MEDYA: MÜGE
-''Açın kapıyı sizi öldüreceğim. Yemin ederim ki öldüreceğim.''-----------------------------------------------------------------------------------
Annem önce bana sonra arkadaşlarıma korku dolu gözlerle baktı ve ağır adımlarla kapıya doğru hareket etti. Yiğit bize baktı ve:
''Annem beni aramıştı. Eve gitmem lazım. Burada pencere yok mu?'' Ona baktım ve gülmemek için kendimi zor tutuyordum ama bu durumdayken gülmek zordu. Ben bu duruma alışık olduğum için fazla stresli değildim. En azından Yiğit kadar değil.
''Pencere var da 8. kattan nasıl atlayacaksın onu bilmem'' dedim ve ayağı kalktım. Bu arada annem kapıyı açtığı gibi:
''Yapma Haluk, lütfen yapma...''
''Kes sesini bu defa öldünüz nerede o soytarı grubu?'' Eyvah Yiğit duymuş mudur acaba? Evet duyduğunu görüyorum.
''Haluk onların bir suçu yok. Ben istedim gitmelerini'' annemin bu sözleri beni daha da korkutuyordu. Ama korkmak yok. Hani ben yenmiştim korkumu? Kapının açılmasıyla Yiğit yerinden sıçradı.
''Ş..ş..şey H..haluk amca b..bende şimdi çıkıyordum. Yemin ederim benim bir suçum yok''
''Sus konuşma velet.'' demesiyle çocuğa tokadı yapıştırdı. Tabi bu beni oldukça sinirlendirdi. Buna ne hakkı vardı ya? Başkalarını dövmeye ne hakkı vardı. Sınırını aştı bu adam. Vurduğu kişi de sıradan biri değildi. Zor günümde hep benim yanımda olan en samimi, en iyi, en cesur(!) arkadaşlarımdandı. Kafamdaki sargı bezini tuttuğum gibi çıkardım ve BABAMIN(!) karşısına dikildim.
''Senin buna ne hakkın var. Neyi oluyorsun Yiğit'in? Sınırlarını aşıyorsun baba! Ne biçim adamsın sen ya?'' Kafamdan akan kan gözümün içine girdi ama hala umrumda değildi. İnanamıyorum ben. Arkadaşlarımı evden kovdu. Karşıma dikildi. Sonra belindeki kemerini söktü ve bana dahada yaklaştı. Bu halimle bile beni dövecekti. Bunu ondan bekliyordum. Çünkü o böyle bir adamdı. Belime kadar uzanan saçımı tutup yere yapıştırdı.
''Ben senin babanım! Bu aralar bana çok karşı geliyorsun. Senide, arkadaşlarınıda, o aşağılık annenide öldürmeden içim rahat etmeyecek!''
''Ne istiyorsun bizden? Sana ne yaptık? Neyin bedelini ödetiyorsun. Ne bu öfke, bu kin?'' Dememle kemerini suratıma yapıştırdı. Yüzümdeki morluklar geçmeden yenileri eklendi. Annemin çırpınışları onu durdurmaya yetmiyordu. Kemerini sırtıma geçirdi. Annem önüme geçip durdurmak istedi. Ama durmadı. Annemide vurdu. Annemi vurmasına tahammül edemiyorum. Annemi vururken fırsattan istifade ayağı kalkıp elime geçirdiğim vazoyla kafasına vurdum. Yere yığıldı. Annem şaşkın gözlerle bana baktı. Yüzü kan içindeydi benimde ondan eksik yanım yoktu. Her seferinde polise şikayet etmemizi söylediğimde annem kabul etmemişti.Ama şu halimize bak. Bizi ölümle tehdit ediyor. Annem ayağı kalkıp yanıma geldi ve:
''Bunu neden yaptın? Bizi bu sefer affetmeyecek''
''Hep korktuğumuz için başımıza geldi bunlar anne! Ben polisi arıyorum'' diyip çantama doğru ilerledim telefonumu çıkaracakken annem:
''Hayır! Lütfen arama'' anneme şaşkın gözlerle bakarken devam etti. ''Polis olmaz''
'' Anne gerçekten korkmana gerek yok kurtulacağız.'' dedim ve annem:
''Kadına şiddetten en fazla 5 ay yatar. Hapisten çıktığında bize bu kadar iyi davranmaz bu sefer öldürür.''
''Şimdide öldürecek? En azından biraz sürünsün''

ŞİMDİ OKUDUĞUN
İlk Aşk
FantasyKüçüklüğünden beri sevdiği adam ile arasındaki engeller bitmiyor. Büyük aşk, bir o kadar sorunlu olacak. Onların sevmekten de öte. Kaybedeceğini bile bile mücadele etti. Beklemediği bir anda karşılık buldu. Bu onu hayata daha çok bağladı. Ve onu asl...