6. Boyalı Elbise

4.2K 257 116
                                    

-Bu bölüm düzenlenerek tekrar yayınlanmıştır.-

"Kim o deme boşuna...

Benim ben.

Öyle bir ben ki gelen kapına

 Baştan başa sen."   

  -Özdemir Asaf

*-*-*-*-*-*-*-*-*

Dylan

"Şu yaptığıma bak. İnanamıyorum. Sizi evime alıyorum. Evimin içerisine." Sally saçlarını kulaklarının arkasına tıkıştırırken huysuzca söyleniyordu. 

      Bana kalırsa çok abartıyordu. Altı üstü kapıdan girecek, birkaç saat laptopu karıştıracak, sonra da gidecektik. Neden evine girmemizi bu kadar istemiyordu ki? Gizleyecek bir şeyi olmadığını biliyordum, ki zaten hiçbir yeri karıştırmayacaktık. Sadece kafamızı dinleyebileceğimiz ve bunu yaparken kimsenin bizi duymayacağı bir yere gereksinimimiz vardı o kadar.

"Beni her zaman evine alırsın. Onları da alabileceğine eminim." dedi Kevin neşeli bir şekilde. Sally ona kötü bakışlar atarak arkasındaki kahverengi kapıya sırtını dayadı ve bilmiş bir şekilde kollarını önünde birleştirdi.Elindeki anahtarı sinirle sallarken çıkan ses ve konuşmalar karışıyordu.

"Seni evime almıyorum Kevin. Sen zorla evime giriyorsun. Neden kendi evine gitmiyorsun ki?! Bana bak. Doğruyu söyle bana. Evden mi attılar seni?" Oldukça ciddi bir yüzle sorduğu bu soruda dalga mı geçiyor yoksa şaka mı yapıyor anlamadım. Kevin onun evine cidden zorla mı giriyordu? Aslında... Mantıksız değildi bu.

"Baskıcı bir aile." diye omuz silkti Kevin. "Hep ders çalışmamı istiyorlar." Sally kaşlarını kaldırdı, kafasını yana yatırıp ona baktı.

    Onlar tartışadursun biz dördümüz, adeta bir volkan gibi köpüren kızı sinirlendirmemek için sessiz kalıyorduk. Kevin sabahtan beri birlikte çalışmamız ve araştırma yapmamız için ısrar etmişti. Bence de bu iyi bir fikirdi. Michigan'da yaşayan üç kişi olduğumuzdan dolayı Sally, Kevin ya da benim evimde buluşma seçeneklerimiz vardı.. Ben eve giremezdim çünkü anahtarlarımı unutmuştum. Akşam altıya, annemin geliş saatine, kadar kapıda kalacaktım zaten buraya gelmesem. Kevin da evlerinin küçük olduğunu ve ebeveynlerinin bir şeyler duyabileceğini söylemişti. Geriye bir tek Sally kalmıştı. Onun evi iki katlı ve rahattı, artı olarak ebeveynleri akşama kadar gelmeyecekti. Fakat o, Kevin'ın bizi zorla içeri sokma çabalarına karşı hala direniyordu.

"Kevin, İQ'un 175 çıktı. Ki birkaç testte de daha fazla çıktı. Bir dahisin. Dahiler ders çalışır." Kevin ve ders çalışmak... İki gün önce ondan bana geometri anlatmasını istemiştim. Altı saat boyunca benim evimdeydi ve sadece yarım saat çalışmıştık. Aklı hemen başka konulara kayıyordu ve dahası beni de sürüklüyordu.

"Hiç sanmıyorum." dedi Kevin düşüncelerimi haklı çıkarır gibi. "Einstein ders çalışmış mıydı? Tabi ki hayır! Peki ya Pisagor? Onun zamanında ders çalışmanın olduğunu bile sanmıyorum. Ama bak, matematiğe o kadar fazla katkı yaptı ki. Ona çok şey borçluyuz." Yanımda durup onları dinleyen Alyssa huysuz bir sesle mırıldandı mırıldandı.

"Lanet olsun Pisagor'a." Yere bakarak, sessiz bir şekilde söylemişti ama anlaşılan Kevin duymuştu. Bize dönerek işaret parmağını yanımdaki kıza doğru salladı.

"Cık cık cık. Senin gibi cici bir kıza hiç böyle şeyler söylemek yakışıyor mu Aly? Bak bir daha dediğini duymayayım. Yoksa küçük diline, küçük acı biberler sürerim." Parker bir kahkaha atarken, Alyssa kollarını göğsünde kavuşturdu. Kevin'ın bir çocukla konuşuyor gibi konuşması beni de güldürmüştü. Alyssa ona kötü bakışlarını gönderirken, gitmeyeceğimizi anlayan Sally arkasını dönerek anahtarları kapıya soktu.

BirleşmeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin