5. Bölüm

787 37 13
                                    

Multimedia Kutay

***

Sabah birinin 'Sipaydimmm!' diye böğürmesiyle uyandım. O şokla kendimi biraz masaya çarpmış olabilirim. Yerden destek alarak kalktım ve karşımda bir adet umursamaz Ömer, bir adet pişmiş kelle gibi sırıtan Açelya, bir adet 'bi bitse de gitsek' kafasında olan Barış ve bir adet keser sapı hadi bilemedin balta sapı Dorukla karşılaştım.

"Ya tamam Barış'ı gezdirme sözü verdik de bu saat biraz erken değil mi sizce de?" dedim.

"Kanka kahvaltıyı sende yapacağız." dedi Doruk ve sırıttı.

"İyi tamam .Bi' dakika sizi abim mi içeri aldı?"

"Hayır." Normal bir şeymiş gibi düz bir şekilde söylemişti Açelya.

"E lan eve nasıl girdiniz o zaman?"

"Doruk da herkesin evinin anahtarı var." dedi Ömer.Doruk da ona destek çıkarsana elindeki anahtarı yüzüme doğru salladı. Pişmiş kelle gibi sırıtmayı da ihmal etmiyordu.

"Sen ne tür bir psikopatsın?"

"Gerçekten bunu soruyor musun?" Ömer bana küçümseyici bir bakış attı ve aşağıya indi. Barış onu takip ederken, Doruk "Bekle beni Pıtırişkom!" diyerek arkasından koşturdu. Barış'ı fazla tanımasam da bir gün şu malı, eşek sudan gelinceye kadar döveceğine emindim. Erkekler odayı terk ettiğinde Açelya hızla bana döndü.

"Anlatıyorsun." Ona baştan sona kadar her şeyi anlattım. Aramızda hiçbir sır yoktu. Bunu da saklamam saçma olurdu. Hem o abime söyleyecek kadar vicdansız değildi. Hatta bana çıkmam için erkek arkadaş adayları buluyordu.

"Vay arkadaş! Ben burada sana sevgili yapayım da Ömer ve beni biraz yalnız bırak diye kıçımı yırtıyorum. Hanımefendi gitmiş kendi kendine bulmuş bile. Kızım madem sende öyle bir kapasite, öyle bir yetenek vardı niye söylemiyorsun da beni yoruyorsun?!" Ne yani bende sevgili bulacak kapasite yok muydu? Üzdü.

"Ne demek kapasite yo-" 

"Hadi lan! Karnımız acıktı!" Barış hayırdır gülüm?

"Sarı Çiyan kalk bana kahvaltı hazırla!" Aşağıdan bağırıyorlardı. 

"Az bekleyin!" diye bağırdım. Sonuçta bu tiple aşağı inmeyecektim.

"Nereye gideceğiz? Ona göre giyineyim." 

"Kanka bugün sahile ineriz sanırım. Belli bir şey söylemediler. Ama deniz şortu giymişler bi' düşün istersen?" Yaza yeni girmiş sayılırdık fakat İzmir şimdiden cayır cayır yanıyordu. İçime bikinimi giydikten sonra üstüne de beyaz askılı tişörtü ve kot şortumu geçirdim. Oğlum çok seksiyim lan!

"Hadi artık!" Yine bağırıyorlardı. Lan bir gün de kendi işinizi kendiniz yapın!

Açelya'yla beraber aşağı indik. Doruk bir eline çatal, bir eline bıçak almış masaya vuruyordu. Ömer sabır dilercesine yukarı bakıyor, Barış'sa kendini tuttuğunu belli edercesine televizyon kumandasının tuşlarına sert bir şekilde basıyordu. Birazdan Ömer'in Doruk'a dalcağını anlayınca hemen Açelya'yla kahvaltıyı hazırlamaya koyulduk.

Hayatımda ilk kez olaysız bir kahvaltı geçirmiştim. Bunun en büyük etkisi Doruk'u sandalyeye bağlayıp ağzını bantlamamız olmuştu. Çocuk aç kalmıştı fakat bu hiçbirimizin umrunda değildi. Gitmeden önce bizimkileri getirdiği açmalardan ve simitlerden bir poşete koymuş ve arabada Doruk'un yemesine izin vermiştik. Ömer bizden iki yaş büyüktü. Okula geç başladığından ve bir senede sınıfta kaldığından bizle aynı sınıfa gidiyordu. Bu yüzden ehliyeti vardı. Bindiğimiz araba da babasının arabasıydı. Arabayı kaçırmış. Yine. Arabaya binip sahile gittik.

İzmir'in ManyaklarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin