-2-

1.3K 35 2
                                    


MEDYA:MÜGE

Okul çıkışında Çağla yanıma koştu

''kızım bu harika bir haber. Hemen eve gidip hazırlanmalıyız'' dedi ve koşarak servise bindi. Arkasından bende geldim. Bizi bu okulda hiç takmıyorlardı. Birine bişey desek 'he he tamam.' diyip geçiştiriyordu öküzler.

''Aman ne iyi'' diye ses duydum. oturduğum koltuktan başımı arkaya çevirdiğimde Can'ı gördüm. Yanında da Senem vardı.

''Neden aşkım çok güzel bir kamp olacak''

''Biliyorsun Senem oralar hiç bana göre yerler değil!''

bir süre onları izlerken Can beni farketmiş olacak ki gözleri bana takıldı.

''Ne var bir şey mi oldu?''

Başımı hayır anlamında salladım ve önüme döndüm. gerizekalı. Neden böyle davranıyor ki? Tabi haklıydı bir yandan. Çünkü sınıfta ona bağırdım. Bunun sinirinden demiş olmalıydı.

Servis evimin önünde durdu bende indim. Ardımdan Can. oda bizim olduğumuz mahallede oturuyordu. Ama evlerimiz birbirine uzaktı çünkü mahallemiz çok büyüktü.

Evin zilini çalacakken

''Lütfen dur. Özür dilerim. Seni çok sinirlendirdiysem çok özür dilerim''

''Kes sesini, sana bir daha evden dışarı çıkmayacaksın demedim mi?''

sonra çığlık sesleri geldi. Kahrolası herif annemi yine öldüresiye dövüyordu. Hemen çantamı yere attım ve annemin yanına doğru koştum. Babam olacak o herif elindeki sopayla bir kere daha vuracakken

''dur yapma'' dedim ve kolunu tuttum.

''Sen kendini ne sanıyorsun ha?''

Olduğumdan çok sinirlendim. Evet herşeyden korkuyordum bu babam yüzünden. Ama artık yapmamalıydım. Artık korkmamalıydım değil mi? Babamdan çekinmemeliydim. Onun yüzünden başkalarından bile kaçınmamalıydım. Sadece yaşamalıydım çünkü ben zaten bir ölüyüm.

''Sen benim anneme vuramazsın tamam mı?'' Olduğu yerde şaşkınlıkla bana baktı ve saçımdan tuttuğu gibi yere fırlattı.

''Ne dedin sen bücür?''

''Bana 'bücür' diyemezsin unutmadıysan BABA ben 18 yaşındayım değil mi'' yarım ağız sırıttım. Gerçekten korkmuyordum. Bu çok basitti işte korkumu yendim.

''Seni küçük şeytan, aynı annene çekmişsin'' İşte bu bana çok dokundu anneme ŞEYTAN demesi.

''Sen kimsin hı? Tamam biliyorum kahretsin ki babamsın. Ama annemin de kocasısın. Onun tek varlığı tek güvendiği... Neden onu sürekli aldatıyorsun baba? Neden başkalarıyla oluyorsun? Ya geçenlerde yanında gördüğüm kadın hiçte güzel değildi yani afedersin b*k gibiydi. Anneme bunları bilerek mi yapıyorsun? Başka kadınlarda bulduğun şeyi annemde nasıl bulamıyorsun ya? Nasıl bu kadar katı ve kalpsiz olabiliyorsun. Senin yüzünden biz öldük. Yaşamıyoruz artık anladın mı beni? Bak baba anneme bak. Kollarındaki sırtındaki ve yüzündeki. İzlere bak. Bakamıyorsun bile. Senin karın o. Başkalarını mutlu edeceğine gel annemi mutlu et ve hala seni seviyor. Bu yüzden senden nefret ediyorum anladın mı işte bu yüzden. Annem için benim için senden kat kat nefret ediyorum. Sadece boş bir pisliksin!"

Uzun süre bana bakmıştı. Kormayacaktım. Ben ise sakinliğimi koruyup dik bir şekilde onun Ne yapacağını bekliyordum.

''Öldün sen şimdi''

kolumdan tuttuğu gibi yere fırlattı ve tokatlarla eşlik edip tekmeliyordu. Son tekmesi karın boşluğuma gelmişti ve nefes alamıyordum. Ağlamamakta ısrarcıydım. Ama nafile gözlerimden yaşlar dinmiyordu. sadece canım çok yanıyordu. ama içimin yandığı kadar değil. dudaklarımın arasından çıkan sıvıyla şok oldum ve gözlerim karardı. O şey kan değildi değil mi? lütfen kan olmamış olsun. Gözlerimi yavaş yavaş açarken annem başımda durmuş ağlıyordu ve hastanedeydim. Kahrolası babam gelmemişti. Çünkü yarı yamalak hatırlıyorum veya duyuyorum.

'' Bırak öldüreceksin''

''Sen sus konuşma''

sonra birşeyler oldu ve annemin kokusunu içime çektim.Kucağındaydım ve beni koşarak hastaneye götürüyordu.

Anneme dödüm ve ellerimi yüzüne sabitledim. Titrek bir sesle:

''Üzülme anneciğim her şey geçecek çok mutlu olucaz inan bana. Seni buralardan götüreceğim.''

annem bana dönerek ''Seni çok seviyorum birtanem hemde çok'' deyip bana sarıldı. Fazla konuşamıyordum çünkü patlamış dudaklarım çok acıyordu.

''Annem sana birşey söylemem gerek..  Şimdi sırası değil ve sen nerden çıktığını soracaksın ama....Neyse boşver. Zaten sevmiyorum''

''Söyle tatlım ne var?''

''Ya bizim filiz hocamız sınıfla kampa götürecek bizi. Ama ben öyle yerlere gitmem'' dedim annem bana uzun süre baktıktan sonra

''Gitmelisin kızım senin başını dağıtman lazım''

''Ama anne sadece bilmeni istediğim için söyledim yani gitmek istediğim için değil. Hem bu yüzle?..''

''Lütfen kızım benim için. Babana, abine gittiğini söylerim''

''O benim babam değil'' dedim ve annemin elini tuttum. ''O sadece boktan bir herif'' dedim ve anneme gülümsedim.

''Öyle deme kızım. Senin yüzünü kapatmamız lazım yarın kampa gidiceksin. Sen uyu akşam eve gidince düşünürüz.''

dedi ve başıma küçük bir öpücük kondurdu. Hayatta en değer verdiğim insanadı annem. Bunları düşününce kendimi uykuya verdim.

Hastaneden çıktık ve eve geldik saat akşam 20.32'idi. Babam denen kişi evde değildi. Acaba hangi kadının yanındaydı. Annem odasına gitti ve fondoten, pudra ve makyaj malzemeleri getirdi.

''Yarın uyanınca sana bunları uygulayacağım birtanem sen şimdi git ve dinlen. Yaraların fazla belli değil neyseki. Ama yinede görülüyor bu yüzden yarın mutlaka kampa gitmeden önce kullanman gerekiyor. Bu arada ben senin sırt çantanı hazırlayacağım. İyi geceler bebeğim.''

''İyi geceler annem.''

Onu öpüp yatağıma geçtim. Annem de farkındaydı babamın başka bir kadının yanına gittiğinin. Ama hiç belli etmiyordu. Gözlerinden resmen tüm çıplaklığıyla görüyordum ve okuyordum herşeyi. Bu nasıl sabırdır kardeşim? Benim kocam böyle yapsa bıçaklardım harbiden. Ama annem işte. Onun bir ayrıcalığı var. O benim annem...

İlk AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin