Ve gitti. Giderken kadının yüreğinde koca bir boşluk bıraktı. Açil elini kalbine götürüp "Onun canı yanması gerekirken neden benimki de yanıyor?" diye fısıldadı.
Aşk böyle bir şeydi. İki ayrı parça olmaktan çıkıp bir bütün olmaktı aşk. Ve bu yüzden birinin canı acıyorsa diğerininki de acıyordu. İntikam almak için onu sevmemesi gerekirdi ama lanet olsun ki seviyordu. Öyle çok seviyordu ki canı sevdiği adamın yandığının çok daha fazlası yanıyordu.
Herkesin ona baktığını fark ettiğinde yıkılmış bir halden anında kurtularak yalancı gülümsemesini oturttu yüzüne. Madem bu kadar ileri gitmişti daha da ileri gidecekti. Tüm bağları koparacak son hamleyi de yapacaktı. Kazanma uğruna verdiği savaşta belki de en büyük kaybeden o olacaktı ama yapacaktı. O üç yılını bu adama ödetecekti. Buraya bunun için gelmemiş miydi?
Başını kaldırıp omuzlarını dikleştirdi.Madem onu sevmişti, madem bu kadar acı çekmişti. Ve tüm bunlara katlanabilmişti, yine yapardı.
Balo salonuna geldiğinde sanki az önce hiçbir şey olmamış gibi mutlu görünüyordu. Dans kartına baktıktan sonra dansın sahibine doğru ilerledi. "Geç kaldım." dedi en güzel gülümsemelerinden biriyle. "Devam edelim mi?" diye sorduğunda adam başını salladı memnuniyetle.
Açil dans ederken düşüncelerinin Dario'ya kaymaması için üstün bir çaba gösteriyordu. "Çok gerginsin." diyen adama gözlerini süzerek baktı. Gülümseyerek "Salondaki en gözde bekarla dans ediyorum da ondan." dedi muzip bir şekilde. Karşısındaki adama bakarken ne kadar yakışıklı olduğunu düşünmeden edemedi. Evet gözde bekardı çünkü güçlü bir ailesi vardı. Bir o kadar da parası. En önemlisi de herkesi kendine hayran bırakacak yeşile çalan ela gözleri vardı. Kumral saçlarıyla bu odada etkileyemeyeceği kız yoktu. Sır verir gibi adamın kulağına eğilip "Bütün gözler bizim üzerimizde." dediğinde adam güldü.
Bir süre Açil'in gözlerine dikkatle baktı. Açil ise meydan okur gibi gözlerini kaçırmadı. Sonunda adam muzip bir şekilde "Bu gece evime gel." dedi.
Açil kaşlarını kaldırarak dikkatle baktı adama. Ne istediği o kadar açıktı ki. Sonra nazikçe gülümseyerek "Son dans bittiğinde beni bul." dedi.
***
Dario sinirden kudurmak üzereydi. Bu kadın onu delirtmek için elinden geleni yapmıştı. Ve sonunda başarmıştı. Ona ne kadar saygı duyarsa duysun, onu ne kadar severse sevsin dayanamıyordu artık. Gerçeği söyleyememek ne büyük bir acizlikti. Hoş söylese ne olacaktı? Nasıl inandıacaktı? Açil bu sefer gerçekten delirdiğini düşünürdü.
Açil'i herkesin içinde bırakıp gitmişti. Yumruklarını sıkarak bir süre yürüdükten sonra oflayarak durdu yolun ortasında. Açil'i ne olursa olsun öyle bırakmamalıydı. Geri gitmek için birkaç adım atmıştı ki Açil'in eve dönmüş olacağını düşündü. Onu zorla salondan çıkardıktan sonra geri gitmiş olamazdı değil mi? Olamaz, diye düşünerek eve yürüyerek gitmeye karar verdi. Sinirleri bir süre daha geçmeyince ayakkabılarını çıkardı. Çıplak ayakla toprağa basmak iyi gelmişti. Bütün bu sinirden kurtulması lazımdı bir an önce.
Dario yavaş adımlarla eve geldiğinde ilk gördüğü hizmetçiye "Açil odasında mı?" diye sordu.
"Daha gelmedi efendim." cevabını aldığında Dario yerin ayağının altından kaydığını hissetti. Nasıl gelmemişti? Gerçekten gelmemiş miydi?
