Hey! Merhaba! Ben geldim! :) Bu bölüm için nedense gereksiz bir şekilde heyecanlıyım. Ama gereksiz. Belki. Belki de değil. Şuan ne saçmaladığım konusunda bir fikrim yok. Kusura bakmayın. ^-^
Öncelikle ciddi kısma geçmeden önce bir şey diyeceğim. Medyada gördüğünüz resim, bir okuyucunun ve ablasının bu hikaye için hazırlamış olduğu kapak. Bu beni o kadar mutlu etti ki. *Bir Cheshire sırıtması yapar* Bu hikaye için hazırlanmış ilk kapak. Aslında bu hikaye için okuyucular tarafından hazırlanmış ilk şey. O yüzden @semanurarsn ve @aynurarsn 'a teşekkürlerimi sunuyorum. :)
IHIM IHIM. Geldik ciddi kısma. *Boğazını temizleyip kürsüye çıkar* Yorum konusunu geçtiğimizi sanıyordum ama maalesef geçen bölüm gelen - gelmeyen - yorumlar beni çok üzdü. Oy veren on beş kişiye karşın sadece iki kişi yorum yapmıştı ve bu beni tüm gece uyanık tutmaya yetecek bir sebep. Nolur yorum yapın. Bir cümlede olsa düşüncenizi belirtin. Hayalet okuyucu olmayın. Oy butonuna basmak bir saniye sürecektir. Bir cümle yazmak on beş saniye falan. Hikayeye yorum gelmemesini bırakın okuyucularımla iletişim halinde bile değilim ve bu canımı çok sıkıyor. Bu gidişle tüm yazma hevesim kaçıyor ve inanın ki ben bu kitabı bırakırım diye sizden çok korkuyorum.
Bu yüzden bundan nefret etsem de bunu yapacağım. Özür dilerim ama sınır koymalıyım. Bunu sevmeyeceksiniz biliyorum ama içimdeki istek bitiyor ve ben bundan korkuyorum. Üzgünüm ama yeni bölüm on yorum gelmeden - benimkiler sayılmayacak - gelmeyecek. On yorum çok az zaten. Üç yorum zor geldiği için on koydum sınırı. Bu sınırın bu kadar az olması bile çok can sıkıcı aslında.
Bölümü tekrar okuyamadım. O yüzden yazım hataları için şimdiden çok özür dilerim. İyi okumalar. :)
İdam sehpasında hapşıran adama "çok yaşa" demek gibiydi umutlarımız...
-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*
Kevin
*4 yıl önce*
"Ya biz manyak mıyız?" dedim elimdeki pembe, kare şeklinde kesilmiş kağıdı öne doğru fırlatarak. "Oğlum, biz neden sabahtan beri kağıt katlıyoruz?" Tüm isyankarlığımı sesime vererek sandalyede arkama yaslandım ve ayaklarımı masaya dayayıp kendimi arkaya doğru ittim. Sandalye biraz dönerek arkaya gittiğinde kafamı arkaya attım. Tüm odağını kağıtlara vermiş, yanımda kardeşim diye gezdirdiğim manyağa baktığımda salak salak gülümsediğini gördüm.
"Söylerim." diye mırıldanıp elindeki mavi turna kuşunu artık bir dağ oluşturmuş diğerlerinin yanına bıraktı. Yeni bir kağıt aldığında biraz sonra gagasının çıkıp bana doğru ötmeye başlayacağından emindim.
"Jack." diye başladım ciddi durmaya çalışarak. Ciddi anlamda sabahtan beri bu kağıttan turna kuşlarını yapıyorduk ama ben hala nedenini bilmiyordum. Sadece bu üstün zekalı arkadaşım sabahın köründe beni aramış, kaldığı yurt odasına çağırmıştı. Ve sonra da kendimi bu halde bulmuştum... "Yarın Noel. Hatta bu akşam. Saat onu kırk yedi geçiyor ve ben sabah ondan beri buradayım. Deli gibi kağıt katlıyoruz. Tatilimi senin için heba ettim. Neden katlıyoruz biz bunları?!" Sonunda pes etmiş olmalı ki derin bir nefes aldı ve mavi gözlerini bir an için bana çevirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Birleşme
Action- Birleşme Serisi Birinci Kitap - "Bazen yaşamak bile cesaretin kendisidir." - Seneca Ajanların kimseye belli etmeden yönettiği dünyada on beş tane ajan örgütü vardır. Buna rağmen sadece dördü, isimlerinin fısıltı halinde halkın dilinde gezeb...