Foto: Açil
Yemek bittiğinde Cassandra "Yürüyüşe çıkalım mı?" dedi neşeyle. Açil bir süre kararsız kaldı. Çiftliğe gidip halletmesi gereken şeyler vardı. Boşa geçirecek zamanı yoktu aslında. Sıkıntılı bir şekilde "Benim çiftliğe gitmem gerek." dedi.
Cassandra kaşlarını kaldırarak Açil'e baktı. "Hayır gitmen gerekmiyor. Sen artık burada kalacaksın." dediğinde Açil iç geçirdi. Onun durumunda olmayan insanlara durumunu anlatmak çok zor geliyordu.
"Abinle bu konuda anlaştığımızı söylemiştim." dediğinde Cassandra omuz silkti.
"O çiftlik tamir olmadan bir yere gidemezsin. Ayrıca arkadaşım olduğu için fazlasıyla sevindim. Şimdi bunu elimden almayacaksın değil mi?" dedi çocuk gibi inat ederek. Açil bir yandan gitmek isterken bir yandan karşısındaki kıza kıyamıyordu. İnsanlara hayır diyememe huyunu bir an önce bıraksa çok güzel olacaktı aslında.
İstemeyerek de olsa başını salladığında Cassandra neşeyle elinden tuttu. "Hava soğuk, sana yürüyüş elbiselerimden birini vereyim."
Cassandra'nın odasına geldiklerinde Açil şaşkın şaşkın baktı bir süre. Bu oda hayallerindeki odadan çok daha güzeldi. Kendisi Amy ile birlikte aynı odada kalırken bu kız onun odasının neredeyse iki katı büyüklüğü odada tek başına mı kalıyordu yani? Lüks mobilyaların genellikle açık tonlarda olması odayı aydınlık göstermişti. Çiftlikte yaşadığı birkaç günden sonra burası masalın sayfalarından fırlamış gibi gelmişti ona.
Cassandra dolabına ilerleyip açtıktan sonra "Hangi renk seversin?" diye sordu Açil'e. Demek her renk kıyafeti vardı. Açil bir anlık bir kıskançlıktan sonra onunda her şeyi paylaşabilecek kardeşleri olduğunu düşündü. Ve bu Cassandra'nın yaşadığı lüksten çok daha önemliydi onun için. Bir anlık tereddütten sonra "Mavi." diye mırıldandı.
Cassandra bir süre Açil'e baktıktan sonra gülümsedi. "Ben de maviyi çok severim ama bence senin tenine pembe ya da kırmızı daha çok yakışır." dedikten sonra üst kısmı pembe etek kısmı mavi olan bir elbise çıkardı. "Bu elbiseyi çok beğenerek almıştım ama henüz giymedim. Senin olmasında benim için sakınca yok." dediğinde Açil gülümsedi. "Teşekkürler." dedikten sonra Cassandra'ya ilerleyip elbiseyi aldı.
Elbiseyi aldığında yumuşacık kumaş sanki ben buradayım diye bağırıyordu. Açil üstünü değiştirecekti ki Cassandra ile göz göze geldi. Utanarak "Sen bakarken giyinemem." dediğinde Cassandra da aynı şekilde utanarak arkasını döndü.
Açil elbiseyi giyerken bu hayata çok fazla alışmaması için kendisini uyarıyordu. Neden buraya gelmişti ki sanki? Aslında en başından beri her şey hataydı. Hiç başlamaması gereken bir yolda bilmediği bir yola sürüklenip duruyordu.
Elbiseyi giydikten sonra "Tamam." dedi. Cassandra ona döndüğünde neşeyle "Harika, tam da düşündüğüm gibi sana çok yakıştı." dedikten sonra Açil'i aynaya doğru itekledi. "Kendine bakabilirsin. Ayrıca takılarım da orada kendine istediğini seç. Ben de o sırada giyineyim." diyerek dolaba ilerledi.
***
Breanna Dario'nun deli gibi kızdığının farkındaydı ama bunu umursayacak durumda değildi. Acil bir durum olduğuna dair bilgi almıştı. Olabildiğince kısa sürede gitmeliydi. Hem o sürede Dario da ailesinin yanına gidip onlarla vakit geçirebilirdi. İşler istediği gibi giderse çok iyi olacaktı.
"Ariel." dedi çantasını hazırlarken. Ariel kapıya gelip "Efendim." dediğinde Breanna ona bakmadan "Hazırlan, gidiyoruz." dedi.
Ariel bir süre nereye gittiklerini anlayamadı. Sonra garip bir heyecanla "Eve mi?" dediğinde Breanna başını kaldırıp "Evet eve." dedi. O da evini deli gibi özlemişti. Burada yapması gereken şeyler olmasa evinden ayrılmayı hiç düşünmezdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Başkasına Aitsin -Tamamlandı-
Historical FictionMadem başkasına aittin neden baktı ki gözlerin benim gözlerime? Neden izin verdin ki sana bağlanmama? Açil gözlerini kaçırdı karşısındaki adama bakamıyordu çoğu zaman olduğu gibi. O bir çift maviydi hayatını böyle yerle bir eden. Sonunda derin bir n...