DANS EDER MİSİN ?

4.7K 207 5
                                    

@gamos123 @aryaaria @guneycim  @NazlcanEnge @siyah_prensesss 

Kokun. 

Kokun.

Bu kelime kulaklarımda yankılanıyordu. 

Ağzımı açıp tek bir kelime edememiş, öylece kapalı gözlü yüzüne bakıyordum. 

Bir an sonra gözlerini aralayıp şok olmuş bir ifadeyle yüzüme baktı. Sanki kendinde değilmiş gibiydi, kendinde değilmiş de, kendine yeni gelmiş gibi. Benden biraz uzaklaştı ve aramıza mesafe koyduktan sonra gözlerini kaçırarak ağzında 'özür dilerim' gibi bir şeyler geveledi. Zaten bir iki dakika sonra müzik bitmişti ve bizde yerimize geçmiştik. Ama yerimize geçerken üzerimizde olan gözleri açık net fark edebiliyordum. Bu yüzümün kızarmasına neden olmuştu. Ama hafif karanlık havada fark edilmeyeceğine emindim. Gözlerim çekingen bir şekilde Hakan'a kaydığında onun dalgınlıkla bardağındaki meyve suyuna baktığını gördüm. Biraz önce olanlardan bu kadar etkileneceği aklıma gelmezdi. Tamam farkında değildi, özür de dilemişti ve ben bir şey dememiştim. Bu kadar düşünceli olması nedendi peki ? Başımı iki yana salladım ve bardağımın dibinde kalan portakal suyunu içtim. Daha sonra sol kolumu masaya, ve başımı da sol avucumun içine koyup etrafı izleme başladım. Canım sıkılmaya başlamıştı ve daha geleli bir saat olmamıştı bile.

''Sıkıldın mı ?''

Aniden gelen bu soruyla başımı çevirmeden gözlerimi Hakan'a diktim ve cevap verdim.

''Çok değil.''

''On dakika daha durup kalkarız.''

''Ama senin biraz daha kalman gerekmez mi ?''

''Migrenim tuttu iyi değilim.''

Aniden doğruldum ve yüzüne daha dikkatli baktım. Terlemişti, gözleri kızarmış ve yüzü acı dolu bir ifadeyle buruşmuştu. 

''İyi gözükmüyorsun zaten ve bu şekilde araba kullanamazsın. Dahası, doktora gitmeliyiz.''

''Doktorluk bir iş yok. İlacımı almayı unuttum. Araba da kullanabilirim o kadar kötü değilim.''

''Hakan, buraya gelmemiz bir saat sürdü. Bu şekilde gidemeyiz. Belki Samet almaya gelebilir ?''

Sorar gibi söylemiştim ki Samet'in gelmesi daha iyi olurdu. Tam ağzını açmış bana cevap verecekken birden sol elinin işaret ve orta parmağını birleştirerek şakağına bastırdı. Bunu yaparken de derin bir almıştı. Pekala Veli Beyle konuşup gitmemiz gerektiğini söyleyecektim. Daha sonra Samet gelip bizi alırdı. Bir saat gidiş bir saat geliş olduğunu düşünürsek iki saat dayanması gerekti ama yapacak bir şey yoktu çok kötü olursa zaten yolda bir hastaneye uğrardık. Veli Beye doğru yol almaya başlıyordum ki birden bastıran yağmur beni olduğum yere çiviledi. Etraftan gelen şaşırma seslerini duyuyordum. O kadar şiddetli yağıyordu ki topuzumdan kurtulan tutamlar yüzümün yanlarına yapışmıştı. Beyaz şalım ise deri gibi omuzlarıma, sırtıma ve göğüs dekoltem sayesinde göğsüme yapışmıştı. İnsanlar koşturarak binaya girerken, Hakan'a baktım yüzü gerçekten iyi görünmüyordu. Eli titremeye başlamıştı ve şakaklarını delip geçecek kadar sıkı bastırıyordu başına. Yanına yaklaşıp elini tuttum ve indirdim. 

''İçeri girelim, yağmur daha çok ağrıtıyor.''

Başını salladı ve sendeleyerek bir adım attı bende kolunun altına girmiş ona destek olmaya çalışıyordum. Gözleri sımsıkı kapalıydı.

''Defne bırak bir yerini inciteceksin.''

''Bırakırsam düşersin ama sendeliyorsun.''

Başka bir şey diyeceği sırada inleyerek sağ elini yumruk yaptı ve şakağına bastırmaya başladı, onu böyle görmek neden bilmiyorum canımı acıtmıştı. Acele ederek binaya girdik ve zorda olsa merdivenleri çıktık, bahçede kimse kalmamıştı zaten. Üst kata çıktığımızda resepsiyonda olan Veli Beyi gördük elindeki mikrofona bir şey söylemek için hafifçe vurdu ve ağzına yaklaştırdı.

YALANCI DADIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin