Canlarım , ithaf listem bitti ithaf isteyenler yoruma yazabilir (;Bölüm şarkıları;
Lucia ~ Yours
Miss A ~ Rock'n Rule(Lucia ~ Yours 'u dinleyin.)
Beynimin türlü yerlerinde ayrılan parçalar dağılıyor ve yerlere saçılıyordu. Vücudumda filizlenen öfke ve intikam ayak parmaklarımdan başıma kadar sürüyor ve asla vücudumdan dışarı akmıyordu.
Vücudum acıyı sevmişti ve küçük, gri saçlı kız çocuğu Mina'ya acı çektirmek istiyordu.
Bir an sağır olmak istedim ya da burada soğuktan ölmek.. Dizlerimi kendime doğru çektim ve etrafını kollarımla sardım, yüzümü dizime yaslayıp gözyaşlarımı akıttım sessizce. Gözyaşlarım soğuktan buz tabakasına dönmüştü. Soğuğu kaldıramayan göz kapaklarım kapanırken, mutluydum. Acı her yerimi sarmış, bana tekme atıyordu. Bedenim acıyı seviyordu ancak onlayken de mutlu değildi.
'Uyumayı kes ve ayağa kalk soğuktan ölmek mi istiyorsun seni aptal! Şuan, şu kapının ardında birkaç şey oluyor ve sen bundan habersizsin. Şu küçük kıçını kaldır ve ben sana ne söylersem harfiyen uy!'
Başımı kaldırıp gözyaşı dökmekten kıpkırmızı olan yeşilliklerimi gezdirdim etrafta.
"Beynimin içinden çık. Görmüyor musun bana ne yaptığını? Yetmedi mi!" Diye mırıldandım, beni duyduğunu biliyordum.
'Ah, hayır yetmedi bebeğim ayağa kalk ve dediğimi yap.'
"Kes sesini! Ben senin oyuncağın değilim! Duydun mu beni kahrolası!' Diye bağırdım ve duvara şiddetle tekme attım. Kimi duvarlar sesimi kısık tutmamı fısıldıyordu. Kimisi ise elini ağzına kapatmış çığlıklarını gizliyorlardı.
Ama, hayır çığlıklarını gizlememelilerdi. Ölüm sessizliğinde bir çığlık koparmalı ve benimde acı kusmama yardım etmelilerdi.
'Çabuk ayağa kalk. Seni küçük gri pislik! Böyle yapacağını biliyordum. Çabuk ayağa kalk ve buradan çık. Ayak sesleri yaklaşıyor seni görecek!'
Tam o anda ayak sesleri o kadar yaklaşmıştı ki kulaklarım uğulduyor ve beni sağır ediyordu.
Dudaklarımı ıslattım ve elimi ağzıma kapattım. Nefesimi dahi duymamalıydı. Bir elimi ise duvara dayadım ve tirtir titreyen bacaklarıma sertçe baskı uyguladım.Saçımı arkaya atıp omzumun üstünden arkama baktım. Buz kütlesinin arkasında siyah ayakkabılar bana yaklaştı ve bir el buz tabakasının soğuk yüzeyine dokundu. Hızla önüme döndüm ve büyüyen gözlerimle etrafı taradım.
Daha sonra ise titreyen bacaklarıma inat ayak uçlarımda yükselerek yukarıya çıkmaya başladım o sırada sık sık arkama bakıyor yakalanma korkusuyla tüm duaları ediyordum. Merdivenleri bitirdiğimde ise omzumun üzerinden tekrar arkama baktım ve sesli bir nefes verdim daha sonra ahşap kapının pürüzlü yüzeyini ittim ve kendimi koridora attım.
Yeşilliklerimi etrafta gezdirirken onun yeri söylemesini bekliyordum, ancak söyleyecek gibi değildi. Gözlerimi tavana dikip sesli bir nefes verdim ve ardından "Söyleyecek misin artık?" Diye mırıldandım.
'Hani söylememi istemiyordun?'
Başımı eğdim ve beni gördüğünü tahmin ettiğim için ona çarpık bir gülümseme yolladım. Daha sonra "Trip mi atıyorsun? Sana tek bir soru; Söyleyecek misin söylemeyecek misin?" Dedim.
'Tuvaletlere doğru ilerle ve tuvaletin kapısına yaslanıp onları dinle. Koridorda kavga ediyorlar. Çabuk ol!'
Yüzümü ovaladım ve gözlerimi sımsıkı bastırdım. Dudaklarımın arasından nefes çektim ciğerlerime doğru. Ardından yavaşça burnumdan geri verdim. Daha sonra arkamı yoklayarak tuvaletlere doğru ilerlemeye başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CELPS GEZEGENİ
FantasyCelps Gezegeni'ne gitmeye hazır mısınız? Ya, Zekanus'un karanlık kapılar ardındaki merhametsizliğini görmeye? Bir genç kız düşünün: Geleceği görebilen bir genç kız. Yeni bir dünya düşünün: Gücü yüzünden o genç kızı içine çeken bir dünya. Bu savaş...