Bölüm şarkısı Red ~ Already Over
Yaşamı ellerinin arasında bulmuştum. Hiç bırakmasaydı elimi, sonsuz olsaydım ya bende? Hiç bırakmayacakmış gibi sarılsaydı bana, bırakışını görmemek için, onun için kaybolsaydım ya bende? Olmaz mıydı?
Omzunun üstünden bana bakıp sarı harelerinin benliklerini yüzümde gezdirirken nefes nefese kalmıştık. Adamlar mesafeyi her kapattığında Tekan daha fazla hızlanıyor, ayaklarımda derman kalmayacak kadar çekiştiriyordu beni. Sonunda elini bırakarak 'Sen devam et. Beni boşver." Diyecek raddeye geliyordum.
İç sesim yaşlı kadınlar gibi bacaklarını ovalayıp "Gençken koşsaydım, böyle olmazdı," diyordu.
Başımı iki yana sallayıp "Yeter Tekan!" Diye bağırdım. Omzunun üstünden bana bakıp "Biraz daha dayan," diye fısıldadı. Sirk gibi bir yere girdiğimizde, adamlar arkadan bağırmaya devam etti. "Bir yere kaçamayacaksınız!"
İnsan topluluğunu yarıp beni önüne aldığında sirkteki güvenlikler "Ne yapıyorsun kardeşim?" Diye bağırmaya başladı. Şuan sinirlerim alt üst olmuştu ve bir anda her şey silikleşmeye başladı.
Tekrar kadının seslerini duymaya başladım; "Daha ileriye gidersen Amira, her şey ortaya çıkacak. Her şey ortaya çıktığı zaman onu kaybetmeyi göze alabilecek misin?"
Kadının sesi, güvenliğin söyledikleri ve arkamızdaki adamların bağırışları çoğalmaya başladı ve daha fazla dayanamayacak hale geldim. Geçmişin adımları hızlandı ve gelecekten aşağı düşmeye başladım.
Birkaç saniye sonrası hemen gözümün önünde belirdi. Ben bayılıyordum ve adamlar devasa bir yılana dönüşüp Tekan'a saldırıyorlardı. Tekan baygın bedenimi korumaya çalışırken ölüyordu ve tüm bedenler birer birer yok olup kasırgaya karışıyorlardı. Tam o esnada geçmiş geçmişi kovalıyor ve yaşadığım ancak hatırlayamadığım görüntüler benden kaçarken yakalanıyorlardı. Ancak ben dikkatli değildim. Hiçbir şey görememiştim.
Tekrar kendimi sirkte buldum. Tekan'ın hemen yanında.
Artık geleceği görebiliyordum.
Evet, ben gerçek bir Celpsliydim.
Tekan'ın elini yakaladığım anda koşmaya başladım ve "Sakın konuşma!" Diye bağırdım. Bizim hemen buradan çıkmamız gerekiyordu! Aksi takdirde ben bayılacaktım ve Tekan'ı öldüreceklerdi.
Lanet olsun onu öldüreceklerdi!
Omzumun üstünden adamlara doğru baktığımda dillerinin tıpkı bir yılan gibi olduğunu ve tısladıklarını gördüm. Gözlerim irileşirken önüme döndüm ve sirkin çıkış kapısını itip dışarıya çıktım.
Tekan çatık kaşlarıyla bana bakarken telefonunu çıkardı ve koşmaya devam edip Len'i aradı. Karşı taraftan gelen sesi duyabiliyordum. "Len?"
Karşı tarafı dinledi. "Biz lunaparkın çıkışına geliyoruz hemen buraya gelin. İşler karışık birader." Karşı tarafı dinlemeye devam etti. Kaşlarını hâlâ çatıyordu ve dudakları tek bir çizgi haline gelmişti. Çenesi seğiriyordu. Saçını geriye atıp telefonu pantolonun arka gözüne koydu ve "Sikeyim böyle işi diye," mırıldandı.
Aynı anda "Bizim arabamız yok ki!" Diye bağırdık. İkimizde adamları atlatmamız için arabaya ihtiyacımız olduğunu biliyorduk ve lanet olsun ki bizim bir arabamız yoktu. Gözleri etrafta gezindi ve sinsice sırıttı. Şuan bile neden bana böyle güzel görünüyordu?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CELPS GEZEGENİ
FantasyCelps Gezegeni'ne gitmeye hazır mısınız? Ya, Zekanus'un karanlık kapılar ardındaki merhametsizliğini görmeye? Bir genç kız düşünün: Geleceği görebilen bir genç kız. Yeni bir dünya düşünün: Gücü yüzünden o genç kızı içine çeken bir dünya. Bu savaş...