21. Ampul Bombası

3K 214 329
                                    

   Selam! Şuan saat sabahın beşi ve ben uykusuzluktan ölüyorum ama bölümü bitirdim. *Alkış efekti* ve sanırım bayılacağım. Ama deydi bence. Çok da uzun oldu bu bölüm. Bu arada multimedyada yeni tanıtım videosu var. Ona bir göz atarsanız sevinirim.

   Uzun zamandır canımı sıkan bir konuya değinmek istiyorum. Arkadaşlar, lütfen yorum yapın. Halimden ancak bir yazar anlar şuanda. Yorum ve oy sayısı birden yarıya düştü ve ben ne yapacağımı şaşırdım. Cidden bir yorum ya da oy geldiğini görünce kalkıp dans ettiğim doğrudur o yüzden lütfen okuyorsanız bu hikayeyi en azından oy butonuna basın. Bu iki saniyenizi alır. Yorum yapmak da iki dakikanızı. Okuduğunuz için teşekkürler. :)

   İyi okumalar. :)

Biz sadece gerçekliğin ve hayallerin arasında kaybolmuş yalnız ruhlarız.

*-*-*-*-*-*-*-*-*

Kevin

    Tamam, bunu ben planlamadım.

    Genellikle çoğu şeyi önceden - bir dakika kadar önceden - düşünürdüm. Çoğu kişiye göre bu süre yetersiz de olsa hareketlerimin ve düşüncelerimin hepsini kontrol edebiliyordum. Öyle gözükmesem de kontrollü bir kişiydim aslında. Vücudumu beynim yönetiyordu yani. Sakin kaldığım zamanlarda tabi... Ama şimdi... Biraz garip davranıyor olabilirdim... Şu an çoğu hareketimi kontrol edemiyordum.

    Alyssa'yı giderken yanımda istememin nedeni onu gözümün önünden ayırmak istemeyişimdi. Bana eşlik etmesi keyif veriyordu ve gerçekten de eğelniyordum. Ayrıca izlemesi de oldukça komik biriydi. Bu güne kadar hep böyleydi. O bir şeyler yapmaya kalktı, ben de onu izleyip ne kadar komik ve şirin göründüğünü düşündüm. Ötesi yoktu hiçbir zaman. Ama şu an... Onun daha fazlası olduğunu fark ettim. Ve... hareketlerimi kontrol edememeye başladım.

    Kendimi, çok yakınından geçen bisikletli çocuğa çarpmasın diye onu çekmekten alıkoyamadım. Ve bunun için elle tutulur bir sebep yoktu. Onu kolundan çekip bir bileklik satmaya çalışan bir adamın kolunu ittirdim. Tuz ruhu alırken, ona bakıp duran satıcıyla tartıştım. Kendimi birden onun kolunu sıkıca kavramış ve etraftaki manyaklardan uzak tutmaya çalışır bir şekilde bulup duruyordum. Sorun bunlar değildi. Asıl sorun bunları yapmak istemeden yapmamdı. Bunları yapmayı düşünmüyordum bile ama... birden kendimi onun kolunu kavramış bir şekilde buluveriyordum.

    Tamam, Alyssa aşırı derecede iyi niyetli bir insandı. Ona bir şeyler anlatan kişileri ilgiyle dinliyor, gülerek bile karşısındakini rahatlatıyordu. İnsanlarla çok iyi geçiniyor ve kimseyi terslemiyordu. Ve bu da onu çok kolay bir av yapardı. Bu kadar iyi olmak bir yerden sonra tehlikeliydi. Çok saftı, çok masumdu ve kolayca kandırılabilirdi. Biliyordum çünkü eğer Aly karşı tarafta yer alıyor olsaydı, üzerine oynayacağım ilk insan o olurdu. İşte bu yüzden de onu koruma ihtiyacı hissediyordum. Gözümün önünden ayırmak gelmiyordu içimden. Ama bu koruma iç güdüsünü fazla kaçırmıştım sanırım. Ya da enerji içeceğini...

"Hey!" Yan taraftan gelen ses ile boş boş raflara bakınmayı kesip oraya döndüm. Kucağında bir sürü masa tenisi topu ile bana bakan Alyssa'yı görünce kaşlarımı kaldırdım. Omuz silkip topları alışveriş sepetine koydu. "İhtiyacımız olacağını söylemiştin. Bunları alırken etraftaki insanlar biraz garip baktı ama olsun. Bir kadın da bir şeyler sordu ama anlamadım. Çok hızlı konuşuyordu. Belki de sepet isteyip istemediğimi sormuştur. Bilemiyorum." Cümlesini tamamlayınca hafifçe dudak büzdü toplara bakarak. Ben de kafamı biraz da olsun toplayarak konuştum.

BirleşmeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin