"Ateşin düşmemiş."
Ha ?
"Efendim ?"
"Ateşin diyorum, düşmemiş."
Başımı hızla geri çekip yüzüne baktım. Ya bu adam bu kadar kereste olmak zorunda mıydı ? Peki ben bu kadar saf olmak zorunda mıyım ? Gözlerimi sıkıca yumup başımı hafifçe sağa sola salladım ve bedenimi onun bedeninden uzaklaştırdım. Hareket ederken bacaklarım titriyordu ve her yanım ayrı ağrıyordu. O kadar bitkin hissediyordum ki neredeyse nefes alacak gücüm bile yoktu.
"Ne oldu ?"
Birde'ne oldu' diyor.
"Yok bir şey, sadece biraz midem bulandı. Biraz hareket edip nefes alsam yeter. "
Cevap vermedi bende derin bir nefes alıp sağa sola yavaşça bir iki adım atıp bacaklarımı açtım ve istemeye istemeye aynı yavaşlıkla yine Hakan'ın yaklaşık bir adım uzağına oturdum. Tişörtü çıkarıp dizine koydum. ''Isındım ben.''
"İyi misin ?"
Cevap vermeden gözlerimi kapattım. Ama daha sonra bunun kabalık olduğu bilincine vardım ve başımı aşağı yukarı salladım. Zaten o da üstelememiş, sessiz kalmıştı.
__________________
Gözlerimi rahatsızlıkla araladığımda ilk dikkatimi çeken şey sabah olmuş olmasıydı. İkinci şey başımın altında atan bir şeydi, üçüncü şey ise yatar vaziyette olmam üstelik sıcak bir şeyin üzerinde yatar vaziyette olmadı. Sahi neydi bu ?
Başımı biraz geri çekip mahmur gözlerle üzerinde yattığım şeye baktım.
Hakan.
Hakan !!
HAKAN !!!
Nefesimi tutmuş nasıl bu hale geldiğimizi düşünüyordum. Aklıma takılan bir diğer soru ise neden geceyi beraber geçiriyorsak uyandığımızda sarılıyor oluşumuzdu. Otelde de sarılarak uyanmıştık.
Üzerinden kalkmaya çalışsam hareket ederken uyandırabilirdim. Ama ağırlık yapmakta istemiyordum. Ne yapacağımı düşünürken kaşlarını çatmasıyla durdum, yüzüne odaklandım ve kendimi engelleyemeden onu incelemeye başladım. Uyurken daha bir masum duruyordu ve...yakışıklı. Kalın ve biçimli kaşları, kusursuz denilebilecek burnu, kirli sakalı, hafif dolgun dudakları, çok az belli olan elmacık kemikleri ... gerçekten yakışıklıydı.
Tabi tipsiz bir yakışıklı !!
Yere yatmıştı ve başının altında otlar vardı. Sanırım yastık görevindeydiler. Ama kendisi bir kereste olduğu için çakıllı yolda yatsa bile canı yanmazdı ! Sinirlerim yine tepeme çıkınca uyanmasını düşünmeden üzerinden kalktım. Biraz zor olmuştu çünkü kolları belimi sıkı sıkı sarmıştı. Ayağa kalktığımda kalkarken Hakan'ı biraz tepmiştim biraz sendelesem de ağaca tutunarak dengemi topladım. Zaten hemen ardımdan Hakan gözlerini aralamış biraz etrafa baktıktan sonra bana dikmişti. Sabah mahmurluğundan olsa gerek önce kendine gelmeye çalıştı ve ardından hızlıca ayağa kalkıp üstünü silkeledi ve yüzüme bakmaya devam etti. İkimizde konuşmak istiyor ama konuşmaya nereden başlayacağımızı bilmiyor gibiydik. Öylece dururken cesaretimi topladım ve ikinci bir düşünmeye mahal vermeden konuştum.
"Başın nasıl ?"
"İyi misin ?"
Aynı anda konuşmuştuk. Bir an yüzünde küçük çok küçücük bir tebessüm görünce istem dışı benim yüzümde de bir tebessüm oluştu ve öylece birbirimize bakarken yüzü tekrar eski halini aldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YALANCI DADI
RomanceHakan Yükseloğlu , Saygın, zeki, yakışıklı ve aynı zamanda soğuk ve suratsız bir iş adamı. Defne Sarkıt , Kimsesiz, neşeli, hayat dolu, güzel bir hırsız. Samet Yükseloğlu , Çapkın, deli dolu, zeki ve yakışıklı bir iş adamı. Elif Yükseloğlu , Dayısın...