Foto:Stephan
Açil yol boyunca dışarıyı seyretmeyi tercih ederken Dario ağzını açamamanın verdiği huzursuzlukla yerinde duramıyordu. Breanna'nın oraya geleceğini tahmin edemezdi. Evet oraya sık sık gelip o kadınla sohbet ettiğini biliyordu. Lanet olsun ki kadın elbisesi için bildiği başka yer yoktu. Breanna'nın evde olacağını umut ederek Açil'i oraya götürmüştü.
Açil'e baktı ama ona bakmıyordu hala. Tam aralarında bir şeylerin küçük de olsa düzeldiğini düşünürken şimdi başa döndüklerini düşünüyordu. Çiftliğin önünden geçerken çiftliğin daha düzgün göründüğünü düşünmeden edemedi. Açil olmasa o çiftliği tamir ettirmezdi hiçbir zaman.
Rüzgar Açil'in saçının dalgalandırdığında Dario gelen lavanta kokusuyla iç geçirdi. Bir an önce Açil ile konuşması gerekiyordu. Açil'in zaman geçtikçe sinirini büyütmek gibi bir huyu olduğunu fark etmişti. Sanki günden güne büyütüyordu kinini.
Eve geldiklerinde Dario arabadan inip Açil'e elini uzattığında Açil gözlerini devirip elini tutmadan inmeye çalıştı. İnerken eteğine basınca Dario onu düşmeden önce tuttu. Açil'in elleri Dario'nun göğsündeydi. Korku ve şaşkınlıkla hızlı hızlı nefes alıyordu. Yol boyunca o kadının ne kadar güzel olduğunu düşünmeden edememişti. Karşısındaki adamın sevgilisi de öyle güzel olmalıydı zaten ona göre. Dario'nun karısı olsa ne olurdu ki. O güzellikle yarışabileceğini düşünmüyordu.
Açil ellerini yavaş yavaş aşağı kaydırırken Dario hızla ellerini tuttu. Açil şimdi elleriyle Dario'nun kalp atışlarını hissedebiliyordu. Normalden biraz hızlı mıydı ona mı öyle gelmişti. Anlamak için Dario'ya baktı ama bir cevap bulamadı onun yüzünde.
"Konuşalım." sesiyle Açil düşüncelerinden sıyrılarak Dario'ya baktı.
"Konuşmak istemiyorum." diyerek ellerini çekti. Dario önünden çekilmeyince Açil iç geçirdi. "Ne konuşacağız ki? Sevgilini mi Dario? İnan bana umrumda değil."
"O yüzden mi bu kadar sinirlisin?" diye sordu Dario yumuşacık sesiyle. Açil Dario'ya baktı. Onun mavi gözlerine bakarken o kadını kıskandığını söylemek istedi. Onunla yarışamayacağını bildiği için sinirli olduğunu söylemek istedi. Yapamadı.
"Yorgunum sadece." diye mırıldandı Açil. "O kadar yol geldik." dediğinde Dario üstüne gitmemeye karar verdi. Başını sallayarak geçmesine izin verdi.
"Açiiiiil." sesiyle Dario gözlerini devirdi. Cassandra'nın bu kızı gördüğünde ağzını kapalı tutması gibi bir olasılık olmamıştı hiçbir zaman.
Cassandra koşarak gelip Açil'e sarıldı. "Çok özledim. Sanki hiç gelmeyeceksin gibi hissettim. Bir daha gitmeyeceksin değil mi?" diye cümleleri sıraladı.
Açil Cassandra'ya gülümsedikten sonra "Nişandan sonra döneceğim." dediğinde Cassandra Dario'nun koluna yumruk attı.
"Hiçbir işi düzgün yapamıyorsun."
Dario Cassandra'ya delen bakışlarla baktı. "Elimden geleni yaptığımı düşünüyorum. Keçi gibi inatçı arkadaşın. İkna edebiliyorsan sen et." diye söylendi.
Açil ona baktığında göz göze geldiler. "Abin haklı, ben burada kalmak istemiyorum." dedi Açil.
"Abim için bunun sorun olacağını sanmıyorum. Kalacaksın." dedi emreden ses tonuyla.
Açil çok yorgun hissettiği için bir şey söylememeyi tercih etti. Yoksa bu konu bir süre daha böyle uzayıp gidecekti.
Eve geldiklerinde Serena onları gülümseyerek karşıladı. Açil'e sarılıp "Hoş geldin kızım." dediğinde Açil gözlerinin dolduğunu hissetti. Bu kadın kendi kızı gibi sevmişti onu. Hoş Dario'nun sevgilisini de seveceğinden emindi. Uzun sarı saçları yeşil gözleriyle çok güzeldi. Hafiften Serena'yı anımsatıyordu. Sanki onun güzelliğinin bir parçası vardı onda.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Başkasına Aitsin -Tamamlandı-
Historical FictionMadem başkasına aittin neden baktı ki gözlerin benim gözlerime? Neden izin verdin ki sana bağlanmama? Açil gözlerini kaçırdı karşısındaki adama bakamıyordu çoğu zaman olduğu gibi. O bir çift maviydi hayatını böyle yerle bir eden. Sonunda derin bir n...