Geç geldiği için üzgünüm. Ama çok önemli bir yıl ayrıca da bir haftadır yataktan kalkamadım. Bölümler artık geç gelmeye başlayabilir. Yorumlarınızı bekliyorum:))
Multimedya'da Nick ve Janet var. :)
Yaşamanın ilk kuralı en korktuğun şeyi yapmaktır.
-*-*-*-*-*-*
Kevin
Axel'a bakarak kaşlarımla kapıyı işaret ettim. O kafasını iki yana sallarken ben ise yamukça gülümseyip başımı aşağı yukarı hareket ettirıyordum. İnatla bana dik dik bakmaya başladığında nefesimi dışarı verdim sıkıntıyla. Zaten ona isteğimi yaptıramayacağımı biliyordum. Bu savaşı kazanamayacağımdan fazla zorlamak istemedim. Kapıyla biraz bakıştıktan sonra hafifçe çaldım. İçeriden bir "Gir!" sesi girince kapıyı açıp içeri adımladım. Arkamdan da Axel'ın gelip kapıyı kapattığıni belirten sesin kulağıma ulaşması da fazla zaman almadı.
Sally'nin içi rahat etmediği için sabah başımızın etini yemişti. Dr. Signum'un peşinden gitmek istiyorsak resmi bir göreve ihtiyacımız varmış. Tabi ona göre. Bana göre yoktu çünkü. Ona Nick'in izin vermeyeceğini söylemiştim ama ısrar etmeye devam etmişti. Eğer bir görev alacaksak bunu resmi yollarla yapmalıymışız. En azından gittiğimizi falan haber vermeliymişiz. Biz de bu konuyu konuşmak için Nick'e gitmeye karar vermiştik sonunda Axel ile. Bakalım bize bağırırken sesi kaç desibele çıkacaktı?
Nick incelediği dosyanın üzerinden bir bakış attı bize. Ardından da doğruldu ve bilgisayarının bir düğmesine basarak arkamızdaki duvara yansıttığı görüntüyü kapattı. Maalesef ki o kapatmadan önce bakamamıştım duvara. Ellerini şıklatıp ışıkların açılmasını sağlarken gelmemizi işaret etti. Ben rahatça masasının önündeki tekli koltuğa yayılırken, Axel daha temkinli bir şekilde karşıma oturdu.
"Bakıyorum da kaynaşmaya başlamışsınız." dedi gözlerini Axel'a sabitlerken. Bir an gözlerimin önüne Dylan'la durmadan kavga eden Sally'yi, ona ukalalık taslanınca bize bıçak fırlatacak gibi görünen Alyssa'yı ve de emirlere uymayıp durmadan birileriyle tartışan Parker'ı getirdim.
"Tabi." dedim kısık bir sesle. "Çok iyi anlaştık."
"Ne istiyorsunuz?" İşte yılın en kibar adamı. Axel'a gözlerimi dike dike bakmaya başlayınca bu sefer de söze o girdi.
"Biz bir şeyi merak ettik." Nick kaşlarını kaldırdı. Sanki bizimle uğraşmak istemiyor gibiydi. Aslında bunun sankisi yoktu. O kesinlikle bizimle uğraşmak istemiyordu.
"Bakın çocuklar gerçekten çok yorgunum. Başım patlamak üzere. Bütün gün okulu açık arttırmadan çekmek için uğraştım. Şu saldırı olayı kafamı çok kurcalıyor. Bunun yanında istekleri bitmeyen huysuz bir kadınla uğraşmam gerek. Sizi dinleyecek kadar vaktim bile yok. O yüzden gevelemeden söyleyin ne söyleyecekseniz." Açık arttırma mı? Okul mu? Okul ve açık arttırma mı? Yorum yapmak istemiyordum sanırım.
"Dr. Habeo Signum hakkında neler biliyorsun?" Axel bana kötü kötü bakmaya başlarken Nick'in aceleci surat ifadesi yerini şaşkınlığa bıraktı. Ne? Zaman kaybetmedim işte. Bana bunu söyleyen oydu.
"Onu nereden tanıyorsunuz?" dedi Nick bize şaşkın bakışlarını gönderirken. Boğazını temizleyip her zamanki ciddi görüntüsünü takındı, yerinde dikleşti. Bu asıl tartışmanın geldiğinin habercisiydi. Diyeceğim her şeyi - aşırı dürüst kelimelerimi yani - yuttum ve Axel'ın konuşmasını bekledim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Birleşme
Action- Birleşme Serisi Birinci Kitap - "Bazen yaşamak bile cesaretin kendisidir." - Seneca Ajanların kimseye belli etmeden yönettiği dünyada on beş tane ajan örgütü vardır. Buna rağmen sadece dördü, isimlerinin fısıltı halinde halkın dilinde gezeb...