Merhaba! Sonunda bölümü yazdım. Nedense bu bölümü yazarken içim karardı. Halbuki öyle bir havası da yoktu. Neyse. Neden bunu dediğimi bile bilmiyorum. Neyse bir duyurum var. İkinci kitabın adını söylemek istiyorum. İkinci kitabın adı Siyah Kutup Yıldızı olacak. Sizleri onda da görmek isterim efenim. Zira işler çok daha sürükleyici bir hal alacak diye tahmin ediyorum.
Artık yavaş yavaş finale yaklaştık - aslında ne kadar süreceğini bilmiyorum bu kitabın bitmesinin - Kaç bölüm kaldığını bilmesem de finale yaklaşıyoruz ve ben sizlere teşekkür etmek istiyorum. Buraya kadar benimle ve bu altı hafif gerizekalı insanla geldiğiniz için teşekkürler. Konuşmanın devamını finale saklıyorum. O yüzden burada keseceğim.
Her zamanki gibi yorumlarınızı ve oylarınızı bekliyorum. Ciddi anlamda bekliyorum yalnız. Lütfen okuyorsanız en azından kendinizi belli edin. Yorumlarda görüşürüz. :) Multimedyada Dylan var. İyi okumalar.
"Ben ölseydim, o belki ağlardı. Ama o ağlasaydı, ben ölürdüm." - Özdemir Asaf
*-*-*-*-*-*-*-*-*
Dylan
"Biraz duramaz mıyız?" diyen Alyssa bir yandan kara batan ayağını kurtarmaya çalışıyordu. Üzerindeki montun kapüşonunu başına geçirmiş, soğuğa karşı direniyordu tüm gücüyle.
"Yapamayız." dedi yürümemiz için bizi itekleyen Sally. "Eğer durursak donarız. Önce bir mağara ya da sığınacak bir yer bulmamız lazım." Elini sırtıma koyup beni ittirince biraz afallamadan, biraz da takıldığım için öne doğru sendeledim. "Hadi Dylan. Hareket et biraz."
Gözlerimi ona doğru çevirdim. Burnu kızarmış, esen rüzgarla saçları çok fazla dağılmıştı. Dudaklarının morarmaya başladığını görebiliyordum. Bunlara rağmen gözüme neden bu kadar güzel görünüyordu? Gözlerim birkaç saniye sürekli kızarmış burnunu çeken, titreyip duran Sally'de takılı kaldı. İçimden ona sarılıp ısıtmak, üşümesini engellemek geliyordu. Bir an ona sarılmanın nasıl bir şey olacağını düşündüm. Kalbimin atış hızı yine tehlikeli seviyeye çıkmaya başlayınca zorlukla yutkunup önüme döndüm. Kendime olmayacak şeyleri düşünerek umut vermem anlamsızdı. Bu beni öldürürdü.
"Ah!" Axel kafasına gelen kartopu sonucu takılıp yere düştüğünde kızgınlıkla bağırdı. "Bir yerinde dur be!" Kevin omzunu kıpırdatamayan birine göre fazla yüksek bir kahkaha attı ve bu sefer de bana doğru bir kartopu fırlattı. Yana doğru bir adım atıp kaçmasam büyük ihtimalle boynuma çarpacaktı.
"Ben burayı sevdim." dedi mutlu bir şekilde. Eh, en azından bir kişi mutluydu. "Ayı çıkmadığı sürece bir sorun yok."
"Burada ayı olmaz ki." dedi Alyssa ayağını kurtarınca. Ama iki adım sonra bu sefer de kayıp düştü. "Kutup ayısı Kuzey Kutbu'ndadır. Burada penguenler var." O ayağa kalkıp üzerindeki karı silkelerken Kevin'ın vereceği tepkiyi görmek için ona doğru döndüm.
"Gerçekten mi?" Kaşlarını kaldırdı ve öylece Alyssa'ya baktı. Birkaç saniye sonra ise yüzündeki şaşkın ifadenin yerini mutlu bir gülümseme aldı. "Ben gerçekten sevdim burayı."
Onun aksine benim pek sevdiğim söylenemezdi. Bir kere, burası dondurucu bir şekilde soğuktu. Ellerimi ve ayaklarımı doğru düzgün hissetmiyordum. Yüzümün yok olduğundan şüpheleniyordum zaten. Kar gittikçe fazlalaşmaya başlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Birleşme
Action- Birleşme Serisi Birinci Kitap - "Bazen yaşamak bile cesaretin kendisidir." - Seneca Ajanların kimseye belli etmeden yönettiği dünyada on beş tane ajan örgütü vardır. Buna rağmen sadece dördü, isimlerinin fısıltı halinde halkın dilinde gezeb...