Cep telefonum kulağımdayken bir yandan da gelen yeni hastaların raporlarını inceliyordum
"Hıhım"
"İyisin değil mi bugün de "
"Ben her zaman iyiyim" dedim.
"Pekala. O zaman sana büyük bir haber vermek istiyorum." dedi. Heyecandan sesi kesik kesik geliyordu. En fazla ne olabilirdi ki. Hiçbirşey demeden dinledim.
"Hamileyim!" diye bağırdı ve gülmeye başladı.
Elimdeki raporlar masaya düştü tek tek. Bir süre durdum ve öylece donakaldım.
"Müge? Ahh çok özür dilerim. Ben çok mutluydum aklıma gelmedi. Gerçekten ç.."
"Yok sorun değil." dedim araya girerek
"Çok mutlu oldum. Sen beni düşünme karnındakini düşün" diye devam ettim acı bir gülümsemeyle.
"Ben seni sonra arayayım yeni hastanın pansuman saati gelmiş sonra konuşuruz" dedim ve telefonumu kapattım. Saate baktığımda da 6.25 ti. Daha vardı ama kaçmıştım Çağla'dan. Mutlu olmuşmuydum. Tabiki de. Ama kötü hissettim çünkü şuan küçük kızımız kucağımda olabilirdi. İki elimi alnıma yerleştirdim ve dirseklerimi masaya koydum. Sakinleşmek için iyi bir saatti. Düşünürken Gamze içeri girdi ve
"12 numaralı odadaki hastanın pansumanı var" dedi. Kafamı kaldırıp ona baktım
"Bu saatte var mıydı?" dedim
"Evet. Küçük kız çocuğu" dedi.
Hızla yerimden kalktım ve
"Malzemeler hazır mı" dedim."Evet." dedi.
Üst kata çıkıp 12 numaralı odaya girdim. Ailesi içerdeydi.
"Dışarı çıkar mısınız lütfen" dedim soğuk kanlılıkla
Dışarı çıktıklarında küçük kıza döndüm. Açık kahverengi gözleri ve kahverengi saçları ona çok büyük bir güzellik katmıştı. Gözünün birinden akan yaşla beraber yanına yaklaştım.
"Çok mu canın yanıyor" diye sordum
Kafasını aşağı yukarı hızla salladı.
Yanındaki rapora baktığımda altı yaşındaydı ve kolunu yakmıştı.
"Of yanık ha? Umarım iyileşirsin çabucak" dedim ve kolundaki bezi yavaş yavaş söktüm. Yanığı gören Gamze aniden büyük bir iç çekti. Ona doğru dönüp
"Ne yapıyorsun sen!" diye sinirle söylendim
"Kusura bakmayın kötü olmuş" dedi
Tekrar kıza döndüğümde korkmuştu.
"Hayır, hiçte kötü olmamış. Evet acıyor ama şimdi ben onu temizleyip sararsam acısı geçecek" dedim.
Kızı rahatlatmaya çalışırken bir yandan da Gamzeye kaş altından bakıyordum.
Yaranın üstünü yumuşak hareketlerle temizlerken bir yandan çocukla konuşuyordum.
"Nasıl yaktın?" diye sordum.
Yüzünü buruşturup "tüpü açarken peçeteler tutuştu sonra halılarda tutuştu" diye anlatmaya başladı.
Gözlerimi açıp
"Evde yanlız mıydın?" diye sordumKafasını salladı.
"Pekala" dedim ve sargı bezini sarmaya başladım.
Boynunu ve omzunu gösterip
"Buralar da yandı ama kolum kadar acımıyorlar" dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İlk Aşk
FantasyKüçüklüğünden beri sevdiği adam ile arasındaki engeller bitmiyor. Büyük aşk, bir o kadar sorunlu olacak. Onların sevmekten de öte. Kaybedeceğini bile bile mücadele etti. Beklemediği bir anda karşılık buldu. Bu onu hayata daha çok bağladı. Ve onu asl...