GERÇEKLER (1)

3.1K 120 6
                                    

Pastalarımızı yerken Hakan hala dik dik bize bakıyordu. Ne olmuş yani doğum gününü kutluyorsak. Tutamadım kendimi ''Ay Hakan ne var yani kutladıysak.''

''Çocuk muyum ben ? Yirmi altı oldum pasta kestiriyorsunuz ? Allah için hediye de aldık demeyin?''

Cevap Samet ve Elif'ten geldi.

''Aldık.'' ''Aydık.''

''Hey Allah'ım ya.''

Samet yerinden kalkıp koltuğun arkasındaki hediye paketlerini çıkardı. Birini de Elif'e verdi.

''Bu benim ki. ''

Hakan açmakta hiç hevesli değildi ama biz tutturunca mecbur kalmıştı. Samet'in hediyesi çok şık bir kol saatiydi. Siyah ve gerçekten çok hoş bir saatti.

Hakan'ın yüzündeki ifadeden anlaşılıyordu beğendiği. ''Sen bakıyordun buna biliyorum, hediye olsun dedim.'' Samet'in açıklaması üzerine Hakan ayağa kalkıp Samet'e sarıldı.

Daha sonra küçük cadıya sıra geldi. ''Dayım buda benim hediyem.''

Elif'in hediyesi de siyah bir çift kol düğmesiydi. Hakan Elif'ede sarılıp onu öpücüklere boğduktan sonra teşekkür etti. Merak ediyorum benim hediyem neydi acaba ? Hafiften tırsarak Samet'e baktım. Bana bakıp göz kırptı.

''Abi buda Defne'nin hediyesi. Sipariş etmiş. Siz yokken geldi.''

''Şimdi açma'' diye atıldım. Merakla yüzüme baktı. Kıllanmıştım. Nedense !! Hakan hediyeyi eline aldığında Elif arkasını dönerek masaya oturmuştu. Samet ise başını cama çevirmiş sırıtıyordu. Bir şeyler karıştırmıştı bunlar. ''Neden ?'' Hakan'dan son derece mantıklı bir soru geldi.

Evet Defne neden ?

''İşte.'' Çok açıklayıcı oldu gerçekten.

''Yani... şimdi açma işte.''

''Peki daha sonra açarım o halde.''

__________________________

Hiç bir işimiz yoktu akşama kadar koltuklarda pineklemiştik. Yaklaşık bir saat öncede film açmış, mısır patlatmış koltuklara yayılmıştık.

''Hediyeni merak ediyorum.''

Hakan'ın kulağıma fısıldamasıyla bir an yerimden sıçradım.

''Çokta şey değil ya...'' Bir şeyler mırıldanmaya çalıştım ama... bu nasıl cümleydi ya.

''Yatalım.''

''HA ?''

Ne dedi o ?

Artık nasıl bir yüz ifadem varsa Hakan hemen düzeltme gereği gördü.

''Öyle değil. Yanlış anladın. Yatalım derken odaya gidelim. Ben hediyemi açayım. Sonra senden doğum günü öpücüğümü alayım, sonrada uyuyalım demek istedim. Öbür türlüye daha zaman var.'' Bunu ciddi ciddi söylemiş miydi ? Utançtan yüzüm yanarken başımı ekrana çevirdim. Yan yanda Samet'e bakıyordum. Yüzünde keyifli bir ifade vardı ama duyup duymadığından emin olamadım.

''Hadi.''

Bu adam gün geçtikçe değişiyordu ve Hakan'ı yeni yeni tanımaya başladığımı hissediyordum.

''Olmaz Hakan. Samet var. Seninle gelemem. Yanlış anlar.'' İnat etmemesi için ara vere vere anlaşılır konuşmaya çalışmıştım.

''Bir şey olmaz.''

Hey Allah'ım.

''Haka-''

Daha sözümü bitiremeden Samet'e hitaben konuşmaya başlamıştı.

YALANCI DADIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin