Açil eve geldiğinde herkes ona bakıyordu. Kızarmış gözlerini saklamaya çalışsa da başarılı olamadığını biliyordu. Burnunu çektikten sonra "Benimle evlenecek." dedi. Ne hissettiğini bile bilmiyordu. O adamın onunla evlenecek olması iyi bir şey miydi yoksa hayatının en büyük hatası mıydı? Emin değildi.
Ana inanamayarak kızına baktı. "Seninle evlenecek mi?" diye çığlık attı. "Açil sen kime ceza veriyorsun? Bir gece öylece seni öpen adama mı? Çok daha iyisini hak ederken azıyla yetinmek zorunda olan kendine mi? Yoksa senin mutlu olacağını hayal eden bize mi?" diye isyan etti. Kızının bu kadar saçmalayacağını hiç düşünmemişti. Düşünseydi buna engel olurdu mutlaka.
"İstediğiniz bu değil miydi? Bana çok büyük bir suç işlemişim gibi bakmanıza ne kadar dayanabilirdim?" dedi acıyla. Annesi ve babası hiç ona yüz çevirmemişlerdi. Bugüne kadar... Ve bu gerçekten canını yakmıştı.
"Sen suç falan işlemedin Açil. Biz sadece şaşırdık. İstediğimiz de senin sadece mutlu olman. Bu evliliği onaylayamayız canım. Ablan istemediği bir evlilik yaptı zaten. Seni de bırakamam." dedi Ana düşünceli bir şekilde. Büyük kızını sevmediği bir adamla evlendirmek zorunda kalmıştı şartlar yüzünden. Şimdi aynı şeyi başka bir kızının yaşamasını istemiyordu.
Açil başını salladı. "O zaman istiyorum." dedi kararlı bir sesle. Hayatı boyunca garip bakışlarla karşılaşmak istemiyordu. Ailesi onu her şeye rağmen her zaman severdi mutlaka ama ya diğerleri? Onların yargılayan bakışları ne olacaktı?
Ana gözlerini iyice açmış kızına bakıyordu. "Açil lütfen."
Açil "Düğün masraflarını öderseniz sevinirim." dedikten sonra odasına gitti. Daha fazla orada kalırsa göz yaşlarına boğulacaktı ve bunu hiç istemiyordu.
Odasına gittiğinde kendini yatağına attı ve huzurlu bir uykuya daldı. En azından o adamı evlenmeye ikna etmişti.
***
Sabah uyandığında başında büyük bir ağrı hissediyordu. O kadar çok üzülüp ağlamamalıydı. Bu olanlar ona çok fazla gelmişti. Gözlerini açar açmaz yeniden kapattı. Kapattığında ise sanki gözlerinin önüne yaşadıkları geliyordu. Tüm gün yatakta kalsa iyi olacaktı. Duyduğu seslerle gözlerini açmak zorunda kaldı. Yine ne vardı?
Oflayarak aşağı indiğinde annesinin sesini duydu. Herkes salonda olmalıydı. Salona girdiğinde gözlerini kapatıp yeniden açtı ama salonun ortasındaki uzun boylu adam kaybolmadı. Herkes şimdi şaşkınlıkla ona bakıyordu.
"Neler oluyor burada?" diye sordu olanları anlamaya çalışarak.
Annesi "Açil canım, sen odana gitsen iyi olacak." dediğinde Açil başını iki yana salladı.
"Neler oluyor dedim." dedi inatla.
"Bu adam mı?" diye sordu babası odanın ortasında duran Dario'ya bakarak. İğrenir gibi bakıyordu Açil'in evleneceği adama. Bakmakta haklıydı da. Bir günde hayatları alt üst olmuştu.
Açil başını salladı. "Evet bu adamla evleneceğim." dedi sesinin kararlı çıkmasına özen göstererek.
"Bugün mü?" dedi babası sinirli olduğunu belli etmemeye çalışarak.
Açil şaşkınlıkla gözlerini açarak odadaki yabancı adama baktı. "Bugün mü?" diye tekrarladı. Bu kadar çabuk olamazdı değil mi?
Adam ona eğlenerek bakıyordu adeta. "Ben öyle düşünmüştüm." dediğinde Açil ne diyeceğini bilemedi. Bu adam bu kadar vicdansız mıydı gerçekten? Hiçbir hazırlık yoktu üstelik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Başkasına Aitsin -Tamamlandı-
Historical FictionMadem başkasına aittin neden baktı ki gözlerin benim gözlerime? Neden izin verdin ki sana bağlanmama? Açil gözlerini kaçırdı karşısındaki adama bakamıyordu çoğu zaman olduğu gibi. O bir çift maviydi hayatını böyle yerle bir eden. Sonunda derin bir n...