MEDYA:MÜGE•••••••••••••♪♥•♦♥♥♥♥♥♪•••••••••••••••••••
Kimdi bu şimdi? Görmeyeli güzelleşmişsin nedir ya? Beni nerden görmüş bu?İsimsiz numara vardı sadece. Beni önceden de görmüş ki böyle yazmış. Şimdi merak ettim. Bende ona mesaj atarak:
__Siz kimsiniz?__
__Cidden beni tanımadın mı Müge?__
__Pardon?__
__Evinin önündeyim. İnersen görürsün__
Nee. Evinin önünde mi. Hemen perdeyi çekip camdan aşağı baktım. Sağa sola, hiçkimse yoktu. Aşağı inmek istemiyordum. Çünkü sonuçta kim olduğunu bilmiyordum. Ama öğrenmenin tek yolu vardı. Aşağı inmek!
Odamın kapısını yavaşça açtım ve eve göz gezdirdim. Annem mutfaktaydı. Bulaşıkları yıkıyordu. Abimi görmedim. Ama diğer odanın kapısı kapalıydı. Belkide uyuyordu. Tekrar odama girdim ve kapıyı yavaşça kapadım. Annemin de uyumasını bekledim. Saat 01.14'ü gösteriyordu. Nihayet annem uyumak için odasına doğru yol aldı ve kapattı. Saat 2.36 olmuştu. Umarım gitmemiştir. Tekrar odamdan çıkıp dış kapıya yöneldim. Yavaşça kapıyı açtım ve arada boşluk kalacak şekilde örttüm. Hafif adımlarla merdivenlerden inerek dışarı çıktım. Bu saatte komşular uyuyordur diye ses çıkarmadım. Dışarı vardığımda kimse yoktu. Yavaşça ilerledim ve arkadan bir elin ağzımı tuttuğunu gördüm. Çığlık atamazdım zaten. Yavaşça beni ilerideki parka doğru sürükledi. Ne kadar çırpınsamda işe yaramıyordu. Çok kuvvetli kolları vardı. Parka geldiğimizde ağzımı bıraktığı gibi ani bir hareketle arkama döndüm.
"Gelmeseydin. Beklerdim. Sonsuza dek!"
"Burak??"
"Evet Burak"
"Beni nerden buldun?"
"Seni bırakmadım ki bulayım"
"Ne istiyorsun benden?"
"Seni"
"Seninle ayrıldığımı sanıyordum."
"Yanlış sanmışsın işte. Ayrılmadık. Ben seni hala çok seviyorum. Bu son iki gündür seni takip ediyorum. Sonunda cesaretimi toplayıp mesaj yolladım. Seni yakından görüyorum. Hala çok güzelsin. Bize bir şans ver?"
" Ne yani iki gündür beni mi izliyorsun? Bide şans istiyorsun"
"Seni izliyorum evet. Suç mu bu şimdi. Neyse bize şans verecek misin?"
"Biz diye birşey olmadı ki Burak"
"Tabi ya sen beni sevmiyordun ki. Can'ı seviyordun. Beni oynattın parmağında. Aptalın tekiyim." Bunu söylerken bağırmıştı.
"Burak ben sadece seni mutlu etmek için seninle sevgili oldum. Beni seviyordun"
"Hala seviyorum. Unutmadım ki seni?"
"Yapamam sana bir şans daha veremem. Bu arada Can'ı sevmiyorum."
"İnanmalı mıyım." bana inanmış gözlerle baktı. Buna ihtiyacı vardı. Benim onu sevmemi. Bu beni rahatsız ediyordu. Beni seven birini benim çok olsada sevememem. " Peki bize şans verecek misin Müge" dedi ve devam etti. "Yine mutlu olmam için bunu yapar mısın? Müge ben sensiz olamıyorum"
"Senin mutlu olmanı çok istiyorum. Hem başka insanlar var. Benden güzelleri. Seni sevebilecek olanlar.?"
"Müge anlamıyorsun"
"Gayet iyi anlıyorum seni Burak. Ben senin için iyi gelmiyorum"
"Beni sevme istemiyorum. Ama sadece eskisi gibi istemeden de olsa elimi tut. Canı kıskandırmak için yanağımdan öptüğün gibi yine öp. Sadece rolde olsa benim yanımda ol. Buna çok ihtiyacım var Müge" dedi ve boynuma sarıldı. Ağlamaya başladı. Onu kırmayı hiç istemiyorum. Nede olsa eski dostumdu. İşte ne olduysa sonradan oldu. Beni sevdiğini söyledi. Hatta benim için kesmiş olduğu kolunu dangösterdi. O zamanlar beni ne kadar çok sevdiğini anlattırdı. Bende onu çok sevdiğim için (dost olarak) kabul ettim. Üzülmesini hiç istemedim. Sonrasında iste taşındık oradan hiç görmedim onu. Mesaj yollayarak bitti dedim ve numaramı değiştirdim. Nerden bulmuşsa yeni numaramı?
Benden ayrıldıktan sonra:"Seni bekliyor olacağım. Kararını değiştirirsen beni ara."
Dedi ve benim birşey dememi beklemeden gitti. Arkadan ne kadar ona yetişmeye çalışsamda olmadı. Arabasına binip gitti. Üzgünüm. Dost kalmayı herşeyden çok istiyorum. Yere çöktüm ve ağlamaya başladım. Hıçkıra hıçkıra...İçimde ne varsa hepsini göz yaşlarımla beraber döktüm. Canın beni sevmemesi. Onun yerine en sevdiğim arkadaşımın bana aşık olması. Babamın yaptıkları ve baba sevgisi yaşayamadığım hayatım. Hepsini döktüm. Doya doya ağladıktan sonra ayağı kalktım ve evime doğru hareket ettim. Kapımızın önüne geldiğim zaman elimin tersiyle gözyaşlarımı sildim ve kapıyı yavaşça açıp yavaşça kapattım. Odama girdiğimde hemen kendimi yatağa attım ve öylece tavana bakıp ağlamaya başladım. Hepsi benim suçumdu. Burak'ın teklifini kabul etmeseydim belkide böyle olmayacaktı. Ama dahada kötü olabilirdi. Benim için kolunun yarısını kesmiş biri öbür gün neler yapardı? Gerçekten başka çarem yoktu. Uykumun gelmemesi beni iyice çıldırtmıştı. Yarında iş var. Yani saate bakılırsa bugün. Yataüımda dönüp durdum. Uyumaya çalıştım ama olmuyordu. Bir türlü uyuyamıyordum. İşe gitmek için uyumam gerek. Uykumun asla gelmeyeceğini anladığımda banyoya gittim güzelce bir banyo yaptım. Banyodan çıktım ve toz pembe yarım kollu dar elbisemi giyindim ve saçımı taradıktan sonra açık bıraktım. Aynanın karşısına geçtim ve yüzümde hala izi geçmemiş morlukları kapatmaya çalıştım. Daha sonra dudağıma hafif pembe rujumu sürdüm ve rimelimi çektim. Hava açılmıştı. Bende mutfağa gidip kahvaltılıkları masaya koydum ve hazırladığım çayımı yanıma aldım. Patlayana kadar kahvaltımı yaptım. Bulaşıkları yıkadıktan sonra çantamı alıp odama geldim. İçinden şeker kokulu kremimi çıkardım. Elime sürdükten sonra telefonu aldım ve Çağlaya mesaj attım
__Uyanmadın mı saat kaç bak? Kalk kahvaltını yap geç kalacağız hadi__
Mesaj yok. Hala mesaj gelmedi uyuyordur şimdi o. Saat 05.48'i gösteriyordu. Bu saatte uyuması çok normal. Yatağıma oturup telefondan sosyal ağlara girdim. Önce İSK işim Can'ın facesine girmek. Girdiğimde gibi neye uğradığımı şaşırdım. O fotoğrafı gördüğüm gibi öylece kalakaldım. Nasıl cesarettir bu? Hemde yüzlerce beğeni var. Can ve Senem öpüşmüş öylece selfie çekmişler. Buna artık dayanamam. Gözyaşlarım makyajımı temizleyip yanağımdan süzülüldü. Tamam bunu geçtim. Peki yorumlar? Bir tanesi:
_Kardeşim çok yakışıyorsunuz. Allah mutlu etsin._
İşte bunu kaldıramam Can'ın yazdığı yorum:
"Yakında evleniyoruz. Davetlisiniz••"
Bu yaşta????
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İlk Aşk
FantasyKüçüklüğünden beri sevdiği adam ile arasındaki engeller bitmiyor. Büyük aşk, bir o kadar sorunlu olacak. Onların sevmekten de öte. Kaybedeceğini bile bile mücadele etti. Beklemediği bir anda karşılık buldu. Bu onu hayata daha çok bağladı. Ve onu asl...