Breanna dikkatle baktı yeniden. Gördüğü kişilerin kim olduğunu anlamaya ihtiyacı vardı. "Abla" dedi arkadan inen kız.
"Efendim canım." dedi Breanna'nın Açil sandığı ya da gerçekten öyle olan kız. "Annem ve babam bu saatte gelmemize kızacaklar." dediğinde kız gözlerini devirerek kardeşine baktı.
"Neden bu kadar korkaksın anlamıyorum ki. Breanna ile takıla takıla bu hale geldin." dedi sıkıldığını fazlasıyla belli ederek.
O sırada kapı açıldı ve Breanna dışarı çıktı. Alayla kızlara bakarak "Biz de sizi bekliyorduk." dedi.
Açil'e benzeyen kız pek de samimi olmayan bir gülümsemeyle ona baktı. "Birileri tüm gün prensle kırıştırıp, biraz geç kaldık diye bizi yargılıyor mu yoksa?"
Breanna yumruklarını sıktı. Bir sürü bir şey söylemedikten sonra toparlanarak kapıyı kapattı ve kızlara doğru ilerledi.
"Nereden biliyorsun?" dedi Açil'e benzeyen kıza dişlerinin arasından.
Alayla gülümsedi. Fazlasıyla küçük gördüğü belliydi karşısındaki kızı. Başını dikleştirip meydan okuyan bakışlarla baktı karşısındaki kıza. "Hemen kabul edecek kadar aptal olduğunu bilmiyordum sevgili kuzenim."
"Valerie, seni tanımıyormuşum gibi davranma. Bunu annemlerden önce bana söylediğine göre istediğin bir şey var senin."
Genç kız Breanna'ya samimi olmayan ama tatlı bir gülüşle baktı. "Ondan hoşlandığımı bildiğin halde bilerek onunla birlikte olmasaydın..." derken sesi çok hüzünlüydü. "Seni kardeşim gibi sevdiğimi biliyordun Breanna."
Breanna bir süre karşısındaki kıza baktı. Sonra onun ellerini tuttu. "Bilerek yapmadım. O geldi bana, o istedi. O ikna etti. Dayanamadım..." derken gözyaşları süzüldü yanaklarına. "Aşık oldum Valerie."
Valerie bir süre karşısındaki kızı izledikten sonra kahkaha attı. Breanna şaşkın şaşkın bakıyordu ona. Valerie karşısındaki kıza muzip bir şekilde baktıktan sonra "Bir adam yüzünden kardeşlerimden vazgeçeceğimi düşünmüyorsunuz değil mi?" derken iki kız da gülümseyerek ona bakıyordu. Valerie kollarını açtığında iki kız da birer koluna geçip ona sarıldılar.
"Yine büyük kucaklaşma ha?" diyen sese doğru dönüp kahkaha attılar kızlar. "Annee." dedi Valerie. "Bugün sana anlatacağım çok garip şeyler oldu."
Açil kaşlarını kaldırıp kızlarına baktı. "Geç kalman gibi mi canım?" dediğinde Valerie omuz silkti. "Anneme benzemişim ben." dediğinde herkes gülerek eve doğru yürüdü.
***
Gizlendiği yerden onları gülümseyerek izlemişti. Evet Açil'in kızı aynı ona benziyordu. Ve diğer kızı da ona benziyordu. Açil yıllar geçmesine rağmen hala çok güzeldi ve kızların gülüşlerinden onu ne kadar çok sevdikleri belliydi.
Breanna bir süre olduğu yerde ne kadar güzel bir tablo izlediğini düşündü. Valerie ile araları bozulacak gibi olacak ve Valerie bu kadar tatlı bir şekilde mi affedecekti onu? Böyle büyük bir olayda bile bu tepkiyi veriyorsa gerçekten de kardeş gibi olacaklardı demek.Bu tam da istediği şeydi.
