Foto: Açil'in yaşadığı çiftlik :))
Güneşin ışıkları yüzüne vururken uyanmıştı. Akşam olduğunda etrafı aydınlatacak hiçbir şey olmadığı için uyumak zorunda kalmıştı erkenden. En azından oturma odası ve yatak odasını temizleyebilmişti. Karnından gelen sesle yatağa oturdu oflayarak. Acaba evine mi gitseydi yemek yemeye? Dün akşam da yemek yemediği için kendini kötü hissetmişti. Dario'dan da bir şey isteyemeyeceğini biliyordu. Lanet olsun, adama söz vermişti bir de. Oysa o hayatı boyunca hiç kimseden bir şey istememeye fazlasıyla alışmıştı.
Oflayarak aşağı indi. Mutfağa girdiğinde bir şeyler olabileceğini düşünmüştü ama bunu neden düşündüğünü bilmiyordu. Hiçbir şey yoktu. En iyisi gidip kuyudan su getirmekti. En azından biraz su içerdi. Kuyudan aldığı sudan biraz içtikten sonra mutfağı da bugün temizlemesi gerektiğini düşündü. Madem yiyecek yemek yoktu. Mecburen evin işlerini yapacaktı. Bahçıvan gelince de ona yemek istediğini söylerdi artık.
Mutfağı temizledikten sonra yorgunluktan ağlamak üzereydi. Annesinin evinde hiç bu kadar iş yapmamıştı. Üstelik açlığa hiç gelemiyordu. Oflayarak kendini oturma odasına atacaktı ki etrafı gezmeyi düşündü. Eline belki meyve ağacı vardır diye umut ederek bir sepet aldı. Çiftliği gezerken eve çok da uzak olmayan bir yerde tavukların olduğunu görünce çok mutlu oldu. Hemen kümese girip yumurta olup olmadığına baktı. Beş tane yumurta bulmuştu. Tavukları sayıp yirmi tane olduklarını görünce daha sonra yeniden uğraması gerektiğini hatırlattı kendine. En azından yiyecek yumurtası vardı şimdi.
Bir süre daha ilerlediğinde ahır olduğunu görünce gülümsedi. Dario burada kimse yaşamadığını söylemişti. Ama çalışanlarla ilgili bir şey söylediğini hatırladığında bu hayvanlar için olduğunu düşündü. En azından hayvanlar vardı ve bu hayvanlardan gelir elde edebilirdi. Bunu düşününce içi rahatladı. Çiftliği gezerken yirmi inek, elli koyun, beş at ve iki köpek olduğunu gördü. Evet ev yıkılmış gibi görünebilirdi ama burada en azından hayat vardı. Bu da bir zamanlar burada hayat olduğunu gösterirdi. Peki neden burası bu kadar hayat dolu bir yerken birden terk edilmişti?
Açil yorulduğunu hissedip geri dönmek üzereyken meyve ağaçlarını görünce çok mutlu oldu. Elma ağacından biraz elma alacaktı ki alt dallardakilerin alındığını görünce üzüldü. Etrafına bir süre baktıktan sonra ani bir karar vererek ağaca çıktı. Küçükken ağaçtan düştüğü için annesi ona uzun zaman önce ağaca çıkmasını yasaklamıştı. Ama şimdi mecburdu. Sadece yumurta yemek istemiyordu. Ağaçtan birkaç tane elma aldıktan sonra hemen aşağı indi. Daha fazlasına ihtiyacı yoktu.
Mutlu bir şekilde eve döndüğünde neşeyle mutfağa girip kullanacağı tabak çanağı yıkadıktan sonra yumurtaları pişirdi. Neşeyle bahçeye masa çıkardı. Kendine yemek hazırladı özenle. Yumurtaları ve elmaları masaya koyduktan sonra bir bardak su almak için mutfağa gitti.
Geri geldiğinde bahçenin kapısında yaşlı bir kadının ona baktığını gördü. Kadına gülümsedikten sonra "Birine mi bakmıştınız?" diye sordu.
Kadın Açil'i çok sonra fark ederek "Evin kapısı açık." diye mırıldandı. Açil kapıya baktıktan sonra gülümsedi. "Evet ben dün burada yaşamaya başladım." dedi neşeyle. Burası artık onun eviydi. Sadece ona ait güzel bir yuva olacaktı çok yakında.
"Yaşamaya başladın." diye mırıldandı kadın. Sanki eski bir hatırası varmış gibi görünüyordu burada.
Açil merakla kadına baktıktan sonra "Bir şey mi oldu?" diye sordu.
"Yok, yok." dedi kadın sanki bir rüyadan uyanır gibi. "Ben her sabah hava güzel olursa bu saatlerde yürüyüşe çıkarım ve bu ev çürümeye bırakılmış bir şekilde duruyordu." dedi daha çok kendisiyle konuşuyormuş gibi.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Başkasına Aitsin -Tamamlandı-
Fiksi SejarahMadem başkasına aittin neden baktı ki gözlerin benim gözlerime? Neden izin verdin ki sana bağlanmama? Açil gözlerini kaçırdı karşısındaki adama bakamıyordu çoğu zaman olduğu gibi. O bir çift maviydi hayatını böyle yerle bir eden. Sonunda derin bir n...