Bölüm şarkısı Evanescence ~ My immortal
Tenimi hissedemiyordum. Uyuşmuş gibiydim. Ona koşarken titreyen bacaklarıma sertçe baskı uyguluyor, içimden biraz daha dayanması için dua ediyordum. Gözyaşlarımın yanaklarımdan çeneme doğru akması sadece onun içindi. Kalbimin hançerli duvarları sadece tenimi değil ruhumu sonsuzluğa sürüklüyor, ona teslim olmamı sağlıyordu.
Biz, başlamadan bitemezdik.
Kalbim ona daha fazla yer açıp tamamen ona ait olmuşken, ölmesine izin veremezdim. Hıçkırıklar boğazıma dizilerken birden "Yardım edin!" Diye bağırmaya başladım.
Hala koşuyordum. Sanki ayaklarım geri geri gidiyordu. Göz kapakları kapanmıştı. Bal rengi gözlerini görememek telaşlanmama sebep oluyordu. Kanla kaplanmış yerde yatan bedeni kâbus gibi içime işliyordu.
Pistin önüne geldiğimde derin bir nefes aldım ve merdivenleri çıkarak önüme çıkan spikeri ittim ve Tekan'ın önünde diz çökerek oturdum. Çıplak teni güneşle beraber parlarken kan izleri kurumaya başlamıştı. Dudakları aralıklı duruyordu ve uzun kirpikleri simsiyah görünüyordu.
Ölümlü olamayacak kadar güzel duruyordu.
Titreyen avuçlarımı yanaklarına bastırıp elmacık kemiklerini öptüm ardından büyük gövdesini ne kadar fazla kendime doğru çekebilirsem çektim ve sıkıca sarıldım.
Yutkundum. Neden bağıramıyordum?
Kızların sesleriyle omzumun üstünden onlara baktım. Kalabalığın ortasında sıkışmış deli gibi "Mina," Diye bağırıyorlardı. Sesimin son kalan kırıntılıranı toplayıp kısık bir sesle bağırdım. "Buradayım! Tekan yaralı!"
Mulan'ın bana dönen gözleriyle omzumun üstündeki ağırlıkların kalktığını hissettim hemen ardından Mulan diğerlerini dürttü ve koşarak bize ulaştılar. Bu kadar kısa yolu nasıl zar zor gelmiştim bilmiyordum. Lenna kızları geçip pistin merdivenlerini aştı ve yanımda diz çöküp beni kendine doğru çekti.
Tam o sırada akmayı bekleyen gözyaşlarım oluk oluk akmaya başladı. Bağırarak ağlıyordum. Tekan'a ne olacaktı? Ölecek miydi? Bunu kaldıramazdım. Onsuz yaşayamazdım. Eğer ölecekse lanet olası bir silah veya bıçak alıp beni de beraberinde götürmeliydi.
Lenna'nın dudaklarını saç diplerimde hissedince onlara sahip olduğum için kendimi öyle mutlu hissettim ki.. İnsan bir yanda ölürken bir yanda mutlu olabiliyormuş.. Lenna beni kendinden uzaklaştırıp yüzüme yapışan saçları geriye attı. Kollarım hâlâ Tekan'a sarılıydı.
Mulan'ın bana seslenişiyle Lenna beni serbest bıraktı ve gözlerim Mulan'a doğru döndü. "Canım, Tekan'ı bırakmalısın. Şimdi yanımıza doktor ve hemşire gelecek ama önce ben baksam iyi olur."
Tekan'a dönüp saçlarını geriye ittim ve tekrar morarmaya başlayan elmacık kemiklerini öpüp onu serbest bıraktım. Mulan elini Tekan'ın alnına koydu ve mırıldanmaya başladı. "Vehyen ga septe." Sürekli aynı şeyi tekrarlıyordu. Kalabalık azalmıştı. İnsanlar neden bu kadar aşağılıktı? Krallarının oğlu ölüyordu ve onların tek yaptıkları sessizce uzaklaşmaktı. Ne biçim bir yerdeydim?
Gözlerim irileşti. Mulan'ın mırıldanmaları çok uzaklardan geliyor gibiydi. Ancak gözlerimin irileşmesinin sebebi Luke ve Engel'ın olmamasıydı. Neredeydiler? Aniden Lenna'nın kolunu tuttum. İrkildi ancak büyük bir merhametle gözlerimin içine baktı. "Ne oldu güzelim?"
Dudaklarım düz bir çizgi halini alırken Lenna'nın mavi gözlerinin içine baktım. Sesim titriyordu. "Luke.. Luke ve Engel yok. Bunu onlar yaptı." Birden bağırmaya başladım. "Ona bunları onlar yaptı!" Lenna'ya tutundum kendimi sarsmam gerekirken zavallı bir insan olarak onu sarsıyordum. "Luke.. İçimdeki o'ymuş! O bizim sonumuzu getirecek!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CELPS GEZEGENİ
FantasyCelps Gezegeni'ne gitmeye hazır mısınız? Ya, Zekanus'un karanlık kapılar ardındaki merhametsizliğini görmeye? Bir genç kız düşünün: Geleceği görebilen bir genç kız. Yeni bir dünya düşünün: Gücü yüzünden o genç kızı içine çeken bir dünya. Bu savaş...