Yerinden çıkıp güvenli bir yer bulmak için yürümeye başladığında gülümsüyordu. Valerie Açil ve Dario'nun kızı olduğuna göre zamanda henüz büyük bir şey değişmemişti. Dario'nun kardeşinin de hamile olduğunu biliyordu. Demek ki onun çocuğu olarak doğacaktı. Bir an önce geri dönüp yeni hayatına başlamalıydı. Bunun için de önce güç toplamalıydı. Ayrıca Ariel'i görememişti. Nerelerdeydi? Eğer o gelecekte prensle sevgili oluyorsa Ariel kiminle evleniyordu? Ya sevdiği adam? O nerede ve kiminle birlikte olacaktı? Bir aile için geri dönerken bu kadar süre yanında yaşadığı ailesi olan insanlardan vazgeçecek miydi?
Ya geri dönmese ne yapacaktı? Zamanda sıkışıp kalacak mıydı? Yoksa daha da geri gidip Açil'in ölmesine göz mü yumacaktı?
Düşünceler arasında yürürken "Mutlu musun?" sorusunu duydu bir yerden. Etrafına baktı ama kimsecikler yoktu. Hava gittikçe kararıyordu ve korkmaya başlamıştı. Biliyordu istediği an zamanı durdurabilirdi. Ama yine de insandı. Her ne kadar üstün güçleri olsa da.
Etrafına dikkatle bir kere daha bakarken ağaçlardan birinin arkasından gelen adamı gördü. Yeşile çalan ela gözleri karanlıkta parlıyor muydu? Şaşkın şaşkın adama bakarken "Zaman kraliçesinin olayları uzaktan izleyeceğini hiç düşünmezdim." dedi alayla.
Breanna gerildiğini hissetti. Bu adam nasıl onun kimliğini biliyordu? Breanna ani bir refleksle zamanı durduğunda adam kahkaha attı.
"Bende işe yarayacağını düşündün mü gerçekten?" diye sordu alayla.
Breanna inanamayarak baktı adama. İşte şimdi tehlikedeydi. Zamanın akmasını sağladı yeniden. İçinden de birilerinin buradan geçmesini diliyordu. Birkaç adım geri attığında adam gözlerini devirdi.
"Sen insanların karşısına birden çıkıp onları korkutuyorsun ya kendin niye korkuyorsun bilmem ki?" dedi alay eden bir sesle.
Breanna gözlerini iyice açarak adama baktı. Hakkında bu kadar çok şeyi nasıl bilebiliyordu. Güçlükle yutkunarak "Sen kimsin?" diye sordu.
Adam omuz silkti. Karanlıkta adamın gözlerini ayın ışığı gözlerine vurduğu için görebiliyordu. Onun dışında ağacın altında kalmayı tercih etmişti adam. Bu da yüzünü düzgün olarak görmesini engelliyordu. Bir süre adam sessiz kalmayı seçtikten sonra birkaç adım atarak Breanna'nın onun görmesini sağlayacak ışığın altına geldi. Breanna ise gözlerini kocaman açarak baktı karşısındaki adama.
***
Karşısındaki adam yıkılmış görünüyordu. Bir gecede aklar mı düşmüştü saçlarına? Onu bu halde gördüğünde içinde bir sızı oluştu ama sadece birkaç saniyeliğine. Aynı şeyi üç yıl boyunca her an yaşamamış mıydı? O adam ne kadar umursamıştı?
"Günaydın." dedi gülümseyerek.
Dario alaylı bir sesle "Bana aymadığını biliyorsun." dedi.
Açil kaşlarını kaldırıp dikkatle inceledi karşısındaki adamı. Gözleri alevler saçarken alaycı bir tavırla mı bakacaktı ona yani? Bağırmayacak, öfkesini kusmayacak mıydı? Bu pek de eğlenceli görünmemişti şimdi gözüne.
"Öyle mi kocacığım?" diye sordu son sözü fazlasıyla tiksinerek söylemişti. Gözlerini dikip Dario'ya baktıktan sonra "Bu geceden sonra gitmeme izin verirsin sanırım." dedi.
Dario alayla kaşlarını kaldırdı. Sonra pes etmiş bir şekilde başını salladı. "Tamam gidebilirsin."
01.10.2019
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Başkasına Aitsin -Tamamlandı-
Ficción históricaMadem başkasına aittin neden baktı ki gözlerin benim gözlerime? Neden izin verdin ki sana bağlanmama? Açil gözlerini kaçırdı karşısındaki adama bakamıyordu çoğu zaman olduğu gibi. O bir çift maviydi hayatını böyle yerle bir eden. Sonunda derin bir n...