33. BÖLÜM

670 61 6
                                    

Bölüm şarkısı New Empire ~ A Little Braver

Günahlarımı izlerken bir yazarın, ilk eserine yazamadığı satırlarını görüyordum. Parmakları her klavyeye doğru gittiğinde karanlık parmaklar bileklerini sarıyor, onu geri çekiyordu. Yazamıyordu, acısının ellerinden mürekkep olup gitmesini istiyordu. Yazamıyordu, korkaktı. Çünkü yazarsa çırılçıplak olacaktı. Herkes görecekti. Ondan kalan hiçbir şey olmayacak, kelimelerle bütün olacaktı.

Tıpkı bir kitapta hiç yeri olmayan bir karakter gibi. Ana karakterin yanından geçen tüm yükü omuzlarında taşıdığı halde asla bilinmeyen, görünmeyen bir karakter gibi.

Bunları neden yaşadığımı sorguluyor, iyilikten çok olan günahlarımı gördükçe demirden parmakların dudaklarımı kapatmasına izin veriyordum. Yetimhanedeyken annemin ve babamın neden diğer ebeveynler gibi beni sevmediğini düşünürdüm. Şimdi gerçekler o kadar saydamdı ki gözlerimi kapatmak, kör olmak istiyordum. Gerçeklerin o yoğun siyah ışıkları bedenime vuruyor, bana küçücük bir ışık kırıntısını bile haram görüyordu.

Annem beni hiç sevmemişti çünkü ben onun çocuğu bile değildim. Peki ya babam? Neden asla elimi tutup, ellerimin ellerinde kaybolmasını istememişti? Neden bana sarılıp saçlarımı okşamamıştı?

Tekan elini koluma yerleştirirken kolumu sıkmasıyla gergin olduğunu anlamıştım. Gözlerimi kapatıp gerçeklere sıyrılırken askerin sesi duyuldu.

"Efendim neden şimdi söylememi istemiyorsunuz?"

Gözlerimi aralarken Tekan'ın kolumu daha fazla sıkmasıyla acıyla inledim. Kaşlarımı çatıp ona doğru dönerken o elini kolumdan çekip askere doğru ilerledi. Lakenta gözlerini kısıp Tekan'ın dirseğini tutarken dişlerini sıktığını farketmiştim. "Şimdi söylesin," dedi Tekan Lakenta'ya doğru dönerken.

"Efendim.."

Lakenta aniden gergin yüzüne büyük bir tebessüm sunarken çenesini dikleştirdi ve elini Tekan'ın dirseğinden çekip odanın çıkışına doğru yürümeye başladı. Elini kapının koluna koyup arkasını dönmeden Tekan'a seslendi. "Benimle gel."

Tekan yumruklarını sıkıp çenesini oynatırken omzunun üstünden bana bakıp bir şey olmayacağına inandırır gibi gözlerini kapatıp açtı ve aralıklı kapıya doğru ilerleyip odadan çıktı.

Lenna sandalyeye geri oturup tabağındaki kalanları yerken "Saçmalık," diye hırladı. "Kesinlikle benim dediğim gibi çıkacak. Üvey annem Mina'nın annesi ve siz şu salak Celps'e geri dönerken, Mina'mla ben buranın başına geçeceğiz." Ellerini kaldırdı. "Mutlu son!"

Mulan yanaklarını şişirip sıkıntıyla üfledi ve askere doğru baktı. "Kimin olduğunu söyleyemez misiniz?"

Lenna tam atlayıp kendisinin olduğunu söyleyecekken açılan kapıyla içeriye Lakenta girdi ve onun arkasından giren Tekan'la gözlerim irice açıldı. Her zaman dik duran omuzları eğilmiş, bronz olan teni beyazlamıştı ve aramızdaki açıya rağmen alnındaki terleri görebiliyordum. Yere doğru bakan gözlerini kaldırıp bana bakarken kan çanağı gözlerini umursamadan bana bakmaya devam etti.

Lakenta sadece ona kim olduğunu söyleyecekti. Nasıl olurda bu hale gelebilmişti? Çatılan kaşlarımla ona doğru ilerlerken aniden benden uzaklaşmasıyla donup kaldım. Tekan yanımdan geçip Len'in yanına geçerken irileşen gözlerimle aralıklı kapıya bakıyor, neden böyle davrandığını anlamaya çalışıyordum.

Yanağımdan akan gözyaşıma kızarken yutkundum ve omzumun üstünden bana bakma gereği bile duymayan Tekan'a doğru baktım. Lakenta yanıma gelip elini omzuma yerleştirdi. "Anneni almak için ordumla beraber sizinle Celps'e geleceğim, Amira. Bu sefer Kral Sayfer kurtulamayacak. Kızımı kaçırmanın en ağır bedelini ödeyecek."

CELPS GEZEGENİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin