Can karşımda öylece dikildi ve
"Nasıl ya aile olamazsak?" diye dediğimi yineledi.
"Apaçık işte. Ya baban izin vermezse ve vazgeçersen?"
"Hayır. Eğer sen evlenmeyi istersen bir saniye bile beklemem"
Gülümsedim ve
"Sencede ileride evlenir miyiz?"
Kafasını evet anlamında salladı ve uçuruma doğru döndü. Bende onun döndüğü yere doğru yöneldim ve tam uçurumun kenarından yüksekten görünmeyen aşağıya doğru baktık.
Can derin bir nefes alarak
"Babamın ve üveyannemin dedikleri için özür dilerim."
Ona baktım ve gülümsedim.
"Eğer biz birbirimizi seviyorsak başkalarının ne dediği önemli değil benim için. Sadece sevdiğim kişinin sözleri beni incitebilir. Sen beni bırakmadığın sürece özür dileme"
O da bana baktı ve gülümseyerek bana yaklaştı. Öpecekti ve onun öpmesine müsade etmeyecektim. Hep o mu öpecekti bu Sefer ben ona doğrulup ellerimi boynunda birleştirdim ve dudaklarımı dudaklarına bastırdım. Bu sefer dudaklarım değil, parmak uçlarıma kadar her yerim karıncalandı. Can'ın şaşkın bakışlarını hissedebiliyordum
Ellerini belime sardı ve dudağını araladı. Acemi olduğum için geri çekildim. Gözlerini araladı ve
"Ne oldu" diye sordu.
"Bişey yok. Gidelim mi?"
"Ama öpüşmemiz yarım..." dediklerini bitirmeden elini tutup onu çekiştirdim.
Yanaklarım kıpkırmızı olmuştu. Ben hiç alışık değildim. Sadece dudağımı dudağına bastırabilirdim o kadar. İlerisine göre çok acemi olabilirdim.
"Müge kırmızı sana çok yakışmış"
"Caaan. Yapma ilk defa bir erkeği öpüyorum."
"Yok bide ilk defa olmasın. O zaman görürdün" gülümsedim ve omzuna yumruk atıp devam ettim.
"Çocukluğumdan beri seni seviyorum. Nasıl başka birini öpebilirim?"
"Tabi ya beni çocukluğundan beri seviyordun"
El ele yürüdük. Evimin önüne geldiğimizde yanağıma öpücük koyup eve gitmemi bekledi. El sallayıp binaya girdim ve yukarı çıktım. Çağla kapıyı açmış bekliyordu.
"Yine kaçamak ha?"
"Evet yemeğe gittik"
"Vayy. Bizide çağırmıyorsunuz?"
"Çağla içeri girebilirmiyim tatlım?"
"Tabi buyur" dedi ve geri çekildi. Ben de içeri girip banyoya girdim. Elimi yüzümü yıkayıp saçımı tepeden topuz yaptım ve pijamaları giydim. Terliğimi de elime alıp banyodan çıktım. Mutfağa geldiğimde terliği ayağıma geçirdim. Çağla yine makarna yapıyordu.
"Başka birşey daha yok mu? İçimiz dışımız makarna oldu"
"Mügecim para gökten yağmıyor"
"Neyse buna da şükür." dedim ve bardaklarımızı masaya koyup oturdum.
Paramız çok fazla yoktu. Annem ve abimi kaybetmiştim. Kimsem yoktu ve param da olamazdı. Şimdiye kadar annemin benim çeyizim için topladığı parayı harcıyorduk. Üstelik Çağla'da ailesinden aldığı paralarla paramızın üstüne katıyordu. Çağla bu durumda olmayabilirdi. Benim için ailesinden ayrıldığı gün ailesi ona kapıyı kapamış ve hiç konuşmamışlardı. Bunun için hep kendimi suçladım. Ama ne yapabilirdim? Birine ihtiyacım vardı annem gibi.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
İlk Aşk
FantasyKüçüklüğünden beri sevdiği adam ile arasındaki engeller bitmiyor. Büyük aşk, bir o kadar sorunlu olacak. Onların sevmekten de öte. Kaybedeceğini bile bile mücadele etti. Beklemediği bir anda karşılık buldu. Bu onu hayata daha çok bağladı. Ve onu asl...