29. Bölüm

173 11 1
                                    

Yağmur Akman

Gelen seslerle istemeyerek de olsa sığındığım yerden uzaklaştım. Kırk yıl düşünsem de Kutay'ın göğsünde nefes alabileceğim aklıma gelmezdi. Orada dinlenebilmek ve daha da saçması, sığınmak. Ağladığım için kendime kızıyordum fakat kendimi kontrol edemiyordum. Sarhoştum, bunun farkındaydım ve iğrenç hissediyordum.

"Kenka!" Mert tek elini havada sallayarak yanımıza geldi. Arkasından da yavaş adımlarla Berke geliyordu muhtemelen. Mert'in bir tipi kaymıştı. Çocuğun hali hal değildi. Ben de farksız sayılmazdım.

"Ne oldu lan size? En son bıraktığımda sağlamdınız."

Mert Kutay'ın söylediklerini duymazdan geldi. "Kız, minnoş! Bak bir bakayım bana. Ağladın mı sen?" Mert ellerini yüzüme yerleştirdi. Bir yandan beni inceleyip bir yandan da saçımı okşuyordu.

"Sana ne Mert?" Kutay aramıza girip Mert'i benden uzaklaştırırken slow motion Berke de geldi yanımıza.

"Bizsiz ortam ha?"

"Uzun süredir bunun için uğraşıyorum desem?" Kutay gülerek arkadaşına göz kırptı. Şu an yaşananları sadece izliyordum. Tepki veremiyordum, bildiğin boş bakıyordum.

"Yağmur sen iyi misin?" Berke kaşlarını çatmış bana bakıyordu.

"Kızı rahat bırakın ya! Gereksiz sorular falan." Aslında ortada çok bir şey yoktu. Biraz önce yaşananlardan olsa gerek kimseyle konuşmak istemiyordum ama. Kutay bunu nasıl fark etmişti de beni kolluyordu?

"Demedik bir şey, tamam." Berke Mert'i de peşinde sürükleyerek gitmeye yeltendi. Daha fazla Kutay'la baş başa kalırsam yerinde olmayan aklımla bir şeyler saçmalayacağımı biliyordum. O yüzden Berke'nin koluna asıldım. Boş anına denk geldiği için kendini yerde buldu.

"Obaa Berke uçtu!" Mert de kendini sırtüstü yere bıraktı. Ani değişen ruh halim sağolsun kendimi Mert'e gülerken bulmuştum. Şu an yuvarlanarak yanına gitmem çok mu saçma olurdu ki? Olurdu, evet.

"Bekleyin beni!" Kendimi geriye bıraktım, kollarımı etrafıma sararak dönmeyi denedim. Boşa çabaydı. Tekrar zorladığımda yapayacağımı anlamış, pes etmiştim. Bıkkınlıkla bir nefes verdim. Yandan beni şaşkınlıkla izleyen Kutay'a takıldı gözlerim.

"Kutay!!"

"Hm?" Kafasını iki yana salladı ve bana döndü.

"Bir el atsana be."

"Anlamadım?"

"Şöyle bi yuvarlasana beni. Hadi nolur, lütfen."

Kaşlarını kaldırıp indirdi. "Olmaz."

"Ya lütfen, bir kerecik ya!" Ben bu hareketi çok da kolay yapardım aslında ama beynim döndüğü için bir şeyler yapma yetisine sahip değilmiş gibi hissediyordum. Beynim dönüyordu.

"Kutay benim beynim dönüyor."

"Yağmur gözünü seveyim sağlam dur."

"Gerçekten sever misin gözümü? Sevsene hadi." Güldü. Gülerken gözleri kısılmıştı. Allah'ım sen bu çocuğu ne güzel yaratmışsın ya.

"Kutay benim gözlerim güzeller demi?"

"Nereden çıktı şimdi bu?"

"Gözünü seveyim dedin ya."

"Kızın sağlam hali saçmaydı bu hali çok çok daha saçma." Kendi kendine söylenip kendi kendine güldü. Az biraz gerizekalılık vardı bunda da. Sonra yüzünü ciddi bir ifadeye büründürüp bana döndü.

İzmir'in ManyaklarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin