MUTLULUK

3.7K 152 8
                                    

Yatakta bir sağa bir sola dönüp duruyordum. Uyuyamıyordum, çünkü heyecandan midem kasılıyordu. Onunla konuşmam gerekecekti. Böyle ansızın öpmemeliydi. Bütün sistemim alt üst oluyordu. Daha fazla yatar vaziyette duramayıp doğruldum ve yatakta bağdaş kurdum. Amaçsızca etrafıma bakındım. 

Nereden nereye gelmiştim. Şimdi aklıma gelince kendimi kötü hissettim. Samet biliyor olsa da, Hakan hiçbir şey bilmiyordu. Onu kandırıyor gibi hissediyordum. Belkide hissetmemem gerekiyordu, onu kandırıyordum. Bunu kabul etmek bir an çok ağır geldi bana. Samet'le konuşup bu konuyu bir şekilde halletmeliydim. Önceden çok takılmıyordum ama şimdi beraberdik ve aramızda yalan istemiyordum. Bir anda üzerime bir ağırlık çöktü ve kendimi tutamayıp ağlamaya başladım. 

Şimdiye kadar yaşadığım her şeye ağlıyordum. Ses çıkarmamak için elimi ağzıma kapattım ve hıçkırmaya başladım. Korkuyordum, artık mutluydum, sonunda hayatımı yoluna koymuştum, Hakan vardı, Samet ve Elif vardı. Bu büyünün bozulma ihtimali kanımı donduruyordu. Ben hıçkırarak ağlarken, elimi ağzıma kapatmam bir işe yaramamış olacak ki birden kapım açıldı.

''Defne ?''

Başımı önüme doğru eğdim ve saçlarımın yüzümün önüne dökülmesini sağladım. 

''Defne sen ağlıyor musun ?''

Başımı iki yana salladım ama boş bir çabaydı. Ağladığım besbelliydi. Yanıma oturduğunu hissettiğimde başımı biraz daha önüme eğmeye çalıştım taki Hakan'ın eli çenemi hafifçe tutup ona bakmaya zorlayana kadar. Alınlarımızı birleştirmişti. Gözlerimi sımsıkı kapadım. Nefesi yüzüme vururken huzur diye geçirdim içimden. 

''Neyin var ?'' diye fısıldadı dudaklarımın üzerine.

Berbat bir geçmişim bunu dışımdan söylemeyi de isterdim lakin imkansızdı. Ve bu imkansızlık beni mahvetmeye başlamıştı. 

''Bir şeyim yok'' ne söyleyebilirdim ki başka ?

''Defne aramızda sır istemiyorum, bu konuda hassasım, lütfen söyler misin ne olduğunu ?''

''Ben...sadece bir anda duygusallaştım.'' Yalan söylemek istemiyordum ama bir süre için mecburdum. Geri çekildi. Yatağın yanı başında duran komodinin üzerindeki sürahiden bardağa biraz su döküp verdi. Titreyen elimle alıp bir yudum içtiğimde gerçekten iyi geldiğini hissetmiştim.

''Peki zorlamayacağım. İyi misin biraz daha ?'' Başımı salladım uysalca. 

''O zaman ben gideyim sen de uyu.'' Alnıma bir öpücük bıraktığında iç çektim. Toprak kokusu ciğerlerime doldu. Ben daha düşünmeden çıkmıştı kelimeler ağzımdan.

''Ben uyuyana kadar yanımda durur musun ?''

Hemen sonrasında pişman olmuştum. Ben nasıl söylemiştim bu cümleyi ! Yüzüm yavaş yavaş yanmaya başlamıştı. Pişmanlıkla yüzümü eğeceğim sırada Hakan sol eliyle yanağımı tuttu ve gülümseyerek fısıldadı. 

''Utanmanı gerektirecek bir şey yok.'' İstem dışı aslında gayette isteyerek yüzümü eline bastırdım. Ona yakın olmak bana huzur veriyordu. ''Hadi uzan sen.'' 

Mutlulukla uzandım, tamam biraz çekingenlik vardı ama mutluluğum bunu gölgeliyordu. Ben yatağın içine yerleşince o da yanıma uzandı tek farkla ben yorganın altındaydım o ise üstünde, başımı ona doğru döndürdüm o da bana bakıyordu. Onunla susmak bile huzur vericiydi. Mutlulukla gözlerimi kapadım. Parmaklarını saçlarımda hissettiğimde kalbim aynı anda iki duyguyu birden yaşadı. 

Sevgi ve pişmanlık.

Pişmanlık ruhuma ağır gelen bir duyguydu ve bir an önce kurtulmalıydım ondan.

YALANCI DADIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin