10-BEY KELİMESİNE GEREK YOK

5.1K 240 7
                                    

@gamos123 @delikiz1999 @aryaaria   

Bahçe kapısından geçmiş evin kapısı önünde bekliyorduk. Sanırım Samet'in sessizliği benim hazır olduğum zamanı beklemesi yüzündendi. Ne demişti hem o bana 'kır şeytanın bacağını' galiba iyi anlaşmaya başlıyorduk. Gerçi ona hayatımı anlattıktan sonra oluşmuştu bu iyi halleri, hoş tam anlamıyla iyi diyemezdik ama geçmiş zamana göre bence iyiydi. Galiba acımıştı bana ama önemli değildi benimde bazen kendime acıdığım zamanlar oluyordu. Ama öğrenmiştim başa çıkmasını. Aslında takmıyordum artık 'her şey olacağına varır' diye bir söz vardı.

Derin bir nefes çektim içime. Sol elimde tuttuğum bavul sapını biraz daha sıkı kavrayınca aradığım gücü bulmuş gibi hissetmiştim. Saçmaydı belki ama bende çok normal değildim zaten. Kapının tokmağını üç kez vurunca beklemeye başladık. Yaklaşık yarım dakika sonra gelen ayak sesleri, Elif'in o minik ayaklarının sesi olamayacak kadar kuvvetli basıyordu yere. Hakan bir elinde telefon tutup konuşurken diğer elini, elinde tuttuğu dosya kağıdıyla birlikte salona doğru işaret etti. Bavulumu sürükleyerek ve kocaman gülücükler saçarak eve girdim.

Artık benimde evim olan eve.

Samet yanımdan sessizce gelirken Hakan'da arkamızdan konuşarak ilerliyordu. Dün oturduğum koltuğa oturarak bavulumun sapını indirdim ve yanıma çektim. Hakan ve Samet karşı koltuğa oturmuşlardı ve Hakan hala telefonla konuşuyordu. Dediklerine dikkat kesildim.

''Bakın Veli Bey, davet yapmak istemenizi anlıyorum ancak gerçekten gerek yok böyle bir şeye.''

''. . . . . . . ''

''Peki o halde Cumartesi günü görüşmek üzere.''

''. . . . . . .''

''İyi günler.''

Hakan telefonu kapattığında Samet beklemeden konuşmaya başladı.

''Sorun ne ? Davete ilk defa gitmiyorsun sonuçta.''

Hakan sıkıntılı bir nefes verip yüzünü buruşturdu. Telefonu ve elindeki dosya kağıdını önünündeki masaya koyup konuşmaya başladı.

''Sema izinli. Evlilik hazırlıkları için iki hafta izine ayırdım. Şimdi onsuz gitmek istemiyorum. Notları Sema tutuyor, adamlar hakkında bilgi verip benim öyle görüşmemi sağlıyordu. Şimdi zor olacak.''

''Abi dert ettiğin şeye bak. Bir kere de iş düşünme, kendine mola ver biraz.''

''Peki, diyelim ki mola maksatlı gideceğim. Çift olarak gidiliyor davete kim olacak benim eşim ?''

''En kolay şeyi sorun yapmışsın çok basit.''

Hakan'la beraber sorarcasına Samet'e baktık. Gerçi ben tanımazdım ama alışkanlık gibi bakmıştım o an.

''Defne.''

Ha.

Ne dedi o ?

O söz ettiği Defne ben olamam değil mi ?

''Ne ?''

Kendimi tutamadan sormuştum.

''Sen işte. Madem Hakan'ın eşi yok, sende ona bir gecelik eşlik edersin değil mi ?''

''Neden sen gitmiyorsun ?''

''Hakan'la beraber eşli bir partiye gitmemi mi söylüyorsun ?'' diyip kaşlarını kaldırdı.

Pekala bu durum biraz garip kaçardı.

''Bahsettiğim o değil. Yani sen bir bayanla gidebilirsin.''

''Ben davet adamı değilim. Sıkılırım.''

''Belki Hakan'da, yani Hakan Beyde sıkılıyor ?''

Allah'ım batmaya başlamıştım. Hakan demiştim, ayrıca adamın işlerine burnumu sokuyordum. Utançla gözlerimi kaçırdım.

''O da sıkılıyor tabii ama ben sabırsız biriyimdir. O kadar dayanamam.''

''Her neyse'' diyerek başımı eğdim ve mırıldanarak geçiştirdim. Laf dalaşına girmeyecektim. Göz ucuyla Hakan'a baktım. 'Bey' demem gerekiyor muydu acaba ? Bilmiyordum. Ama bir şey dememişti değil mi ? Bu konuyu Samet'le konuşmam gerekiyordu. Ama şuan aklımda başka bir soru vardı. Hakan davete benimle gitme fikrine karşı çıkmamıştı. Bu da onayladığı anlamına mı geliyordu acaba ?

''Kararın nedir ?''

Samet'in sorusuyla tekrar ona baktım. Hayır diyemezdim ki !

''Hakan Bey için uygunsa benim için sorun olmaz.''

Sanırım verebileceğim en mantıklı yanıt buydu. 

Hakan bana bakarak ayağa kalktı neden bilmiyorum ama gözlerine kilitli kaldım. Geç farkına vardığım şey ise benimde ayağa kalkıp karşısında durduğum olmuştu.

''Öncelikle 'bey' kelimesine gerek yok, ikinci olarak benim içinde uygundur. Bir geceliğine iş düşünmeyebilirim.''





YALANCI DADIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin