-14-

6.8K 478 36
                                    



Dario ilk kez o zaman Açil'in yüzüne dikkatle baktı. Kırılgan yüz ifadesine, dolmak üzere olan kahverengi gözlerine... Ne yapmak istediğine karar veremedi o an. Bu kızla aşk oyunu oynayıp bir ömür onu idare edebilirdi. Mutlu da edebilirdi ama buna gönlü razı olabilecek miydi? Bu kadar kırılgan biz kıza bunu yapabilecek miydi? Aklı karışınca Açil'i bırakıp "Gidelim." diye mırıldandı.

Açil olabildiğince çabuk toparlandıktan sonra Dario'nun arkasından ilerledi. Onun biraz önce ne düşündüğünü bilebilmek için neler vermezdi ki? Dario atına atladığında Açil gözlerini dikip adama baktı. Ne yani onu burada bırakıp gidecek miydi? Sinirden tepinebilirdi şu an. Dün geleceğini söylemişti halbuki. Bu adam onu hiç mi dinlemiyordu? Açil gözlerin dikmiş bakarken Dario "Ne duruyorsun?" dedi.

Açil adamın bir şeyi yapıp üstüne yapmıyormuş gibi davranmasına iyice sinir oldu. Kollarını göğsünde kavuşturup "Sana ben de geleceğim demiştim." dedi sinirle.

"Ben de gelmene bir şey söylemedim." dedi Dario umursamaz bir tavırla.

"Sen atla giderken ben yürüyeyim mi?"

Dario kızın ciddi bir şekilde ona bakmasına kahkaha attı. Açil bu duruma daha da sinirlenmiş görününce "Ben yürüyeyim sen ata bin, nasıl olur?" dedi alayla.

"Gayet de güzel olur. Kadınlar el üstünde tutulmak için." dedi kararlı bir sesle.

Dario o sırada el işareti yapınca Açil onun baktığı tarafa döndü. Seyis arkasında atla bekliyordu. Açil az önce olanlar için utansa da bir şey söylemedi. Adam yardım etmek istediğinde Açil "Gerek yok kendim binebilirim." diyerek ata bindi.

Dario Açil'in zarif bir şekilde ata bindiğini gördüğünde şaşırmadan edemedi. Bu kız gerçekten çiftlikte büyümüş bir kız mıydı? Oysa tam aksine hayvanlardan korkan bir kıza benziyordu.

Açil ata bindiğinde saçlarını savurup "Hadi gidelim öyleyse." diyerek atını sürdü. Dario ona yetiştiğinde "Yanlış anladığın şeyden sonra böyle mi davranırsın hep?" diye sordu.

Açil kaşlarını kaldırarak Dario'ya baktı. "Sen de insanlarla alay ederek gerçek kimliğini saklayabildiğini mi sanıyorsun?" diye sordu.

Dario şaşkın şaşkın kıza baktı. Gerçek kimliği mi? Olduğu gibi davranmıyor muydu yani? Ne demeye çalışmıştı bu kız? Dario kendinden küçük bir kıza ayak uyduramayacağını düşündü. Yeni nesil böyle miydi? Ne zaman bu kadar yaşlı hissetmeye başlamıştı? Breanna ile huzurlu bir hayat yaşarken hayatın yavaş yavaş aktığını hissediyordu hep. Usulca işliyordu zaman. Günlerce aynı şeyi yapıp, aynı şeylerden konuşabilirlerdi. Ama yanındaki kız ondan çok farklı olduğu için ona ayak uydurmakta zorlandığını güç de olsa itiraf etti kendine.

"Ne dediğini anlamadım." dedi Dario dürüst bir şekilde.

Açil onun umursamazlığına gönderme olarak omuz silkti. Sessizce yolda ilerlerken atın uysallığı Açil'e kendi atını hatırlattı. Sadık bir dostunu da bırakmıştı. Keşke onu alabilseydi. Ailesinin yokluğunu biraz olsun azaltabilirdi en azından.

Çiftliğe geldiklerinde Dario attan inip Açil'in inmesi için elini uzattı. Açil ise bir süre gözlerini dikip ona baktıktan sonra alayla gülümsedi. "Attan inebiliyorum."  Dario omuz silkerek elini çekti. Açil attan indiğinde atı bir süre sevdi. Sonra Dario'ya dönüp "Çok güzel bir at, ismi ne?" diye sordu.

"Sahibi isim koyar diye düşündüm." dediğinde Açil anlamadı. Ne demek istemişti bu adam? Kimdi ki sahibi bu atın? Neden bu adam yanındayken sürekli bir şeyler çözmek zorunda gibi hissediyordu?

"Koyunca söylersin o zaman." dedi Açil umursamaz bir şekilde. Sonra eve ilerledi. Evde kimse yoktu. Dönüp Dario'ya "Tamir için birileri gelecek sanıyordum." dedi.

