27. Bölüm

203 16 4
                                    

Sonunda o gün gelip çatmıştı. Yok, kamp bitmiyordu daha. Hayır, evlenmiyorum da. Ama Allah’ım böyle gidersem tez zamanda evlenmeyi nasip eyle. Konu dağıldı yine. Neyse, bugün Barış’ın doğum günü. Hani şu bizim asi Barış’ın.

Aramızdan kimse doğum gününü kutlamamıştı. Amacımız ona sürpriz yapmaktı. Gerçi bence o doğum gününü unutmuştu. Bu da başka bir maldı. Kestiği kızı arıyordu. Beni de sahile yanına çağırmıştı.

“Kanka hangisi?” Açelya bir elinde gri diğerinde ise yeşil bir elbise tutuyordu. Yeşili işaret ettim.

“Neden bu kadar abartıyoruz?” Kesinlikle olması gerekenden daha fazla şey yapıyorduk.

“Çünkü bu büyük bir parti olacak.”

“Açel, mezuniyet elbisenin burada ne aradığını bilmiyorum ama biraz önce onu denedin.”

“Biz bize olmayacağız ki. Turistlerin de gelmesi şartıyla kabul ettiler orada kutlama yapmamızı.”

“Yahu oldu olacak Ömer falan da takım elbiseyle gelsin.” Ciddiyim çok fazlaydı.

“Öyle gelecek zaten.” Ağzım açık ve kaşlarım çatık bir halde Açelya’ya döndüm. Omuz silkti.

“Saçmalamayın ya!”

“Kanka ben yapmadım ki. Otel istedi, böyle olsun hem turistler de farklı bir şeyler görür, dediler. Ben de canıma minnet dedim. Ne diyim? Farklı konseptli doğum günü işte.”

“Tamam, her şey sana göre çok güzel fakat Barış? Onu ne yapmayı planlıyorsun? Çocuğun durduk yere takım elbise giyecek hali yok ya!”

“O da sana düşüyor, canım kankam.” Sinirle ofladım.

“Bazen sırf zarar oluyorsun.” Tatlı bir gülümseme gönderdi bana.

“Bazen de senin neden bugün bu kadar durgun durduğunu anlamaya çalışan bir arkadaş.”

“O kadar belli ediyor muyum?”

“Hayır. Ben anlıyorum.” Yatağa oturdu ve yanına gitmemi bekledi. “Ne oldu?”

Yanına oturdum ve omuzlarım bir anda düştü. Dik durmak istememiştim. Sıkıntıyla bir nefes verdim. “Kutay.” Şaşırmadı.

“Kutay?”

“Gidecekmiş.”

“Nasıl yani?”

“Annesi ve babası yaralanma olayını öğrenmiş. Yani aslında Baha söylemiş.”

“Kızım bunlar çok iyi iki kuzen değil mi? Kutay da sen gibi söylememiş belli. Neden Baha söylesin ki?”

“Bilmiyorum. Dün de ikisi kavga etti.”

“Dün bir kavga olduğunu duydum zaten ama kimlerin olduğunu söylememişlerdi. Kutay ve Baha ha?” Kafamı salladım. “Bildiğin yumruk yumruğa kavga mıydı?” Tekrar kafamı salladım. Hayretle gözleri açıldı.

“Senin yanında oldu yani?”

“Ya Açel neden farklı yerlere odaklanıyorsun?”

“Çünkü bir şeyleri çözmeye çalışıyorum. Ve hala ikisi de tuhaf. Ve hala Kutay sana karşı biraz sinir bozucu olsa da o daha yakın geliyor.”

“Ben galiba artık o tuhaflıklarını görmezden geliyorum. Hem Kutay’la da iyiyiz.”

“İyisiniz demek?” Söylemek istediği bir şey varmış da söyleyemiyormuş gibi bir hali vardı. Gözlerini yere indirdi ve konuşmaya devam etti. “Dün kavga ettikleri zaman en çok kimin yanında olmak istedin?”

İzmir'in ManyaklarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin