Merhaba! Yeni bölümü yazdım sonunda. Beni affedin, sanırım biraz sıkıcı oldu. Ama bu olaylar yaşanmalı. O yüzden bölüm böyle oldu. Kusura bakmayın.
BURAYI OKUYUN LÜTFEN! Ihım ıhım... Yaklaşık üç bölümdür neredeyse size yalvardığım konu hakkında konuşmak istiyorum: Yorum. Geçen bölüm uzun uzun açıklamış, hatta yalvarma seviyesine gelmiştim ama kimse dediklerimi ciddiye almamış bile. Emeğime karşılık bulamıyorum yani. Bakın, ben her ne kadar bu hikayeyi sevdiğim için yazsam da, yorum istiyorum. Eleştiri istiyorum. Düşüncelerinizi belirtin istiyorum. Çok mu zor iki satır yazı yazmak, düşüncelerinizi belirtmek? Artık emeğime karşılık bulamıyorum madem, yorumlar beni motive edecek seviyeye ulaşmadan yeni bölüm gelmeyecek. Bunu yapmak, sınırlama koymak gerçekten istemiyordum ama mecbur kaldım. Kimse dediklerimi ya da bir bölümü sekiz bin kelime yazmamı umursamıyor. Ben de böyle yapmalıyım belki de.
Kaba davrandıysam özür dilerim ama artık ne yapacağımı şaşırdım ve çok üzülüyorum. Bölümleri de isteksiz yazıyorum ve sonucunda bunun gibi sıkıcı bölümler ortaya çıkıyor. Umarım bu sefer ciddiye alırsınız duyurumu. İyi okumalar.
"Herkes zamanda yolculuk yapar aslında. Anılarıyla geçmişe, hayalleriyle geleceğe."
*-*-*-*-*-*-*-*-*
Parker
Bundan çok utanıyorum ve sanırım kimseye söylemeyeceğim ama bazen diyordum ki, iyi ki yıkılmış UAO.
Hayatım boyunca görülmek için çabaladım. Ailemin beni sevmesini bekledim. Onlar birbirine sarılırken hep geri plana atılan kızdım ben. Noel kutlamalarını kapıdan izledim. İçten hediyeler yerine tomar tomar para verildi, istediğim bir şeyi almamı söylediler. İçten sarılmalar olmadı, birlikte gülmedik. Bana bakmaları gereken bir hayvan muamelesi yaptılar. Hepsi de asi olduğum içindi.
Eğlenmeyi seviyordum. Çok gülüyordum. Saçıma değişik şekiller yapıp dikkat çekmeyi seviyordum. Fark edilmeyi seviyordum. Genellikle her konuya karışan biriydim. Kıyafet zevkim farklıydı. Saçım maviydi. Bu sebeplerden ötürü itibarlarını sarsabilirdim. O çok değerli cemiyetlerinin dilinde sakız olabilirler, başka zenginler tarafından aşağılanabilirlerdi. Bu yüzden tehdittim. Görmezden gelinmem gerekirdi onlara göre. Çünkü onlar gibi değildim. Abim gibi değildim.
Hayatımda bana değer veren insanlar oldu. Onlar da arkadaşlarımdı. İlkokulda yanımdan ayrılmayan Jovita Bianchi, lisede harika anlaştığım ve şişe çevirmece oynarken öptüğüm Stella Udinese ile ikizi Samuel gibi. Fakat bana en büyük değeri veren Axel'dı her zaman. Kendi evimden çok onunkinde vakit geçirdim ben. Onun annesi ve babası benimle ilgilendiler. Onun kardeşleri benim kardeşlerim oldular. Jared denen o defolu herif yerine abim o oldu. Bundan memnun olsam da aslında gerçek ailemin o evdeki burunları havada insanlar olduğunu biliyordum.
Sonra UAO okulu ve genel merkezi yıkıldı. Dehşet verici dakikalar yaşasam da sonunda Amerika'ya gelme fırsatı doğdu bana. Sonra onlarla tanıştım. Hayatımda yapacağımı sanmadığım bir şey yaptım, bir katilin peşine düştüm. Aslında evim olmayan bir yerden kaçtım, en çok arananlar listesine girdim, hakkımda ölüm emri çıkmasını sağladım. Bunların olacağını hiçbir şekilde bilemezdim. Karşıma neredeyse tüm ajan kuruluşlarını almıştım. Bu yetmezmiş gibi Güney Kutbu'na gidiyordum. Bunlar bazen akıl almaz hale gelebiliyordu. Ama ilk kez kendimi gerçekten evimde gibi hissediyordum sürekli başka bir yere gitmemize rağmen. Çünkü gerçekten gitmemin istenmediğini hissediyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Birleşme
Action- Birleşme Serisi Birinci Kitap - "Bazen yaşamak bile cesaretin kendisidir." - Seneca Ajanların kimseye belli etmeden yönettiği dünyada on beş tane ajan örgütü vardır. Buna rağmen sadece dördü, isimlerinin fısıltı halinde halkın dilinde gezeb...