HIRS

2.9K 129 8
                                    

Aradan tam bir ay geçmişti. Bu süre içinde ayakta kalmamı sağlayan en önemli sebeplerden biri Samet ve Elif'in fırsat buldukça beni ziyaret etmeleri olmuştu. 

Diğer sebep ise...diğer sebep ise Aşık'tı. 

Sürekli yanımda olmuş her ağlama krizimde sabırla susmamı beklemiş beni sakinleştirmişti. Bu süreçte iyi arkadaş olmuştuk. Geçmişte ona biraz kaba davrandığımı her hatırladığımda üzülüyordum ama o her defasında önemli olmadığını ve onu tanımadığım için o davranışımın normal olduğunu söyleyip içimi rahatlatıyordu. Adının neden Aşık olduğunu ilk zamanlar merak etmiştim ve bu soruyu ona sordum. Annesi ve babası trafik kazasında ölünce onu dedesi büyütmüş dedesi de bir bağlamacı olduğu için ona Aşık adını vermiş. Düşününce kulağa hoş gelen bir hikayeydi yani dedesiyle ilgili olan kısmı. 

Bu süre zarfında fark etmiştim ki gerçekten hoş biriydi. Kahverengi gözleri, kahverengi saçlarıyla klasik ama hoş bir görünümü vardı. Giydiği kahverengi tonlu gömleklerini boğazına kadar ilikliyor yine aynı tonlarda giydiği pantolonlarını keten kumaştan seçiyordu, sık kullandığı bir postacı çantası vardı ve bu tarz ona gerçekten çok yakışıyordu. Ve bana gerçekten iyi dayanmıştı. Yaşadığım acıyı unutturmak için beni zorla lunaparka, bisiklet binmeye hatta bir anaokuluna çocuklarla oynamaya zorla götürmüştü ama itiraf etmeliyim ki...iyi gelmişti. Başlarda kök söktürdüğüm doğruydu yanıma kimseyi istememiş yemeden içmeden kesilmiştim ama onunla geçirdiğim zamandan keyif almaya başladığımda acım azda olsa dinmişti. Onu Samet ve Elif'lede tanıştırmıştım onlarda gayet iyi anlaşmıştı. Elif'in artık bir aşkı daha vardı ! 

Hakan.

Hakan aklıma her geldiğinde kalbim tekliyor içimde incecik bir sızı oluşuyordu. Evet hatalıydım, evet yalan söylemiş yüzüne baka baka onu kandırmıştım ama beni kapıdan dışarı fırlattığı günü asla unutamıyor o an yaşadığım acıyı kalbimden silemiyordum. Böylesine bir öfke, böylesine bir nefret beklememiştim. Benimde bir kalbim vardı. Dışarıdan vurdum duymaz görünsem de bende üzülüyor bende kırılıyordum. Sevgime saygı duymuş onun için solan aşkıma yas tutmuştum ama benimde artık devam etmem gerekiyordu. Hakan'ı, Aşık'la sahile indiğimiz bir gün bir mağazanın televizyonunda görmüştüm. 

Başlık aynen şöyleydi. 'Ünlü iş adamı Hakan Yükseloğlu yeni bir projeye imza atıyor. Ünlü mimar, Sadık Veli Başaran'ın kızı Duru Başaran ile nezih bir restoranda görüntülendi. Hakan Yükseloğlu çıkışta şu açıklamayı yaptı. 'Yeni ortaklığımızı kutluyor, proje üzerinde şimdiden çalışmaya başlıyoruz. Teşekkürler.' 

Bu isim bana bir yerden tanıdık geliyordu. Tam düşünmeye başlıyordum ki gerek kalmadan ekranda Hakan, Veli Bey ve tahminimce kızı belirdi. Kız Hakan ve Veli Beyin ortasında bir eli Hakan'ın bir eli babasının belinde bir poz vermişti ve hepsi gülümsüyordu. İşte o gün artık üzülmemem gerektiğini kabullendiğim gündü. Aşık'a olanları anlatmış tarafsız bir şekilde yorum istemiştim. Bana yaptığı açıklama aynen şuydu. 'Birbirinizi bu kadar sevdiyseniz bu kadar kolay bırakmamalıydınız. Evet senin yaptığın yanlış ama Samet ona senin hayatını anlattığı halde, mecbur kaldığını söylediği halde yüzüne bakmadan kapının önüne koyuyor ve hayatına devam ediyorsa senin beklemenin bir anlamı yok.' Bu açıklama bana çok mantıklı gelmiş beni kendime getirmişti. 

Öyle böyle bir ayı geride bırakmış Aşık sayesinde kendime bir iş bulmuştum. Onun çalıştığı dükkanda garsonluk yapacaktım o ise aşçılık yapıyordu. Yanımda onun olduğu güvencesiyle içim rahattı. Bir haftadır çalışıyordum ve bahşişlerle beraber aldığım haftalık maaşım baya iyiydi. Ben yeni başladığım halde bu kadar alıyorken Aşık'ın benden çok daha iyi bir maaş alıyor olması gerekirdi ama o evde neden kaldığını anlayamamıştım. Ona sorduğumda 'biriktiriyorum işte' diyip geçiştirmişti. Şimdi ise öğle arasındaydık yemek yerken Samet ve Elif gelmiş hoş bir sohbetle onlara da ikramda bulunmuştuk. Bu arada Aşık bayağı iyi yemek yapıyordu söylemeden geçemeyeceğim.

YALANCI DADIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin