YENİ KİMLİK

4.9K 242 10
                                    

''O halde iki gün sonra davete gidiyorsunuz ?''

Samet bunu söylediğinde göz temasımızı bölmüştü. Hakan başını sallayarak önümden çekildi ve merdivenlerden çıkarak gözden kayboldu. Hemen Samet'e doğru hamle yaptım ve kolunu tutup konuşmaya başladım.

''Ya neden beni ortaya atıyorsun ?''

''Ne olmuş yani ? Zaten Hakan'ın biraz kendine zaman ayırması gerekiyordu. Sende biraz eğlen diye öyle söyledim. İyilikte yaramıyor sana.''

Bunlardan sonra söyleyecek sözüm yoktu. Hakan kuzeniydi ama beni de düşünmesi mutlu etmişti. Konuyu değiştirmek için Samet'in kolunu bırakıp bavulumu elime aldım ve Samet'e döndüm.

''Odam nerede ?''

''Önce evi gezelim sonra odana gideriz. Şimdi burası salon gördüğün gibi. Sağ taraftaki koridorda bir oda ayrı olarak banyo ve tuvalet var. Sol taraftaki koridorda ise mutfak ve arka bahçeye açılan bir kapı var.''

Bavulumu elimden alarak yürümeye başladı ve konuşmaya devam etti.

''Alt katı kiler olarak kullanıyoruz.''

Üst kata çıkan merdivenlere yöneldi ve bende peşinden çıkmaya başladık.

''Bu katta odalar var, her odanın da kendi banyo ve tuvaleti var.''

Merdivenler bittiğinde iki tarafa ayrılmış, iki tarafta da ikişer kapı olan odaların önünde durmuştuk. Samet sol tarafı gösterip konuşmasına devam etti.

''Bu tarafta ben ve Elif'in odası var. Karşı tarafta ise Hakan ve senin odan. Birde odalar birbirine bağlantılı yani iç taraftan geçişli.''

Samet konuşurken ben etrafa bakıyordum. Tam karşımızda karşılıklı duran iki kahverengi saksı içinde ise büyük birer orkide vardı yerde ise kahverengi dikdörtgen şeklinde peluş bir halı. Merdivenler ve parkeler açık kahverenginde ahşapla döşenmişti. Kapılar ise kırık beyaz renginde düz olarak seçilmişti. Gayet hoş duruyordu. Mimar mıydılar acaba ? Yani şirket hatırladığım kadarıyla büyük ve oldukça gösterişliydi. Alt katta çok hoş bir dekora sahipti. Hele bahçeye bayılmıştım. Mimar olabilirlerdi. Samet bavulumu odamın kapısının önüne koyup bana baktı.

''Kapını sen aç.''

Başımı sallayarak odamın önüne durdum, birde odalar içten geçişli şekildeydi değil mi ? Acaba ne sebeple böyle yapılmıştı ? Elimi kapının kulpuna koyarak döndürdüm ve odama ilk adımımı attım. Yatak hemen sol taraftaydı üzeri kahve köpüğü saten bir örtüyle kapatılmıştı. Yatağın hemen ayak ucu kısmında iki kapılı ahşap bir gardırop vardı. Gardırobun sağ tarafında çerçevesiz oval bir boy aynası vardı. Diğer tarafında bir kapı vardı, sanırım banyo tuvalet kapısıydı. Çünkü odamın diğer tarafı yatağın baş ucu kısmı Hakan'ın odası oluyordu. Yatağın sol tarafında ise küçük bir tuvalet aynası vardı yine ahşaptan. Tuvalet aynasının tarafındaki duvarda yani tam karşıda boydan ikili bir pencere vardı ve kahve keten perdeleri iki yana açılmış duruyordu. Oda komple açık kahve tonlarıydı. Bunların kahverengiyle ne derdi vardı ? Gerçi hoş durmadığını söyleyemezdim. Yatağın baş kısmının yanında da Hakan'ın odasına geçişli bir kapı vardı ve Hakan şuan oradaydı. Kalbimin hızlandığını fark ettiğimde kaşlarımı çattım. Bunu sebebi sadece yeni odamın heyecanıydı, başka bir şeyin olması mümkün değildi. 

''Neden kaş çatıyorsun beğenmedin mi ?''

''Yok hayır beğendim, hatta bayıldım. Buradan hiç çıkmadan yaşayabilecek kadar hemde.''

''Beğenmiş olmana sevindim. Ben döşettim çünkü burayı.''

Yüzümü Samet'e dönüp gülümsedim.

''Teşekkür ederim, her şey için.''

''Gerek yok teşekküre'' diye kestirip attı. 

Bazen konuşkan bazen suskun ve soğuk oluyordu ama birbirimize alışacaktık. En azından öyle umuyordum. Belki onun geçmişinde de hoş olmayan şeyler olmuştu veya tamamen benim kuruntumdu derin bir nefes aldım ve aklıma şimdi gelen bir ayrıntıyı sordum. 

''Elif nerede ?''

''Bu saatlerde parka gidiyor.''

''Her gün mü ?''

''Evet, ama zorunlu değilsin tabi ki.''

''Anladım. Peki bir şey sorabilir miyim ?''

''Tabii.''

''Hakan benim hayatımı öğrenmek istemez mi ?''

''Ben hayatını araştırdığımı söyledim. Yani Hakan tekrar bakmaz. Bu arada kimlik çıkartmak için doğum tarihine, nerede doğduğuna, baba adına ihtiyaç var.''

''Bildiğim kadarıyla 17.03.1994 doğumluyum, . . . . . . hastanesinde doğmuşum. Baba adını bilmiyorum sen salla bir şey. ''

''Tamam. Soy adını seni büyüten kadın vermişti değil mi ?''

''Evet.''

''Seni onun soy adına kaydedersek herhangi bir yakını bugün yarın ortaya çıkıp sorun çıkarabilir. Annenin soy adını biliyor musun ?''

''Annemin soy adı daha riskli olmaz mı ?.''

''Başka bir soyadı oluşturmak çok zor. Nilgül hanımın soy adından biri seni zora sokabilir. Yani şu miras davaları işte. Annenin bir yakını olduğunu, en azından yakın bir akrabası olduğunu sanmıyorum. Aksi halde sürünmezdi değil mi ? Ayrıca kadın Rus'muş. Kimse bununla uğraşıp seni aramaz.''

''Anladım. Annemin soy adı PETROV'du.''

Telefonda bir şeylere basıp yüzüme baktı.  

''Bilgiler gönderildi.''  

Ardından ekledi. ''Seni büyüten kadının soy adını almak istediğini biliyorum ama bu sadece kağıt üstünde olacak yani sen yine SARKIT'ı kullanabilirsin.''

Başımı salladım. ''Evet, öyle yapacağım.''

Telefonda mesaj sesi yankılanınca tekrar telefona döndü ve ardından yüzüme bakıp gülümsedi.

''Kimliğin hazır Defne PETROV. Kendine yeni bir hayat kur.''





YALANCI DADIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin