29. Şeytanı Öldür

2.4K 185 95
                                    

Merhaba. :) Yorum sınırı geçildiği için yeni bölümü hızla yazdım ve hemen yayınlamaya karar verdim. :) Gerçi yorumları sayarken benimkiler dışında her yorumu saydım. Yoksa geçilmemişti. Ama kıyamadım. ^-^

   LÜTFEN OKUYUN! Duyurunun bundan sonraki kısımlarını lütfen okuyun. Önemli şeyler var. İlk önce bu hikayeyle Wattys 2016 yarışmasına aday olduğumu duyurmak isterim. Ne diyorsunuz? Sizce bir şansım var mıdır? Aslında yarışmaya sadece girmek istediğim için girdim. Birinci olmak için değil. Ama tabi ki de isterim. :) Neyse. Umarım iyi yapmışımdır. Desteklerinizi bekliyorum. :)

   Sonralıkla... Bölüme aynı sınırı yine koyuyorum. Bundan inanın ki nefret ediyorum ama başka çarem yok. Oy veren çok ama yorum yapan yok. Eminim ki sınırı kaldırsaydım yine yorumlar gelmeyecekti. O yüzden on yorum gelmeden bölümü yazmaya bile başlamayacağım. Bunun için özür dilerim ama neyi kast ettiğimi anlamak istiyorsanız lütfen bir önceki bölümün yazar notunu okuyun. Bu konudan orada biraz bahsettim. Beni anlayışla karşılayacağınıza inanıyorum. Bir cümle bile yazsanız çok mutlu oluyorum. Lütfen beni hayal kırıklığına uğratmayın.

   Son olarak da kötü bir haberim var. Ama fazla kötü değil. O yüzden paniğe gerek yok. ^-^ Gelecek haftadan itibaren iki haftalığına yurt dışına gidiyorum. Bu yüzden yeni bölümü yazmaya başlayamayacağım. Ama yorumları - gelirse - okuma ve cevaplama fırsatım olacaktır. O yüzden yine sizinle iletişim halinde olabilirim. Sadece bölüm gecikecek. Ama şunu da söylemeliyim ki. Yorum sınırı geçilmemişse geldiğimde de bölüme başlamayacağım. Bunun için çok çok özür dilerim. Ama bunu yapmalıyım.

   Biraz iç karartıcı oldu sanki ama iyi okumalar. Medyadakinin kim olduğunu bölümün sonunda anlayacaksınız. Tüm okuyucularım, sizi seviyorum. *Kendi kendine utanır* Bunu söylemeye pek alışık değilim de. Ehehe. Neyse. Yorumlarınızı bekliyorum. İyi okumalar. 

"Kim olduğumuzu biliyoruz ama ne olabileceğimizi bilmiyoruz."    - William Shakespeare 

*-*-*-*-*-*-*-*-*-*

Parker

   Nerede olduğuma dair en ufak bir fikrim yoktu.

   En son birinin geldiğimiz tünele gitmek hakkında bir şeyler söylediğini hatırlıyordum. Sonra da onların dediğine uymak için arkamı dönmüştüm. Ardından gayet uslu bir kız olmaya karar vermiş ve önümdeki karaltıyı takip etmiştim. Axel olduğunu düşünüyordum. Bir şeylerin yanlış gitmesi pek olası değildi bana göre. Fırtınada geçirdiğim süre bir saate çıkınca bile umudumu kaybetmeyerek tüneli bulmaya çalışmıştım.

   Peki neden altı saattir yürüyordum? Neden üstün hayatta kalma becerilerim ve pusula gibi olan altıncı hissim çalışmamıştı ki? Hımm... Belki de bende öyle bir şeyler yoktu. Aklıma Jared'ın benim bir özürlü olduğumu söyleyişi geldi. Onu hiç dikkate almamıştım. Zaten hiçbir zaman umursamazdım onu. Benim için Axel'ın söyledikleri her zaman daha önemli olmuştu. Şimdi ise... Sanırım Jared haklıydı. Onları takip ederken nasıl kaybolmuş olabilirdim ki?

    Zombi gibi yürüyordum karın içinde. Beş saattir nasıl durmadan yürüdüğüm hakkında bir fikrim bile yoktu. Ama o kadar donmuş olmalıydım ki yorulan kaslarımı hissetmiyordum. Sırtımdan düşmek üzere olan çantayı bile düzeltmeye üşeniyordum şuan. Tabi bir de kollarımı kaldıramıyor oluşumun da bir etkisi vardı. Daha önce hiç hissetmediğim kadar boş hissediyordum. Tamamen kaybolduğumun farkındaydım ve bu his içimi yiyordu. Gerçek anlamda sanırım. Çünkü midem garip kasılmalar yaşıyordu.

BirleşmeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin