15. Bölüm

276 17 7
                                    

Kutay Ertunç :

Saat gecenin on ikisidir ve siz sadece oynadığınız oyuna odaklanmışsınızdır. Oyunun en önemli yerinde telefonunuz çalar ve dalgınlığınıza geldiği için bakmadan açmak zorunda kalırsınız. Ve ben şu an bu hatayı yaptım.

"Kutay!" Cırtlak sesi kulaklarımı doldurduğunda gözümü bilgisayardan ayırmadan telefonu kulağımdan uzaklaştırdım.

"Ne var?" Sesim bakışlarımın aksine gayet düzdü.

"Ne mi var!? Günlerdir aramıyorsun!"

"Kontörüm bitmişti." diye bir yalan uydurdum. Bence gayet mantıklıydı.

"Senin telefonunun faturalı olduğunu biliyorum, Kutay."

"Hadi be!" Bunu kendi kendime söylememe rağmen karşı tarafa ses gittiğini biliyordum.

"Senden bir açıklama bekliyorum!" Şu an onun söyledikleri umrumda değildi. Telefonu kulağım ve omzum arasına sıkıştırdıktan sonra sertçe tuşlara basmaya başladım. Burada ölüyordum dinsizin imansızın kızı!

Kulağımda bir şeyler bıdırdarken ben de "Hı hı." diyerek onu onaylıyordum. "Kutay sen beni dinliyor musun?" Ve bir "Hı hı." daha. Bu arada oyun daha da heyecanlanmıştı. Oyunda adam neredeyse beni vuracakken son anda kenara çekildim ve bu sevincimi bir "Vuhu!" yla belirttim. Fakat bu işleri daha da batırdı.

İşi bitirmek için telefonu tekrar elime aldım "Sude sen sanırım bu olaya kendini fazla kaptırdın."

"Bu olay derken!? Ben senin sevgilinim!"

"Bende bundan bahsediyorum. Psikopat dedemden harçlık koparabilmek için beraber gitmiştik. Dedemin bizi yakıştırdığını duyduktan hemen sonra da bir anda sevgili olduk." Aslında tam olarak böyle olmamıştı ama şu an konumuz bu değildi.

"Aile büyüğün bizi yakıştırmıştı!"

"Samimi söylüyorum, dedem bir psikopat. Ayrıca adam kör!" Yattığı yerde telefonuyla mesajlaşan Baha kafasını kaldırıp "Öyle." diyerek beni onayladı.

"Olsun! Sonuçta senin ilk sevgilinim. Böyle olmaması gerek!"

"İlk değilsin."

"İlk değilsin!?"

"Muhtemelen senle çıkmadan bir saat önce bir başkasından ayrılmışımdır."

Biraz önce sohbete reklam gibi giren Baha tekrar olaya dahil oldu "Aslında yirmi beş dakika." Bir elim tuşlarda, diğer elim telefonda olduğu için ona bir şey fırlatamamıştım.

Bu tür kızlar cidden salaktı. İki güzel söze kanıyorlardı. Ben boş gezmeyim havasındaydım. Gerçi onlar da öyleydi. Yakışıklı bir sevgilim olsun gerisi önemli değil modundaydılar. Karşılıklı çıkarlar söz konusuydu. Aslında saçmalıktan başka bir şey değildi ama hayatta bir farklılık olsun diye böyle şeyler oluyordu. Salak olan yalnızca kızlar değildi erkekler de salaktı. Tüm dünya salaktı. Bunun kanıtlanmış bir gerçek olduğuna kendimi inandırmaya başladım.

"Kutay!" Düşünürken gözüm daldığı için dünyadan soyutlanırdım. Kafamı hızla iki yana salladım.

"Efendim?" dedikten sonra o yıkıcı manzarayı gördüm. Ölmüştüm. Oyunda bıçağı böyle böğrüme böğrüme saplamışlardı. Eski Türk filmlerindeki gibi "Nayır! Nolamaz!" diye bağırdığım sırada telefonun kapanma sesi geldi. Telefonu hızla bir kenara attım ve ağıt yakmaya başladım. Sanki o bıçaklar bana saplanmış gibi bir acıydı.

Baha yattığı yerden kalktı ve karşıma geçti "Yaşıyorum de!"

"Hayır!"

"Yaşıyorum de!"

İzmir'in ManyaklarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin