Düşünmekten bütün gece uyuyamamıştı. Her şeyin daha güzel olacağını düşünerek bu işe girişmişti ama şimdi eline yüzüne bulaştırdığını düşünmeden edemiyordu. Kızının ağlamasıyla düşüncelerinden sıyrılarak yanında yatan bebeğe baktı Breanna. İç geçirerek "Sen de hissediyorsun değil mi?" diye sordu.
Bebeği kucağına aldıktan sonra emzirmeye başladı. Minik Valerie birden sesini kesip annesinin göğsüne koymuştu dudaklarını.
"Keşke ben de senin gibi küçük olabilsem." dedi Breanna kızını kıskanarak.
O sırada Ariel içeri girince bir an durakladı. Breanna gülümseyerek "Gel Ariel." dedi. "Biz de kızımla konuşuyorduk ama henüz bana cevap veremiyor."
Ariel gülümsedikten sonra "Ne karar verdiniz?" diye sordu. Sorusuyla birlikte yüzü solmuştu. İki cevap da onu mutlu etmiyordu nedense.
Breanna iç geçirerek kızına baktıktan sonra "Gitmem gerektiğini biliyorsun Ariel." dedi.
Ariel güzel gözlerini bir süre ablası gibi sevdiği kadına odakladı. Sonra birden kaçırdı. Kendisi için onun geri dönmesi içini acıtıyordu. Ama biliyordu ki o gitmezse vazgeçmek zorunda kalacaktı. Hem de deli gibi istediği birinden. Bunu yapamazdı. Yanağına usulca yaşlar süzülürken başını salladı.
"Özür dilerim." diye mırıldandı. "Ondan vazgeçemem." diye devam etti sonra.
Breanna başını salladıktan sonra "Gelsene." diyerek bakışlarıyla yatağı işaret etti. Ariel yavaş adımlarla gelip yanına oturduğunda Breanna gülümsedi. "O da gidiyor mu?" diye sorduğunda Ariel başını salladı.
"Ne zaman tanışacaksınız?" diye sordu Breanna birden. Ariel bu soruyla afallamış bir şekilde ona baktı. Breanna gülümsedikten sonra "Her şeyi zamana bırakıyorsun yani?" diye sordu.
Ariel başını salladı. "Kaderim dönüp dolaşıp bana gelecektir." Breanna başını salladı. Ariel'in her zaman olması gerekenin olacağına inandığını biliyordu. O ise bu duruma bazen karşı çıkabiliyordu. Bazı şeyler onların elinde olmalıydı ona göre.
"Kızımın senin gibi olmasını çok istiyorum Ariel. O yüzden de onu sana bırakıp gönül rahatlığıyla gidebilirim." derken kızını izliyordu.
Ariel gülümsedikten sonra "Çabuk gelmeniz gerek biliyorsunuz değil mi?" dedi neşeli çıkmasına özen gösterdiği sesiyle.
Breanna gülümsedikten sonra başını salladı. "Onu o kadar çok özleyeceğim ki Ariel hemen gelmek isteyeceğim, biliyorum."
"Ne zaman gideceksiniz?" diye sorduğunda Breanna iç geçirdi. "Dario'nun karısına karşı bir şeyler hissetmesi için ne kadar zaman gerekli sence?" diye sorduğunda Ariel güldü.
"Bunu sizin daha iyi bilmeniz gerek."
Breanna iç geçirdi. "Annem Dario ile ilgili çok fazla şey anlatmadı. O yüzden bilmiyorum." dedi hüzünlü bir sesle.
"Anneniz demişken ona doğum yaptığınızı haber vermemiz gerekmiyor mu sizce de?" diye sordu.
Breanna'nın bakışları bir süre uzaklara daldı. "O babamın yasını tutmakla meşgul hala Ariel. O yüzden onu rahatsız etmek istemiyorum." derken sesi sıkıntılı geliyordu. O da babasını özlemişti. Onun ölümü hayatlarından bu kadar çok şey götürmese belki de gitmek konusunda bu kadar ısrar etmeyecekti. Gitmek istemese de bir yanı aslında gitmek için tutuşuyordu. Ve tabi ki yaptığı saçma hatayı da düzeltmesi gerekiyordu.
Ariel bir süre bebeğe baktıktan sonra "Şunun güzelliğine baksanıza. O bir insana her şeyi unutturabilecek kadar tatlı." dediğinde Breanna kızına bakmaktan kendini alamadı. İçten içe de Ariel'in ne kadar haklı olduğunu biliyordu. Annesi torununu gördüğünde belki acısını hafifletebilirdi ama burada kalmak isterse sorun olabilirdi. Sonuçta annesi nereye ve neden gittiği konusunda sorular sorabilirdi. Bu Ariel ile aralarında sırdı ve öyle kalmalıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Başkasına Aitsin -Tamamlandı-
Historical FictionMadem başkasına aittin neden baktı ki gözlerin benim gözlerime? Neden izin verdin ki sana bağlanmama? Açil gözlerini kaçırdı karşısındaki adama bakamıyordu çoğu zaman olduğu gibi. O bir çift maviydi hayatını böyle yerle bir eden. Sonunda derin bir n...