Dario banyoya gittiğinde Açil hayal kırıklığıyla bir süre ona baktı. Sonra hızla kıyafetlerini değiştirip koltuğa yattı. Bir süre sonra Dario'nun odaya geldiğini duydu ve sonrasında kendini huzurlu bir uykuya bıraktı.
Sabahın ilk ışıklarıyla uyanınca gülümsedi. Ona göre ne kadar erken kalkarsa gün o kadar güzel geçecek demekti. Bugün de öyle günlerden biriydi. En azından öyle düşünüyordu. Mutlu bir şekilde yataktan kalktıktan sonra yatağını topladı.
Odadan çıkacağı zaman Dario'ya takıldı gözleri. Uyurken her şey ne kadar da normal görünüyordu. Derin bir nefes aldıktan sonra sessizce odadan çıktı.
Bu saatte birilerinin uyanıp uyanmadığını bilmiyordu. Kimseyi rahatsız etmeden evden çıkacağı sırada mutfaktan gelen sesle o tarafa doğru ilerledi.
Orta yaşın üstünde kilolu bir kadın etrafındakilere emirler veriyordu. Sonunda "Ne zaman her şey istediğim gibi olacak şu mutfakta?" diye söylendi. Kadının konuşma şekli Açil'e komik gelince kıkırdadı. Kadın dönüp ona baktığında göz göze geldiler. Açil yanlış bir şey yaptığını düşünerek başını öne eğdi. Kadını gücendirmek istememişti.
"Sen bugün başlayacak olansın, değil mi?" dedi kadın. Açil tam reddetmek için ağzını açmıştı ki bunun eğlenceli olabileceğini düşünerek başını salladı.
"Ne duruyorsun orada? Kahvaltıda her şey mükemmel olmalı. Her zamanki gibi." dediğinde Açil kadının yanına ilerledi. Daha ilk andan yalan söylediğine pişman olmuştu ama geri dönemezdi artık. Şimdi sırada yeteneklerini konuşturmak vardı. Hem Dario'nun evinde işlerin nasıl gittiğini öğrenmesinde bir sakınca yoktu ona göre. Sonuçta burada ne kadar kalacağı belli değildi. Hayatın ona ne getireceği konusunda hiçbir fikri yoktu.
Kadının önüne getirdiği malzemelere bir süre baktıktan sonra gülümsedi. Ne yapması gerektiğini biliyordu. O işine koyulmuşken kadın mutfaktaki diğer iki kadına bir şeyler söyleyerek kendi işine döndü. Mutfakta bir an bıçak ve su sesinden başka ses kalmamıştı. Mutfakta dört kişinin çalışması bir an ona garip geldi. Kendi evlerinde bir tane yardımcıları vardı. Kaldı ki evdeki kızlar da ona yardım ederdi. O yüzden fazla yardımcıları olmamıştı hiçbir zaman. Bu ev gerçekten çok büyüktü. Ve büyük evler onu mutlu etmeye yetmeyecek kadar soğuk gelmişti her zaman. Bir ömür burada yaşayacağını bilse nefesi kesilirdi. Burada yaşamak istemezdi. Ama bunları düşünmek için erkendi.
İşini bitirdiğinde kadına "Bu bitti, sırada ne var?" dediğinde kadın bir an şaşkınlıkla baktı ona. Sonra kaşlarını kaldırdı. Uyduruk bir şekilde yapmış olduğunu düşünecek ki Açil'in yanına gelip kontrol etti. Söyleyecek bir şey bulamayınca "Tamam bu olmuş. Masayı hazırla sen. Biliyorsun, değil mi?"
Açil samimi bir şekilde gülümsedikten sonra "Biliyorum." diyerek mutfaktan çıktı. Kendini birden evinde hissetmişti. Yemek masasına tabakları yerleştirirken şarkı söylediğini çok sonra fark ederek kendi kendine gülümsedi. Belki de buraya alışıyordu. "Günaydın." sesini duyduğunda birden korkarak arkasına döndü.
Stephan ile göz göze geldiklerinde Açil ne diyeceğini bilemedi. "Günaydın." dedi heyecanla. Stephan gözlerini kısmış kızı incelerken Açil onun bakışlarından korktuğunu hissetti. Bu adamın bakışlarıyla Dario'nun bakışları çok benziyordu. Bir şey söylemek için ağzını açmıştı ki ne söyleyeceğini bilemediği için ağzını kapattı birden.
"Bu evde hizmetçiler var." dedi Stephan düz bir sesle. Sesinde hiçbir tonlama olmaması ne kötüydü. Ne düşündüğünü anlamak imkansızdı.
Açil hızla başını salladı. "Biliyorum ama... mutfağa girince oradaki bayan yanlış anladı ben de bozmadım." diye hızla açıklama yaptı. Stephan kahkaha atınca Açil rahatlayarak gülümsedi. Demek ki kızmamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Başkasına Aitsin -Tamamlandı-
Ficción históricaMadem başkasına aittin neden baktı ki gözlerin benim gözlerime? Neden izin verdin ki sana bağlanmama? Açil gözlerini kaçırdı karşısındaki adama bakamıyordu çoğu zaman olduğu gibi. O bir çift maviydi hayatını böyle yerle bir eden. Sonunda derin bir n...