara ayırıyordum.

Tekan'ın annesi bana sarılırken bile onu itmem gerektiğini biliyor ancak anne özlemiyle kanayan yaralarımı onun kollarıyla sarmaya çalışıyordum.

Annemi çok özlemiştim.

Tekan'ın annesini dirseklerinden tutup kendimden uzaklaştırırken kanlanmış harelerimle ona baktım. Dudakları titrerken gözyaşlarına hakim olamıyormuş gibi görünüyordu.

"Ne yapıyorsunuz?" Dedim ve ellerimi ondan çekip iki yanımdan sallandırdım. Kendimi öyle boş hissediyordum ki sanki etrafımda bir pus sallanıyor, bana gerçekleri göstermemeye çalışıyordu.

"Sadece.. sadece seni, sizi merak ettim." Sesindeki korku etrafımızda bir sis gibi birbirimizi görmemizi zorlaştırıyordu.

Sanki o sis perdesinin arkasından gerçekleri haykırıyordu.

Şüpheyle "Başka bir şey olabilir mi?" Dedim. Gözüm omzunun arkasından Tekan'a kayıyor, siniri yüzünden bir şey yapmasından korkuyordum. Öfkesini kontrol edemiyordu.

Tekrar kraliçeye baktığımda gözlerinin parıldayıp bana şevkatle baktığını gördüm. Neden bana şevkatle bakıyordu? Belkide bana acıyordu. Bu düşünceyle kendi kendime sinirlendim ve kaşlarımı çatıp kraliçeye bakmayı sürdürdüm. Çok uzun bir zaman böylece birbirimize baktık. Tekan ona hiç benzemiyordu. Ne hareketleriyle ne de fiziksel görünüşüyle. Tekan daha çok babasına benziyordu. Kendi kendime 'O pislik adama benzeyemez,' diye söylendim.

Birden kraliçenin kolları beni tekrar sararken kasılıp kaldım. Ancak elleri saçlarıma daldığında donup kalmış boş gözlerle etrafa bakıyordum. Neden böyle davranıyordu? "Sen," diye fısıldadı. "Sen."

Tekan koridorun başında belirince kraliçeden ayrılmaya çalıştım. O da anlamış olmalı ki beni rahat bıraktı ve ikimiz birden Tekan'a bakmaya başladık. Tekan kolumu tutup beni kendine çekince düşecek gibi oldum ancak ona tutundum ve sinirle ona baktım. Boş gözlerle annesine bakıyordu. Oğluna hiç annelik yapmayan annesine bakıyordu.

Tekan gözlerini kısıp "Senin kocanın arkamdan iş çevirmesinden bıktım," dedi sinirle. Bu adamın sınırları yoktu. Her an birini öldürecek gibi bakıyordu. Beni kolunun altına çekip kolunu omzuma attı. Ardından çenesiyle beni gösterdi ve tekrar annesine baktı. "Artık sizin oğlunuz değilim anne." Güldü. Bu adam acıyı tebessümünde saklamıştı. "Hoş, ne zaman sizin oğlunuz oldum ki? Buradan ayrılıyorum ve kendime yeni bir krallık kuracağım. Bunu siz istediniz. Kral'a söyle Mina'ya asla zarar veremeyecek. O bana ait. Bana ait olanın canını yaktırtmam. Onun canını acıtanın ruhunu alırım, anne. Bu sen veya babam olsa bile."

CELPS GEZEGENİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin