35. BÖLÜM

675 48 12
                                    

Bölüm şarkıları
Tris & Four ~ Warrior
Skylar Grey ~ Words  (açın dediğim kısımda açmanızı öneriyorum.)

Unutmanın yarısı bir kaçış biçimidir aslında. Ellerimiz sevdiği adamın ellerini unutur, sızlamamak için. Gözlerimiz kapanır dış dünyaya, göz kenarlarımız yaşlı okyanuslar gibi yosunlar kaplar her yanını. Gözlerimiz ise sevdiği adamı göremediği için karanlık mürekkeplerin ardına saklanır.

Mina neden Yankı'ya sarıldığını, ona neden onu sevdiğini söylemişti bilmiyordu. Söylediklerini geri almak, onun bir pislik olduğunu söylemek istiyordu ancak yapamıyordu. Biliyordu ki bunları kendisine Yankı yaptırıyordu. Mina yorulmuştu. Çok yorulmuştu. Tekan'ın onları görmesine bile bir tepki veremiyordu. Eskiden olsa, bunların bir yalan olduğunu haykırabilirdi ancak şimdi kendinde o gücü bulamıyordu.

Yankı Mina'yı kendine doğru çekerken, sinsice gülümsedi. Tekan'ın orada olduğunu biliyordu ve Mina'ya bunları bilerek söyletmişti. Aslında biliyordu ki kendisine bunları nasıl inandırmaya çalışıyorsa, Tekan da inansın istiyordu. Mina'nın ona ait olmadığını bilmesini istiyordu. Mina'yı kendisine saklayacaktı.

Tekan dilini dudaklarında gezdirirken nefes alış verişlerini dizginlemeye çalışıyordu. Yavaşça güldü. Yankı'ya doğru yaklaşırken, bu sefer onu öldüreceğine ant içmişti. Göz ucuyla hâlâ o şerefsizin kollarının arasında olan sevdiği kadına baktı ve aniden onu bileğinden yakalayıp, kendisine doğru çekti. Mina'nın kendinde olmadığını biliyordu. O şerefsiz ona bir şeyler yapmış olmalıydı.

Sevdiği kadının yüzünü ellerinin arasına aldı ve dudaklarını sertçe alnına bastırdı. Gözleri kapanmış, dudaklarının özlediği teni hissetmesine yardım ediyordu. Dudaklarını Mina'nın alnından çekip onun yeşil gözlerine baktı ve gülümsedi. "Kendini yormana gerek yok, gri'm. Bunların doğru olmadığını biliyorum. Sen burada uslu uslu Mulan'la dururken, sana ne bok yaptığını bilmediğim şerefsizi yok edeceğim tamam mı? İşime karışmayı deneme bile, cadı."

Tekan Mulan'ın Mina'yı kolları arasına alıp, biraz geriye çekmesini izledi ve Yankı'ya doğru döndü. Onu nasıl geberteceğini düşünüp, ellerinin karıncalanmasını sağlıyordu. Diğer Tekan'ın artık ortaya çıkması gerektiğini düşünüyordu ve sevdiği kadının onu izlemesi umurunda değildi.

Çarpıkça sırıtırken, Yankı'nın yakalarını tutup, tek kaşını kaldırdı. "Demek seni çok seviyor. Demek seni çok özledi.." Tek eliyle Yankı'nın yakasını tutarken diğer eliyle burnunun kemerini sıkıp, kahkaha attı. "Bir daha ayrılmayacaksınız ha? Biliyor musun, şerefsiz it? Yaratıcılığına bayıldım. Kendini kandırırken, Mina'nın bunları söylemesine ihtiyaç duydun öyle mi? Etinden kemiğini sökerken de inanacak mısın lan!" Ve Tekan'ın sabrı buraya kadardı. Kafasını Yankı'nın burnuna geçirirken, kırılma sesiyle büyük bir kahkaha atıp, ağırlığını Yankı'nın göğsüne vererek üstüne oturdu. Etrafına bakınırken biraz ötesinde olan ağacın altında gördüğü ağaç dalıyla Yankı'nın üstünden kalkmayıp, biraz eğildi ve ağaç dalını aldı. Yankı bir şeyler deyip, ona karşı çıkmaya çalışıyordu ancak boğazına bastırdığı eliyle ne eli ne de çenesi çalışabiliyordu.

Ağaç dalını avcunun içinde sıktı ve ağaç dalı sivri bir bıçağa dönüşürken, keyifle gülümsemeye devam etti ve aniden bıçağı Yankı'nın bacağına sapladı. Yankı altında acıyla inlerken, başını sol omzuna doğru düşürdü ve bıçağın ucuyla yanağından başlayarak boynuna doğru bir çizik attı. "Senin çığlıkların mutlu olmamı sağlıyor biraz daha bağır!"

Ve bıçağı kalbinin tam altına sapladı. "Kalbini ıskaladım değil mi, it! Acı çektire çektire geberteceğim seni. Ama böyle olmuyor ki. Karşılık ver lan! Mina'ya o siktiğimin şeylerini söyletirken cesurdun. Hani göstersene adamlığını!" Ve bıçağı kalbine sapladı. Yankı'nın mavi gözlerine bakarken "O benim,"diye fısıldadı. "Bana ait! Benim!"

CELPS GEZEGENİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin