Açil sessizce ilerlerken kendini Dario'ya bakarken bulunca korkarak bakışlarını çevirdi. Bu adamdan etkilenmemesi gerekiyordu. Neden onun yanında garip bir güven hissediyordu? Yanındaki adama alışmaktan deli gibi korkuyordu. İçinden "O başkasına aşık." diye tekrarladı. "Başkasına ait bir adamı sevemezsin Açil."
Dario yanındaki kızın konuşmamasından rahatsız olduğunu hissetti birden. Onun sesini duymaya bu kadar mı alışmıştı? Neden o varken Breanna'nın yokluğunu hissetmiyordu? Sahi kaç gündür neredeydi bu kadın? O kadar çabuk gidip insan bir haber yollamaz mıydı?
"Atına ne isim koyacaksın?" diye sorarken buldu birden kendini. Açil ona bakıp omuz silkti. "Bir eşeğim olsaydı senin ismini koyardım ama atıma senin ismini vermek büyük haksızlık olur."
Dario kızın hazırcevaplılığına gülse mi hakaretine kızsa mı bilemedi. Bir süre sessiz kaldıktan sonra "Beni bilerek kızdırmaya çalışıyorsun." diye mırıldandı. "Sanırım sana beni sinir etme zevkini vermeyeceğim."
Açil dikkatle Dairo'nun yüzüne baktıktan sonra "Bu olgunluğunu takdir ettim doğrusu kocacığım." dediğinde Dario gülerek karısına baktı.
"Sinir olmuyorum." dedi tekrardan.
Açil gülümsedikten sonra "Her söylediğim seni sinir etmek için olmadığındandır belki." diyerek önüne döndüğünde Dario gülümsüyordu. Nedenini bilmeden.
Çiftliğe geldiklerinde Dario hızla atından indi. Açil atından inmeyince soran bakışlarla ona baktı. Açil muzip bakışlarla ona baktıktan sonra "Ama yeni atımla yarışta seni yenmek istiyordum." dedi.
Dario kaşlarını kaldırarak Açil'e baktı. Bu kız çocuk gibi onunla yarışmak mı istiyordu? Gözlerini devirdi. "Sen bir tur at da gel istersen. Ben seninle yarışmayacağım."
"Benim ne kadar iyi at sürdüğümü görmek istemediğin için mi?" diye sordu Açil alayla. Dario ona baktıktan sonra atın yanına yaklaştı.
"İnmeyecek misin yani?" diye sorduğunda Açil başını iki yana salladı. "İstemiyorum." dediğinde Dario kolundan tutarak onu aşağı çekti. Açil bir anda kendini attan düşerken bulurken diğer anda Dario'nun kolları arasındaydı. Dario onu dikkatli bir şekilde toprağa bırakırken Açil korkuyla onun kıyafetini tutuyordu. Güvenle aşağı inmiş olması onun korktuğu gerçeğini değiştirmiyordu.
"Ne ya-pı-yorsun sen?" diye sordu güçlükle.
"Sadece inmeni sağladım. Bugün çok işimiz var." dediğinde Açil şaşkın şaşkın ona bakıyordu. Alt tarafı yarış yapmak istemişti. Kabul etmemesini anlıyordu ama bu hareketi fazla kabaydı ona göre.
"Ben eşya değilim. Oradan oraya çekip atamazsın." dedi sinirle. Sonra ellerinin Dario'nun göğsünde olduğunu fark ederek hızla ellerini çekti.
"Tamam." dedi Dario derin bir nefes alarak. "Korkacağını tahmin edemedim. Şimdi bunu unutup işimizi yapabilir miyiz?" diye sordu.
Açil adamın soğukkanlılığına şaşırarak başını iki yana salladı. "Önce benden özür dilemelisin."
Dario yumruklarını sıkarak karısına baktıktan sonra "Özür dileyecek değilim. Geliyorsa gel, gelmiyorsa ben kafama göre hallederim." diyerek gitti.
Açil bir süre boş boş Dario'nun arkasından baktı. Neydi bu adam? Kendini kral falan mı sanıyordu? Sinirle arkasına dönüp atına baktı. Hayvan olaylardan bihaber ona bakıyordu. Açil atının başını okşarken "Sanırım ondan hediye olduğun için seni sevmemeliyim." diye mırıldandı.
***
Stephan Cassandra'ya baktıktan sonra gülümsedi. "Neden insanların hayatlarıyla bu kadar çok ilgileniyorsun canım?" diye sordu samimiyetle.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Başkasına Aitsin -Tamamlandı-
Historical FictionMadem başkasına aittin neden baktı ki gözlerin benim gözlerime? Neden izin verdin ki sana bağlanmama? Açil gözlerini kaçırdı karşısındaki adama bakamıyordu çoğu zaman olduğu gibi. O bir çift maviydi hayatını böyle yerle bir eden. Sonunda derin bir n...