"Arabayı hazırlasınlar hemen." dedi dişlerini sıkarak. Bu saatte nasıl gelmezdi? Geri dönmeliydi. Fırsatı varken geri dönmeliydi.
Dario balonun olduğu eve gittiğinde herkesin gitmiş olduğunu gördü. Ev sahibine Açil'i sorduğunda adamın biriyle çıktığını söylemişti. Dario teşekkür ederek hızla evden ayrılmıştı. Lanet olsun adamın evini de bilmiyordu. Ev sahibi de bilmiyordu. Bu saatte herkes uyumuş olmalıydı. Açil kötü bir şey yapmadan ona yetişmesi gerekiyordu. Eve dönüp hizmetçilere, kardeşine ve Seward'a da adamın evini sordu ama lanet olsun ki kimse bilmiyordu.
Sinirle duvara yumruk attıktan sonra "İçki getirin." diye bağırdı. "En sertinden." diye ekledi sonra.
Nefes bile alamıyordu. Sanki boğulacak gibiydi. Eve sığamıyordu. Elinden hiçbir şey gelmeden öylece oturmak imkansızdı. Sinirle saçlarını yoldu. Bu acıya daha fazla dayanamıyordu.
***
Açil karşısındaki adama gülümsedi. "Çok güzel zaman geçirdim."
Adam muzip bir şekilde gülümsedikten sonra "Her zaman." dediğinde Açil birden kahkaha atma isteği duydu ama gülümsemekle yetindi.
Kaşlarını kaldırarak karşısındaki adama baktıktan sonra "Gerçekten, çok teşekkür ederim." dedi minnetle. Uzun zaman sonra kendini yeniden doğmuş gibi hissediyordu. Evet artık bu intikam duygusunu üstünden atmıştı. Dario ile eşitlerdi artık.
Adam umursamaz bir şekilde omuz silktikten sonra "Yine beklerim." dediğinde Açil başını sallamakla yetindi. Bir daha bu eve gelmeyeceğini biliyordu aslında ama yine de kapıları açık bırakmak lazımdı.
"Hava ağarmadan gitsem iyi olacak." dedikten sonra huzurla çıktı o evden.
***
Sabaha kadar içmiş ama sarhoş olamamıştı. Aklı hala Açil'deydi. O asla aklından çıkmıyordu. Nasıl bir adamla balo salonundan çıkıp giderdi ve nasıl sabaha kadar eve gelmezdi? Lanet olsun. Bu kadın onun yaşarken ölümü olmayı başarabilmişti işte. Canı fazlasıyla yanıyordu işte. İntikam mı? İşte başarmıştı, hem de sonuna kadar.
Gün ağarırken kapının açıldığını duydu. Bir an hayal olduğunu sandı. Sonra sarsıla sarsıla ayağa kalkıp odadan çıktı. Kapıda duran karısıyla göz göze gelmişlerdi.
***
Breanna tüm geceyi gelecekte yaşayacağı evin önünde geçirmişti. Ama ortalıkta Açil falan yoktu. Bu da umudunu yitirmesine neden olmuştu nedense. Sonuçta yaptığı o kadar şey Açil ve Dario içindi. Şimdi bencillik ederek Açil'in arka planda kalmasına izin veremezdi.
Artık beklemekten fazlasıyla sıkılmıştı ve hava karardığında buranın pek de güvenli olmayacağını hissediyordu. Bir an önce buradan ayrılıp kalacak güvenli bir yer bulmalıydı. Gitmek için birkaç adım atmıştı ki at sesi duymasıyla durakladı.
Gizlendiği yerde bir süre atların gelmesini bekledi. Sonunda bir araba gelip evin önünde durmuştu. Arabadan inen kişiyi gördüğünde gülümsedi. Bu Açil'den başkası değildi. Arkasından inen kız esmerdi. Tıpkı Açil'e benziyordu. Bir dakika bu kız yoksa Açil değil de kızı mıydı? Neler oluyordu?
01.10.2019
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Başkasına Aitsin -Tamamlandı-
Historical FictionMadem başkasına aittin neden baktı ki gözlerin benim gözlerime? Neden izin verdin ki sana bağlanmama? Açil gözlerini kaçırdı karşısındaki adama bakamıyordu çoğu zaman olduğu gibi. O bir çift maviydi hayatını böyle yerle bir eden. Sonunda derin bir n...