Bölüm şarkısı Zella Day ~ Mustang Kids
Duvarlardan akan kanla birlikte yolumun çizildiğini hissediyordum. Bir karanlık el dokundu yollarıma. Parmak uçlarıyla yolumu çizdi ters yönde. Yollarımız kızışmıştı şimdi. Onun kanlı parmak uçlarına sarılmıştım. Benim kanımla, benim yollarımı değiştirmişti. Doğrularımı, beni.. değiştirmişti.
Bir şarkı koptu dudaklarının arasından. Asmıştı beni o şarkının çiçekli halatıyla. Dudaklarım aralıklı, gözlerim açıktı. Son bir kez onu görmek için. Onun sesini duyup, parmak uçlarından akmak için. İntiharıma, çiçeklerinden akan kanımla şevkatle gülümsedim.
Bu bir intihar değildi.
Onun kanlı parmak uçlarından açan çiçeklerle, yarattığı cinayetiydi.
Askerler kollarımızdan tutup, bizimle birlikte önümüzdeki Bayan Derak'ı takip ederken birkaç dakika öncesini düşündüm. Videonun önünde gözlerini kısıp, bize sırıtan Amenda'yı ellerimle öldürecektim. Seyircilerin bağırışları hâlâ kulağımın altında çınlıyordu. Omzumuzun üstünden seyircilerin arasından askerlerle birlikte bize doğru gelen Bayan Derak'ı izlemiştik. Şimdi ise nereye götürüldüğümüzü bilmiyorduk. Büyük ihtimalle mahsenlere atılacaktık. Ya da.. öldürülecektik.
Zekanus'un bahçesinden çıkıp, uzun yolda park edilmiş arabaya ilerlerken Bayan Derak omzunun üstünden bize baktı. "Şunları bu arabaya bindirip, mahsenlere götürün. Kraldan ölüm kararı gelene kadar orada bekletilecekler."
Araba mesafeden dolayı Türkiye'deki askerlerin kullandığı arabalara benziyordu ancak arabaya biraz daha yaklaşınca uçtuğunu görmüştüm. Lenna kısık sesle Bayan Derak'a küfür ederken, kadının onu duyduğunu ama umursamadığını anlamıştım. Beryil gözlerini irileştirerek bana bakarken, bir şeyler yapmamız gerektiğini söylediğini biliyordum. Ancak ne yapabilirdik ki? Güvenlik çok fazlaydı ve kaçsak bile başarısız olacağımızdan emindik. Bayan Derak'ın yanındaki asker kapıyı açarken, bizi tutan askerlerle birlikte içeriye girdik ve oturduk.
Saat gece yarısını çoktan geçmişti ve kendimi o kadar yorgun hissediyordum ki düşünecek bir dakikam bile yoktu. Başımı yavaşça arabanın camına yasladım ve aya baktım. Ellerimiz elektrikli bir halkayla kelepçelenmişti ve ellerimizi serbest bırakmanın hiçbir yolu yoktu.
Bayan Derak kafasını sallayarak arabayı çalıştıran askere komut verdi ve araba yükselerek uçmaya başladı. Lenna yanında oturan askerin hâlâ kolunu tuttuğunu fark edip bağırdı. "Bırak lan kolumu!"
Beryil atıldı. Şu durumda bile başka şeylere odaklanmalarına inanamıyordum. "Buldu güzel kızı tutuyor tabii. Tipe bak ya! Bildiğin sapıklık akıyor bunun yüzünden!"
Mulan gözlerini yerden ayırmadan gözlerini devirdi ve ofladı. Ben ise göz ucuyla onlara bakıp, tekrar camdan dışarıya baktım. Tabii Lenna ve Beryil'in cıngar çıkartmasıyla asker, Lenna'nın kolunu bırakmıştı. Arabayı süren asker omzunun üstünden bize göz ucuyla baktı. "Şunları ormana mı salsak?"
Beryil'in kaşları çatılırken, öne doğru atılıp, arabayı süren askerle aramızdaki tellere, bağlı elleriyle vurmaya çalıştı. "Hayvan mıyız da bizi salacaksın ormana? Gebertirim seni!"
Aniden araba sarsılırken bağlı ellerimden dolayı bir yere tutunamadım ve diz üstü yere düştüm. Başımı kaldırıp, etrafa bakınırken, askerler silahlarını hazırlamışlardı. "Bu ne lan!" Diye bağırdı arabayı süren asker koltuğa doğru yapışırken.
Kolumdan tutan asker kalkmama yardım ederken ön cama doğru baktım. Arabanın önünde uçan yılan ve ejderha karışımı bir şey kanadına cama doğru vuruyordu ve sürekli sarsıntı geçiriyorduk. Beni kaldıran asker fısıldadı; "Burada hiç böyle bir şey görmemiştim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CELPS GEZEGENİ
FantastikCelps Gezegeni'ne gitmeye hazır mısınız? Ya, Zekanus'un karanlık kapılar ardındaki merhametsizliğini görmeye? Bir genç kız düşünün: Geleceği görebilen bir genç kız. Yeni bir dünya düşünün: Gücü yüzünden o genç kızı içine çeken bir dünya. Bu savaş...