34. Gerçek Canavarlar

2.8K 191 221
                                    

    Selam! Ekstra uzun ve iyi olup olmadığına karar veremediğim bir bölümle karşınızdayım. Umarım seversiniz. Çünkü ben karar veremedim. Yine bir şey eksik gibi geliyor da. Neyse. Yazım yanlışları için üzgünüm. En kısa zamanda okuyup düzelteceğim.

    Ihım ıhım... Arkadaşlar burası önemli. Maalesef gelecek bölüm final olacak. *Hüzünlü bir şekilde kafasını eğer* Ama hiçbir şey bitmeyecek. İkinci kitao başlayacak! *Kafasını kaldırıp dans etmeye başlar* Şimdi... Şöyle ki otuz beşinci bölümden hemen sonra - bir saat sonra falan - bir duyuru yayınlayacağım. İkinci kitapla ilgili bazı bilgileri içeren bir duyuru olacak bu. Asıl sorum ise şu:

    Duyuru bölümüne ikinci kitabın tanıtım videosunu koymamı ister misiniz? Yoksa onu ikinci kitabın başına mı koyayım? Size sorup karar vermeyi istedim. Eğer ikinci kitabın konusuyla ilgili bilgiler edinmek istiyorsanız duyuruya koyacağım. Yapma derseniz ikinci kitaba koyacağım videoyu.

    Vay be, finalden bir önceki bölüm geldi. Açıkçası garip oldum. Belki de bölümün iğrençliğinden dolayıdır bu. Gerçekten bölüm konusunda üzgünüm. :/ Neyse, başka söyleyeceğim bir şey yok herhalde. İyi okumalar. :)

    Multimedya: Jack



"İnsanları öldüren silahlar değil, yine insanlardır." - John Verdon

*-*-*-*-*-*-*-*-*

Kevin

'Soğuk... Çok fazla üşüyorum. Başım ağrıyor. Midem... Fazlasıyla bulanıyor. Başımın arkasındaki keskin acı beni öldürmek üzere. Çok karanlık. Neden gözlerimi açamıyorum?'

   Kafamdaki acı çok fazlaydı. Aynı zamanda da vücudumu saran soğuğu hissedebiliyordum. Ama tepki veremiyordum. Daha düşünmeye başlamadan beynim uyuşuyordu ve vazgeçiyordum. Çok yorgundum. Kalkmak, hareket etmek için fazla ağrıyordu kaslarım. Sadece uyumak istiyordum ama beni çeken bir şey vardı. Bir şey beni tüm bu acıyı ve soğuğu hissetmeye itiyordu.

    Düşünceler zihnimin içinde dönüp duruyordu. Kendi kafamdaki fikirler toz olup etrafımda dönmeye başlıyordu ve beni kapana kıstırıyordu. Hareket edemiyordum. Çok karanlıktı ve bunun devamını biliyordum. Yine o rüyaya açılıyordu bu karanlık. Yine en çok korktuğum şeye gidiyordum: Kendime.

    'Kalk!' Kendime emir verdim ve gözlerimi açmayı denedim. Kıpırdamayı, uyanmayı istedim. Çünkü bu iş uykuya doğru gitmiyordu. Ne göreceğimi biliyordum. Neden gözlerimi açamıyordum? Neden hareket edemiyordum? Düşüncelerimden oluşan toz bulutları karşımda birleşip bir insan halini almaya başladılar. Benim boyumda, benim kilomda, benim görüntümde... Ama ben değil. Ya da daha da kötüsü, gerçek ben.

     Karşımda gördüğüm yüz tam bir akıl hastası gibi görünüyordu. Gözlerinin, gözlerimin, altı mosmordu. İrislerimin etrafı sanki boyanmış ve güle benzetilmeye çalışılmış gibi koyu kırmızı, saçlarım ise darmadağındı. Cildim beyazlaşmış, boynumdaki birkaç mor damarın gözükmesine sebebiyet vermişti. Karşımdaki ben dişlerini gösterip bana Joker'i aratmayacak bir sırıtmayla baktı. Kontrol edemez gibi elleri hareket ediyor, bedeninde dolaşıyordu. Teknik olarak kontrol edemiyordu. Edemiyordum. Dışarıya benim az da olsa yansıttığım Tourette sendromu yüzünden.

BirleşmeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin