26. BÖLÜM

1.2K 102 35
                                    


Bölüm şarkısı Anouk ~ Nobody's wife

Yaralarıma yara katarak ruhumu iyileştirebileceğimi düşünmüştüm. Ama hayır, yara izim kalbimin hastalıklı deliklerine kadar gitmiş, beni acıya boğmuştu. Boğazımdaki bir tutam nefes beynimi dürtüklerken dizlerim tutmuyordu. Son nefes kırıntılarımı da avcumun içerisine alıp, üflemiştim.

Yutkundum. Gözlerimi Yankı'nın hapsinden kurtaramıyordum. Özlem duygusu beynimi kemiriyor, kalbime yanlış çizgiler gönderiyordu. Onu sevmiyordum. Artık değil. Ona aşık değildim. Sandığım şeyler zaten aşk değildi..

Lenna koluma girerek kaşlarını çattı. "Kızım manyak mısın nereye bakıyorsun?" Dudaklarımı kemirirken kafamı ona doğru çevirdim. Yutkunuşlarım birbirini takip ediyordu. "Bu.. Bu Yankı."

"Oha," dedi. Sesi gür çıkmıştı ancak bu umurunda değildi. Mulan kaşlarını kaldırıp bana baktı. "Ne oldu ben anlamadım." Lenna kafasını iki yana salladı ardından Mulan'a tip tip bakıp "Anlasan şaşarım zaten," dedi.

Deres sıkıntıyla homurdanıp gözlerini polislere dikti. "Polislerin ne işi var Mina'nın evinin önünde?" Bu soru Tekan'a sorulmuş gibiydi. Sesimi çıkarmadım. Tekan'ın Deres'in sorusuyla omuzları sertleşmişti ve boynundaki damarlar gün yüzüne çıkmıştı. Sanki yaşadıklarımızı düşünüyordu. Boynunu kütletip omzunun üstünden bize bakıp sırıttı. Bir an için bana gerçek bir canavar gibi görünmüştü.

"Neden olacak? Mina kaç aydır burada değil. Onun kaçırıldığını düşünüyorlar." Kaşlarımı kaldırıp ona baktım. Zorda olsa gülümseyip gerginliğini almak istemiştim. "Sanki beni kaçırmadın," dedim.

Durdu. Durmasıyla beraber burnum sırtına çarpmıştı. Kaşlarımı çatarak acıyla inledim ve ona dik dik bakmaya başladım. Bana doğru dönerken beni kolunun altına aldı ve onun kollarında tekrar küçücük kalmanın hissini yaşadım. Kulağıma doğru fısıldadı. Ürperdim. "Şu adama benim olduğunu kanıtlayacağım." Yanağını yanağıma sürttü. Nefes nefese kalmıştım. "Aslında kanıta falan ihtiyacım yok. Ama biliyorsun, bazı şeyleri kanıtlamayı severim."

Kısık gözlerimin arkasından kafamı kaldırıp ona baktım. "Malınmışım gibi davranıyorsun. Beni sinir ediyorsun." Alnını alnıma yasladı ve hafifçe güldü. Güldüğünü anlamak için çok dikkatli bakmalıydın. Öyle ki dudaklarındaki kıvrımın üstünde bir iplik vardı ve aşağıya çekiştiriyormuş gibiydi. O hep gülmeli ve ruhunu ruhuma katmalıydı.

"Sen bana aitsin." Burnunu burnuma sürttü. "Benim olman malım olduğunu göstermez sivri beyinli." Gözlerimiz birbirine tutundu. Yeşilliklerim onun sarı harelerine karışıp, ona ait olmak istiyordu. Çok uzun zaman boyunca öylece durup birbirimize baktık. Ona bakmaya asla doyamıyordum. Onun güzelliği zehirdi. Ve ben o zehri doya doya içmek istiyordum.

"Aa gözümüzün önünde birbirlerini seviyor bunlar!" Aniden biri kolumu tuttu ve Tekan'dan ayrılmak zorunda kaldım. Boşluk hissi beni darmadağın ederken dudaklarımı ıslattım ve kolumu tutan kişiye çevirdim bakışlarımı. Evet bu Beryil'di.

"Biz sana bir şeyler öğretemedik mi? Niye bu adama karşı koyamıyorsun sen!" Gözlerimi yere dikip sıkıntılı bir nefes verdim. Yanaklarım patlayacak gibiydi. Acayip derecede utanıyordum şuan.

Tekan elini belime koyup büyük avcunu hissetmemi sağladı ardından gözlerini Beryil'e çevirip ona titrememe neden olacak bir şekilde baktı.

Beryil'in gözleri irileşirken elini kolumdan çekti ve Tekan bedenimi bedenine yasladı. Lenna saçlarını geriye atarak kaşlarını çattı ve elini koluma dolayıp beni kendine doğru çekmeye çalıştı. "Mina çabuk şu adamdan uzaklaş!"

CELPS GEZEGENİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin