MEDYA: ALPER
Duyduğum ses ile arkama döndüğümde üvey abimi gördüm. O da babamdan nefret ediyordu. Annesi ise ölmüştü. Tek başına şehir dışında yaşıyordu. Benim üvey abim olmasına rağmen onu çok seviyorum. Neredeyse 1 yıldır görüşmüyorduk ve çok özlemiştim. Onu gördüğüm gibi koşarak boynuna atladım.
''Alper abi. Dönmüşsün. Çok sevindim.'' Ondan ayrıldıktan sonra bana baktı iyice bir süzdükten sonra
''Görmeyeli büyümüşsün'' Tabii büyüdüm üniversiteye gideceğim. ''Burda ne işin var?'' Yine abilik yapmaya başladı. Ama onu çok seviyorum.
''İş bakmaya gelmiştik. Cafede çalışacağız.'' Sonra arkamda kalan Çağla'yı süzdü ve tekrar bana baktı.
''Arkadaşın mı?''
''Evet hemde en yak....'' dememe izin vermeden Çağla'nın yanına gitti.
''Merhaba ben Alper.'' Dedi ve en içten gülümsemesini takınarak elini uzattı.
''Bende Çağla'' ellerini bırakmadan uzun süre öyle kaldılar.Araya ben girdim.
''Çağla, kendisi üvey abimdir'' dedim ve gülümsedim. Aralarında bir şey olacağı kesin. Abim:
''Hadi gelin öğle yemeği yiyelim ben acıktım. Uzun bir yoldan geliyorum'' abim ile aramızda beş yaş var. Ama daha çok arkadaş gibiyiz.
''Biz daha yeni ye...'' Çağla sözümü kesip
''Evet ya kurt gibi açım valla.'' Dedi ve gözlerini büyülttü. Ona şaşkın şaşkın baktım ve:
''Tamam bildiğim bir yer var'' dedim. Abim arabasını göstererek:
''Önden lütfen''
''Teşekkür ederim abiciğim''
''Hayır sen değil, arkadaşın'' dedi abim. Çağla tatlı gülümseme yollayarak arabaya doğru yürüdü. Bende gelip ön tarafa oturacakken abim:
''Mügeciğim, sen arkaya geçsene. Önde miden bulanır senin'' dedi ve kaş göz işareti yaparak arkaya geçmem gerektiğini ifade etti.Arkaya geçtim.
''Çağla istersen gel öne. O kusar musar üstüne gelmesin'' dedi abim ve Çağla yanına gitti. Oh ne güzel abim beni çok umursuyor(!) Yerlerimizi aldıktan sonra yolu tarif ederek restorana vardık. Arabadan indikten sonra kapının önünde duran garson bizi içeriye nazikçe ağırladı. Buranın çok güzel bir yer olduğunu bildiğim için gelmek istedim. Hem çok ucuz buralar. Küçük ama çok tatlı bir yer paramız da uygun. Çağla çok gerimizden geliyordu. Abim çok kibar biridir. Sandalyeyi çekti. Ben oturacakken:
''Sen bi dur. Ne öyle her şeye atlıyon kızım? Bekle iki saniye ya'' Durup ona baktım ve kenara geçip kendime sandalyemi çekip oturdum. Çağla ise abimin çektiği sandalyeye oturdu. Abim ise onun yanında. Abim garsona siparişleri verdikten sonra çantamdan telefonumu çıkarıp annemin numarasını çevirdim. Ona hem işe alındığımızı, hem de abimin geldiğini ve bizi restorana götürdüğünü söyledim. Telefonda bile sesi mutluymuş gibi geliyordu. Çünkü annemde abimi çok sever. Öz oğlu gibi...
Telefonu kapadıktan sonra abim bana baktı ve:
''Haluk ne yapıyor''
''Onu polise teslim ettik''
''Ne? Gerçekten mi? Neden? Yine ne pislik yaptı?''
''Yine aynı bu sefer daha çok dövdü. Bir de arkadaşım Yiğit'i vurdu. Bu sefer dayanamadım polisi aradım.''
''Lan bu adam varya.... Annen nasıl?''
''İyi işte. İdare ediyor''
''Anladım. Benide az vurmadı değil. Zaten annemi vurarak öldürdü şerefsiz''
Çağla ise olanları ağzı açık dinliyordu ve abime bakarak:
''Kusura bakmayın ama bu adam bir şeytan'' dedi. Abim ise ona gülümseyip:
''Ne kusuru. Ta kendisi'' dedi bende güldüm bu sefer. Sonra abime bakıp:
''Kaç gün kalmayı düşünüyorsun?''
''Yaz bitene kadar'' ben birşey demeden Çağla:
''Süper olur, Harika hep beraber daha çok eğleniriz'' dedi ve utanarak başını öne eğdi. Abim ise bakıp kahkaha attı. Bunlar ne çabuk kaynaştılar böyle?
''Abi, nerede kalacaksın? Bizde kalsana. Öbür sefer babam evdeydi diye arkadaşında kalmıştın. Bak şimdi o yok?''
''İyi, tamam. Hem anneni de görmüş olurum'' dedi.Yemeğimizi getirdi garson. Abimin maddi durumu bizimkinden daha iyiydi. Bu yüzden o ödeyecekti parayı. Lokanta işletiyor, işi bu. Yerini, dönene kadar arkadaşlarına bırakmış. Yemeğimizi yerken dışarıdan geçenn, el ele tutuşmuş Can ve Senem'i gördüm. Onlar da bizi gördü tabii. Ama takmadan yollarına devam ettiler. Abim:
''Geçenler senin arkadaşların değiller miydi?'' Çağla hemen araya atladı:
''Ne arkadaşı? Müge o çocuğa hasta'' ona tip tip baktım. O da anlamış olacak ki ağzını kapadı ve:
''Ş..şey yani'' Abim araya girerek:
''Müge?''
''Evet abi. Onu seviyorum.'' Başımı önüme eğdim ve abim çenemden tutarak kafamı gözlerine sabitledi:
''Söyleseydin ya, gebertirdim onu''
Ben ne diyorum abim ne diyor. Aklı fikri kavgada. Hala huyu değişmemiş.
''Abi ne diyorsun ya..''
''Sen onu seviyorsun ama o başka kızın elini tutuyordu. Hakediyor. Kardeşimi kimse üzemez'' dedi. Çok duygulandım. Babam bile beni bu kadar korumuyordu. Abime teşekkür ettim ve kalkıp ona sarıldım. Ayrıldıktan sonra bana baktı ve:
''Karnen nasıl bu arada?'' dedi. Göğsümü şişirerek:
''ONUR BELGESİ..''
''Vayy. Yine ha?'' dedi ve Çağla'ya döndü:
''Sen ne getirdin?'' Çağlaya bakıp gülümsedim ve Çağla abime dönüp:
''Onur belgesi'' dedi abim:
''O zaman bu yemeği sonuna kadar hakettiniz''dedi ve güldük. Yemeğimizi yedikten sonra abim hesabı ödedi ve arabaya doğru yürüdük. Ben hemen arka koltuğa geçtim. Abim ise sürücü koltuğunun yanındaki kapıyı açtı ve Çağla'nın oturmasını bekledi. Sonra kendiside geçip sürücü koltuğuna oturdu. Abim Çağla'ya bakarak:
''Ev neresi?''
Çağla yolu tarif etti. Önce Çağla'yı bıraktı sonra ben arkadan inerek ön koltuğa yerleştim. Abim gülerek:
''Kusura bakma seni arkada unuttuk'' dedi. Bende gülümsedim. Abim ile eve geldikten sonra annemle sarıldılar. Annem:
''Kızım biz abinle çarşıya uğrayalım. Hemen geliriz'' dedi ve çıktılar. Aman ne güzel küçük evde tek başıma kaldım. Mısır patlattım ve kahvemi de alıp televizyonun karşısına geçtim. Kapı çaldı saat 6'ydı. Bu saatte bize kim gelebilir ki? Gidip kapıyı açtım karşımdaki kişiyi görünce şok oldum.:
''Merhaba Müge''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İlk Aşk
FantasyKüçüklüğünden beri sevdiği adam ile arasındaki engeller bitmiyor. Büyük aşk, bir o kadar sorunlu olacak. Onların sevmekten de öte. Kaybedeceğini bile bile mücadele etti. Beklemediği bir anda karşılık buldu. Bu onu hayata daha çok bağladı. Ve onu asl...