'Francisco kocacım sen mi geldin?' dedim ve koşarak ona sarıldım. Arkadan kahkaha sesleri geliyordu. Oysaki evde de kimse yoktu. Sesi umursamayıp Francisco'ma - benim Bobi'm olan oyuncak ayıma- daha çok sarıldım. Kahkaha sesleri devam ederken yerimde huysuzca kıpırdandım.
Derime adeta yapışan gözlerimi açmaya çalıştım. Fakat başaramadım. Tekrar denemek için ellerimle göz kapaklarımı sıkıca kavradım. Denemek için harekete geçecekken boğulma tehlikesi geçirdim.
Evet cidden boğulma tehlikesi geçirmiştim. Her yerim ıslanmıştı. Bir an ne olduğunu anlayamadım. Sonunda kendime gelip etrafıma baktığımda abimin hunharca güldüğünü görmüştüm. Ben ise küçük şişme bir havuzda her yerim sırılsıklam bir şekildeydim.
Dün gece salonda uyumuştum. Abim olacak psikopat da şişme havuzu önüme getirip beni de koltuktan aşağıya itmişti. Ben ona öfkeyle bakarken o hala gülüyordu. Ona saldırmaya çalıştım ama hayvan gibi boyu olduğu için kafamı tutarak beni durdurdu. Ama ben hala ilerlemeye devam ediyordum. Ya da ilerlemeye çalışıyordum. Bu hayvanı böyle yere seremeyeceğimi anladığım için direkt tavacığıma sarılacaktım.
Gece uyumadan önce yatağımın altına koyardım. Misafirliğe gittiğimiz zaman bile tavamı yanımdan ayırmazdım. Koltukta uyursam da yine bir yerlere teperdim işte. Bu sefer baktığımda koltuğun altına koymuş olduğumu gördüm. Şerafettin'e doğru depar attım. Şerafettin'i elime almamla beraber abimin bana korku dolu bakışlar atması bir oldu.
"O elindekini hemen yere bırak evlat!" dedi abim bir Rıza baba edasıyla. Onu dinleyecek miydim?Tabi ki hayır. Elimdeki tavanın sapındaki boşluktan tutup büyük daireler çizecek şekilde çevirmeye başladım. Aynı zamanda abime piç smile yapmayı da ihmal etmiyordum. Ama bir şeyler ters gitti ve ben tavayı çevirirken tava kafama çarptı. Bu abimin daha çok gülmesine sebep oldu. Kafamı tutup ovuştururken yanıma geldi.
"Hadi artık kalk ve bana kahvaltı hazırla!" Bildiğin köle olarak kullanıyordu beni.
"Kendin de hazırlayabilirsin?"
"Evet," Bana yandan bir bakış attı "Ama senin hazırlamanı istiyorum." İbne.
"Saat kaç, peki?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İzmir'in Manyakları
Teen Fictionİzmir'de yaşayan bir grup arkadaş. Hepsi birbirinden tuhaf insanlar. Zaten tuhaf ve manyak olan hayatları daha ne kadar tuhaflaşabilir ? Yeni tanıştıkları insanlar onları ne kadar üzebilir ? Peki ya kaza olarak bilinen oyunlar daha ne kadar gizli ka...