DEFNE
Hala koşuyordum. Normalde hiç kimse bu kadar uzun koşmazdı. Neredeyse yirmi dakika oldu ya, yeter yani ben de insanım ! Başımı arkaya çevirdiğimde adamın neredeyse duracağını gördüm.
Az kaldı az.
Benim hayatım koşma odaklı olduğu için koşuya dayanıklıydım. Bir kaç dakika sonra adam baya geride kaldı ve ben de biraz daha koşup sokağın sonundan sağa saparak durdum. Soluklanmak için ellerimi dizlerime koyup nefesimi düzenlemeye çalıştım ve biraz kendime gelince başımı kaldırdım, karşıdan benim olduğum tarafa doğru koşturan küçük sarışın bir kız çocuğu vardı, hemen ardından gelen korna sesiyle başımı sağa çevirdiğimde bir minibüsün hızla küçük kıza doğru gittiğini fark ettim ve nasıl oldu bilmiyorum ama saniyeler içerisinde küçük kız kollarımın arasında bende onun üzerinde yerde yatıyorduk. Ağlama sesi duyuyordum fakat daha fazla dayanamadım ve bilincim kapandı.
__________________
''Dayım, neden hala uyanmadı ?''
''Bilmiyorum dayıcım.''
''Samet, neden hala uyanmadı ?''
''Aşkım bilmiyoruz, doktor kendine gelmesi biraz zaman alır dedi.''
''Neden kendine geliyor ki ? Hem kendine nasıl gelebilir ?''
Bir kahkaha sesi ve ''Yani uyanmasından bahsediyorum. Belli değil'' diye bir açıklama.
Neredeyim ki ben ?
Yavaş yavaş gözlerimi açtım. Biraz kendime geldiğimde başımı sağa döndürdüm, beyaz bir dolap vardı. Duvarlarda beyazdı. Sola baktım bu sefer, mor kumaş bir koltuğun üzerinde iki adam bir de küçük sarı saçlı bir kız oturuyordu. Kumral ve yapılı olan adam bana baktığında yutkundum, hem ürkütücü gözüküyordu hemde insanı kendine çeken bir değişik bir his yayıyordu. Ayağa kalkıp yavaş adımlarla yanıma geldi ve ellerini cebine sokup konuştu.
''İyi misiniz ?''
''Ben... evet, iyiyim...sanırım.''
''En son ne olduğunu hatırlıyor musunuz ?''
Şöyle bakmasan mesela, aklımı başıma toplarım da böyle biraz zor olacak. Yinede bir şeyler gevelemeye çalıştım.
''En son koşuyordum, sonra sarışın bir kız çocuğu hatırlıyorum. Başka bir şey de yok.''
Evet, en son koşuyordum, aklıma gelen şeyle tabiri caizse içim kan ağladı o kadar da koştum o cüzdan için gitti para, demek çaldığım insanlarda böyle hissediyor paralarının ardından. Adamın tekrar lafa girmesiyle bakışlarım kahverengi gözlerini buldu.
''Benim adım Hakan, kuzenim Samet ve yeğenim Elif. Ne kadarını hatırlıyorsunuz bilmiyorum ama yeğenime minibüs çarpacaktı sizin sayenizde kurtuldu bunun için minnettarım, sonra bayıldınız ve sizi hastaneye getirdik, doktor açlıktan tansiyonunuzun düştüğünü söyledi. Şu an iyiyseniz çıkalım sizi kaldığınız yere götürelim, iyi değilseniz biraz daha kalın.''
Hakan konuşmayı bitirdiğinde her şey yavaş yavaş aklıma geldi, evet küçük bir kızın üstüne atlamıştım minibüs çarpmasın diye ama şu an ki sorun büyüktü. Benim kalacak yerim yoktu ki. Giyimlerinden de anladığım kadarıyla zengin insanlardı. Adamın konuşması bile son derece etkileyiciydi. Ben şimdi kalacak yerim yok diyemezdim ki zaten başım hala ağrıyordu, ayrıca hastane masrafları da vardı, bu insanları yollasam hastaneden bir şekilde kaçardım ama başım gerçekten kötüydü. Bu sırada ince bir ses işittim.
''Bizimle kalsın dayım.''
Sonra küçük bir çığlık ve pat pat koşan ayak sesleri ve ardından herkesi şok edecek o cümle.
''Hatta dadım olsun.''
Ne ?!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YALANCI DADI
RomanceHakan Yükseloğlu , Saygın, zeki, yakışıklı ve aynı zamanda soğuk ve suratsız bir iş adamı. Defne Sarkıt , Kimsesiz, neşeli, hayat dolu, güzel bir hırsız. Samet Yükseloğlu , Çapkın, deli dolu, zeki ve yakışıklı bir iş adamı. Elif Yükseloğlu , Dayısın...