"Ben de öyle sanıyordum." diye mırıldandı. Açil karşısındaki adamın samimi olduğunu gördüğünde bir sorun olabileceğini düşündü. "Ben çalışanlara ve çiftliğe baksam iyi olacak o zaman." dedikten sonra giderken Dario da peşinden geliyordu. Açil dönüp adama baktıktan sonra "Atların yanında durmaya ne dersin?" dedi alayla.

Dario omuz silkti. "Ben atımı eğittim. Bir yere gitmez. Bir sorun da çıkarmaz."

Açil adamın rahatlığına inanamayarak baktı. İç geçirerek "Diğeri ne olacak?" dedi.

Dario omuz silktikten sonra "Onu da sahibi düşünsün." dedi.

Açil sinirle bakışlarını Dario'ya çevirdi. Bu adam onu delirtmek için çaba gösteriyor muydu gerçekten? Yoksa doğal olarak bu adamın yaptığı her şey böyle sinir bozucu muydu? İç geçirerek "Söyle de düşünsün o zaman ben gidiyorum." diyerek birkaç adım atmıştı ki Dario "Açil" diye seslendi.

"Ne var? Ne?" dedi Açil sinirle. Dario kızın sinirlenmesinden zevk alıyormuş gibi gülümsedikten sonra "At senin." dedi.

Açil bir süre duyduklarını sindirmeye çalıştı. Adam bu atı ona mı almıştı? Bu kadar güzel ve değerli atı? Şaşkın şaşkın bir süre baktıktan sonra iç geçirerek Dario'ya ilerledi.

"Teşekkür ederim ama senden bir şey istemeyeceğimi söylemiştim. Beni lükse alıştırıp her şeyi yaptırabileceğini düşünüyorsan yanılıyorsun." 

"Asıl sen bana sonsuza kadar karşı koyabileceğini düşünüyorsan yanılıyorsun." 

Açil bir süre mavinin derinliklerini izledi. Gökyüzü kadar uçsuz bucaksız ve özgür müydü bu gözler, denizler gibi her şeyi alıp götürebilecek kadar güçlü mü? Karar veremedi. Sonra omuz silkerek yürümeye başladı.

***

Mary mutfağa girip Amy'e baktı. Amy bir şeylerle uğraşırken "Bitmedi mi işin?" diye sordu. Amy annesine gülümsedikten sonra "Bitti." dedi sevinçle. "Açil'in en sevdiği yemekleri yaptım."

"İyi." dedi Mary umursamaz görünmeye çalışarak. "Hadi gidelim öyleyse."

Amy başını salladıktan sonra yemekleri aldı ve birlikte dışarı çıktılar. Arabaya bindiklerinde Amy babasının çoktan arabaya binmiş olduğunu gördü. Annesi sabah her zamankinden daha erken kalkıp herkesin elini ayağına dolaştırmıştı. Bir yandan Açil'i umursamıyormuş gibi görünüp bir yandan da her şeyin güzel olması için uğraşıyordu.

Evlenince annesi gibi çok fazla çocuk sahibi olmak istemediğini düşündü. Her biri ayrı dertti. Annesi her birinde ayrı bir bölünüyordu.

***

Açil ineklerin yanına gittiğinde çalışanların inekleri sağdığını görünce gülümsedi. "Ben yokken neler yaptınız?" 

Kadınlar ona gülümseyerek baktı. "Hoş geldiniz burayı artık kiralamadığınız söylendi." dedi kadınlardan biri. Açil ne diyeceğini bilemedi bir süre.

"Çünkü buranın sahibi o." diyen Dario'nun sesini duyduğunda garip bir şekilde rahatladı. Kadınlar şaşırdığında Dario "Açil benim karım." dedi. Açil karşısındaki insanlara yalan söylediği için kızarmadan edemedi. Sonra başını sallayarak "Siz devam edin." dedi.

O kadar çok utanmıştı ki birden ahırdan çıkma gereği duymuştu. Neden bu adamla evlendiğinden beri dengesiz, mutsuz biri olmuştu ki sanki? Bir şey düşünmeden eve doğru ilerledi. Evin yakınlarına diktiği çiçekleri sulasa iyi olacaktı.

Kuyudan su çekip çiçekleri sulamaya başladı. Hiç olmadığı bir insan gibi davrandığı için kendi kendine kızıyordu.

"Açil." sesiyle başını kaldırıp baktı. Karşısında anne babasını ve ablasını gördüğünde sevinçle onlara koşup sarıldı.

"İyi ki geldiniz." dediğinde Mary önce kızına sonra eve baktı. "Burada yaşıyor olamazsın Açil. O adam seni buraya terk edip gittiğine göre gel bizimle yaşa. Kraliçeden sizi boşamasını isteriz. Geç kalmış sayılmayız." 

Açil annesinin üzgün yüzüne baktığında iç geçirmeden edemedi. Kendi hayatını mahvettiği yetmezmiş gibi onları da üzüyordu.

"Kimsenin onu buraya terk ettiği yok. Karımla sadece tamir işleri için buraya geldik." sesiyle herkes dönüp Dario'ya baktı.

6.9.2019



Başkasına Aitsin -Tamamlandı-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin