-"Müge... Mügeee. Hadi uyan artık okula geç kalıyoruz.""Beş dakika daha lütfen"
"İyi tamam."
Tam kendimden geçmiştim. Hatta rüya bile görüyordum. Birden suya düştüğümü gördüm. Uyandığımda Çağla elindeki şişeyle yüzüme su döküyordu. Yataktan fırladım ve Çağlaya
"Ne yapıyorsun Çağla Allah aşkına?"
"Beş dakika nedir ya? Zaten dersin başlamasına beş dakika kalmış."
Saati gözüme soktu. Gerçektende beş dakika kalmıştı dersin başlamasına. Hemen dolabıma koştum. Mavi kot pantolonumu ve sarı t-shirtimi giydim. Çağla önceden hazırlanmıştı. Saçımı açtım ve taradım. Saçım düz olduğu için düzleştirmeme gerek kalmamıştı. Hemen koşup mutfakta hazır olan kahvaltıya oturdum. Beraber hızlıca kahvaltımızı yaptıktan sonra çantamızı alıp çıktık. Yolda yavaş yavaş yürürken aklıma Can gelmişti. Doğru daha birkaç ay önce annemi ve abimi kaybetmiştim. Ama gerçekten güçlü olduğumu biliyorum. Yoksa şimdi intihar etmiştim.
"Çağla iyi puan almışız ama"
"Evet. Gerçekten. Daha iyisi olamazdı."
"Acaba Can hangi üniversiteye gitmiştir?"
"O mu? Pfff.. Çok tembeldi Müge. Kesin üniversiteye bile girememiştir. Zaten onun için fark etmez o çok zengin. Kendine iyi bir yer bulmuştur."
Gerçekten Can iyi değildi. Yani dersleri çok kötüydü. Ama parası vardı. Neyseki Çağla ile aynı üniversiteye gidiyorduk. Sınıflarımızda aynıydı. Biz bunları konuşurken üniversite göründü. Okulumuza girmek için can atıyordum. Çok büyük ve çok güzel bir okuldu. Hayallerimdeki gibi... Ben ve Çağla okula girdiğimiz gibi müdürün odasına çıktık. Sınıfımızı öğrendik. En son kattaydı. Sınıfa çıktığımızda herkes kaynaşmıştı. Birbirleriyle konuşuyordu. En arka duvar kenarı boştu ve bizde oraya oturduk. Etrafa bir göz attım. Yanıma uzun boylu esmer dalgalı saçlı çocuk yaklaştı.
"Tanışabilir miyiz"
"Adım Müge"
"Benimde Emre. Peki sizin"
Çağla ise
"Bende Çağla"
Emre uzun süre bana baktı. Bu çocuğu zaten gözüm tutmamıştı
"Pardon?" elimi salladım ve
"Birşey mi oldu"
Önüne döndü ve
"Gözlerin"
Ne dediğini anlamdan birşey daha söyledi.
"Gözlerin diyorum. Çok güzeller."
Çağla araya girerek
"Derdini anlamıyorum. Lütfen gider misin"
Çocuk ile Çağla arasında ufak anlaşmasızlık oldu. Neyseki hoca içeri girdi ve bunlar tartışmayı bıraktı.
"Günaydın gençler. İsmim Hakan"
"Günaydın hocam"
Çocuklar gibi tanışmadık herhalde. Sadece sorulara cevap verirken Hakan hoca ismimizi öğreniyordu. Çağla ve bana gözü takıldı.
"Kızlar arkaya geçmiş nabıyoruz"
Çağla yine geri kalmayarak hocaya cevap verdi.
"Hocam bizde oturmazdık. Napalım yer yoktu. Keyfimizden oturmadık en arka duvar kenarına"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İlk Aşk
FantasyKüçüklüğünden beri sevdiği adam ile arasındaki engeller bitmiyor. Büyük aşk, bir o kadar sorunlu olacak. Onların sevmekten de öte. Kaybedeceğini bile bile mücadele etti. Beklemediği bir anda karşılık buldu. Bu onu hayata daha çok bağladı. Ve onu asl...