Onun nefesini hissetmek. Dario'nun bu kadar yakın olması mantıklı düşünmesine engel oluyordu. Güçlükle yutkunarak "Ne değişti?" diye sordu kısık sesiyle.
"Çünkü küçüğüm, seni kaybetmek istemiyorum."
Açil gözlerini kapattı. Dario'nun yüzüne bakarsa eğer kollarını ona dolar ve hiç ayrılmak istemezdi. Onu bir ömür sevmek isterdi. Bir süre sessizce birbirlerinin nefes alışlarını hissettiler. Sonunda Açil "Bugün ben çok yoruldum." diye mırıldandı.
Dario başını sallayarak Açil'i bıraktığında onu geri kazanabileceğine dair bir umudu yoktu artık. Açil birkaç adım atmışı ki geri dönüp Dario'ya baktı.
"Ne istiyorsun benden?" diye sordu samimi bir şekilde. Çektiği bu kadar acı yetmemiş miydi sanki? Bir de neden üstüne geliyordu?
Dario bir süre Açil'e baktı. Beyni durmuş gibiydi o anda. Vereceği cevabın Açil için ne kadar önemli olduğunu görebiliyordu ama beyni o saniyelerde ona ihanet etmekle meşguldü. Sonunda çarpık bir gülümsemeyle "Benim olanı paylaşmak istemiyorum." diye cevap verdi.
Açil uzun uzun baktı Dario'nun gözlerine. Bu adam pazardan domates almış gibi nasıl konuşabiliyordu öyle? "Bu gece ne fark ettim biliyor musun?" dedi ciddi bir sesle. Dario kaşlarını kaldırıp dikkatle ona bakınca Açil devam etti. "Ben hiç evlenmek istemiyormuşum. Genç olduğum sürece boyunca dans etmek, toprakla uğraşmak ve etrafımdaki tüm erkeklerden ilgi görmek istiyormuşum. Bekar olanlar çok şanslı etraflarındaki tüm erkeklere sahipler. Evlenince sadece birine sahip olabiliyorsun. Onda da benim gibi şanssız çıkarsan tüm hayatın mutsuzlukla geçiyor."
"Lanet olsun Açil sen mutlu ol diye hayatımda hiç yapmadığım şeyleri yapıyorum. Sen anlamamakta direniyorsun."
"Bir verip beş almakla mutlu edilmiyor insan Dario. Sen beni birkaç dakika gülümseteceksin diye tüm hayatım boyunca mutsuz mu olayım?" Açil yanan gözlerle bakıyordu Dario'ya. Bir insanı canı istediğinde mutlu etmek 'Ben ne zaman istersem o zaman gülersin' demekti ona göre. Bir gülücük için bir adamın yüz mimiklerini her an her dakika izleyip en küçük bir değişiklikte umutlanmak ona göre değildi.
Dario uzun süre cevap vermeyince Açil'in yanaklarına ılık gözyaşları misafir oldu. Yanağından aşağı süzülen gözyaşlarıyla "Beni rahat bırak Dario. Lütfen, lütfen izin ver de mutlu olayım." diye yalvardı.
Dario yumruklarını sıktı Açil ağlarken. İstediği en son şey onun gözyaşlarını görmekti. Söylediği iki cümle kalbinde sanki tonlarca ağırlık hissetmesine neden olmuştu. Eğer onun mutsuz olma nedeni kendiyse ne gelirdi ki elinden. Mutlu etmeyi en çok istediği kişi onun yanında bu kadar mutsuz olurken ne diyebilirdi ki? Bir süre daha baktı Açil'e. Ağlarken kızaran gözlerine. Sonra bir şey söylemeden çıktı odadan.
***
Şimdi gitme zamanıydı. Bir kadın tarafından istenmemek bu zamana kadar üzdüğü ve ağlattığı tüm kadınların bedduasıydı. Yaşattıkları sanki bir bir özenle bir köşeye yazılmış ve bu gece birden toplanıp karşısına dikilmişti. Şimdi ne yapması nereye gitmesi gerektiğini bilmiyordu. Minik bir kız görmüştü ve bilmeden tüm hayatını kaplamıştı o kız.
Bir süre kapının önünde dikildikten sonra aşağı doğru sürükledi ayaklarını. Sürükledi çünkü ayaklarını kaldırıp gidecek gücü yoktu. Belki de gitmek istemiyordu. Sarılmak istediğin insanın gözlerine bakıp bir şey söyleyememek de vardı. Teninin sıcaklığını hissetmek için yanıp tutuştuğu ama sanki lanet varmış gibi asla dokunamadığı bir kadın.
Salona girdiğinde Stephan şöminenin ateşini izlerken içki içiyordu. Stephan arkasına dönüp "Anlaşılan birilerinin derdi var." dedi.
Dario başını sallayarak "Ben de içmek istiyorum." dediğinde Stephan ona da içki koyup uzattı. İki adam şöminenin karşısında ateşi izliyordu şimdi. Uzun süren sessizliğin sonunda Stephan "Konuşman için özel bir şey mi yapmam lazım?" diye sordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Başkasına Aitsin -Tamamlandı-
Ficción históricaMadem başkasına aittin neden baktı ki gözlerin benim gözlerime? Neden izin verdin ki sana bağlanmama? Açil gözlerini kaçırdı karşısındaki adama bakamıyordu çoğu zaman olduğu gibi. O bir çift maviydi hayatını böyle yerle bir eden. Sonunda derin bir n...