Aylar yıllar sonra aynı yerdeydi işte. Sevdiği adamın başka bir kadına ait olduğu gerçeğinde. Gözlerini ayırmadan onları izliyordu şimdi. O olmadan geçirdiği her an her dakika ona eziyet olurken onun bu kadar mutlu olması haksızlık değil miydi? Onun aşkını ilan edişini anımsadı acıyla. Arkasından geleceğini düşünmüştü. Ne olursa olsun geleceğini düşünmüştü. Cassandra ona engel olsa bile umursamayacağını. Gelmemişti.
Gitmek o kadar zorken dönmek bir cehennemdi sanki. Gözleri aynıydı. O kadar zamanın üstünde yüz hatları biraz daha oturmuşken, gözleri aynıydı. Deniz kadar derin, gökyüzü kadar sonsuz. Ve mavinin tüm renklere üstün olduğunu haykırıyordu yine.
Sonra gözleri istemsizce yanındaki kadına takıldı. Açil gözlerini devirdi bu sefer. Sarı saçları ve mavi gözleriyle odaya girdiği anda herkesin ilgisini çekmeyi başarmıştı. Saçları güneş öpmüş gibiydi. Uzun saçları omuzlarından aşağı süzülürken gülümsemesi her erkeği baştan çıkaracak derecede güzeldi. Açil sinirden yumruklarını sıktığını eli fazlasıyla acıdığında fark etti. Yerinden zıplayarak eline baktığında tırnağının etine girdiğini gördü. Kan olmuştu.
Hera gözlerini irice açarak "Elin kanıyor." dedi şaşkınlıkla.
Açil "Elimi yıkasam iyi olacak." diye mırıldandı.
***
Açil giderken Hera iç geçirdi. Adal ile ayrıldıkları zaman onun yanında kızı vardı. Tutunacak bir dalı olmuştu. Açil ise yapayalnızdı ona göre. Dario yanındaki kızdan bu kadar sene vazgeçmemişti. Eğer en baştan bunu bilebilseydi asla onun Açil ile evlenmesine izin vermezdi. İç geçirerek Dario'ya doğru ilerledi. Onu uzun zamandır görmüyordu. Bu davete de emrivaki yaparak getirmişti resmen onu. Yanındaki kadını getireceğini bilmiyordu tabi ki.
"Dario." dedi gülümseyerek. Dario da ona gülümseyerek baktı.
"Kraliçem." diyerek selam verdiğinde Hera biraz utanarak baktı ona.
"Sen benim arkadaşımsın." dedi Dario'nun kulağına. Sonra sanki yeni görüyormuş gibi Breanna'ya baktı. "Sana davetiye gönderdiğimi hatırlamıyorum."
Breanna gülümsedi. "Dario sizin için sorun olmayacağını söyledi kraliçem." dediğinde Hera kızın cüretine inanamayarak baktı.
"Neden yemeklerimizin güzel olup olmadığına bakmıyorsun? Ben de Dario ile konuşayım."
Breanna saygılı bir şekilde başını salladı ve yanlarından uzaklaştı. Dario umursamaz bir tavırla Hera'ya bakıyordu şimdi. Sonunda sessizliği bozup "Hala bağırmadığına göre kadınların doğum yapması güzel bir şey." dedi.
Hera ağzı açık bir şekilde karşısındaki adama baktı. Bu adam nasıl onunla böyle konuşuyordu? Bir kadına nasıl böyle bir cevap veriyordu? Sonra Dario'yu neden sevdiğini düşününce gülümsedi. Dario saklamaya çalıştığı bir şey varken bu kadar umursamaz olurdu.
"Açil burada." dedi girizgah kısmını es geçerek. Dario'nun umursamaz yüz ifadesinin yavaş yavaş değişip somurtmaya dönmesini izledi. Dario bakışlarını kaçırdığında Hera durumun o kadar da umutsuz olmadığını düşündü. İkisi de bir şekilde yaralarıyla yaşıyordu. Bu da demek oluyordu ki bitmemiş bir şeyler vardı. Elini kararsız bir şekilde bir süre havada tuttuktan sonra Dario'nun koluna koydu.
"Ne olduğunu hiç anlatmadın, sormayacağımı da biliyorsun." dedikten sonra ne diyeceğini bilemedi bir süre. Her zaman yanına dost olan kelimeler tası tarağı toplayıp onu terk etmişti sanki. "Bir adam vardı." dedi sonunda. "Bana yıllar önce bir şey söylemişti." dediğinde Dario başını kaldırdı ve göz göze geldiler. O da hatırlıyordu ne söylediğini.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Başkasına Aitsin -Tamamlandı-
Narrativa StoricaMadem başkasına aittin neden baktı ki gözlerin benim gözlerime? Neden izin verdin ki sana bağlanmama? Açil gözlerini kaçırdı karşısındaki adama bakamıyordu çoğu zaman olduğu gibi. O bir çift maviydi hayatını böyle yerle bir eden. Sonunda derin bir n...